SAYFALAR

6 Şubat 2012 Pazartesi

SUÇLUYU YAKALADI

1980 güz ayları Adana Cinayet Masası; iki kişinin katili ve birkaç bnka soyguncusu Yaser elleri kelepçeli Polis Memurları Hırsız Ahmet, Antepli Ahmet Mıçı Mustafa ve Ben  Suçlunun suç ortağını yakalamak için Valilik izni ile Gaziantep'e gidiyoruz. Adana yı çıkmadan Karşıyaka Ceyhan Yolunda büyük bir kavgaya rast geldik. Diğer ekiplere anons ettikten sonra, eli kelepçeli suçlu Sami Çiçek Mıçı Mustafa ile arabada otururlarken, biz inerek, olaya el koyduk.

Yaralı vardı. Hastaneye yolladık. Suçlulardan ikisini yakaladık. Esas sanıklar diğer ikisi kaçtılar. Hepimiz  öyle telaşla koşuştururken, arabamızda suçlunun yanında oturan Polis Memuru Mıçı Mustafa yı gördüm, yerde bir ara gözüme ilişti. O da sağa sola koşuşturuyordu. Sonradan aklım başıma geldi. "Sen suçluyu kime bıraktın da otodan indin" dedim. "Suçlu arabada yalnız oturuyor, bana 'sende git' dedi bende geldim." dedi. Hemen arabamızın yanına koştum. Eli kelepçeli iki kişinin katili suçlumuz Sami Çiçek yok, kaçmıştı.

Meslek hayatımda en çok korktuğum, düşünmek bile istemediğim olay başımıza gelmiş, suçluyu kaçırmıştık. Bunu hiç kimseye anlatamazdık. Ya kimseye bildirmeden gidip suçluyu bulacağız, yada intihar bişe edeceğiz. Çünkü sen bedava kaçırdın demezler, ne kadar para aldın da kaçırdın derler. Yakaladığımız yeni olayın  sanıklarını Karşıyaka Karakol ekibine teslim ettik. Arabamızın yanına gelip kara kara ne yapacağımızı düşünürken, birden yabancı gelmeyen bir ses duydum. "Ağabey, ağabey" diye bağırıyordu. Dönüp baktığımda az ilerde eli kelepçeli bizim otomuzdan kaçan iki kişinin katili Sami bir kişiyi yakalamış, bize getirmek istiyor, öbürü de direnirken gördük. Koşarak yanlarına gittik. "Ağabey adama bıçak vuran bu şahıstır. Kaçarken, ta nerde yakaladım. Şerefsizi. Bıçağı da ilerde attı." dedi. Bıçağı da o attığı yerde bulduktan sonra, bizim suçlunun yakaladığı suçluyu da bıçağı ile Karakol ekibine teslim ettik.

Bizim suçlu Sami'ye "Niçin kaçmadın? " diye sordum, "Ağabey bir ara kaçmağı düşündüm, fakat sizin insanlığınıza ihanet edemedim" dedi ve ağlamağa başladı. Gaziantep'in köyünde onun arkadaşı suçluyu bulamadık. Bu suçlu ile kendi köyünde kelepçesiz dolaştık ve geri Adana ya sağ salım döndük. Bize de büyük ders oldu. Bir daha il dışı göreve giderken suçluyu polis memurunun koluna kelepçelerdik.

YÜZMEK BİLMİYOR

Fransa'nın bir tarihteki İçişleri Bakanı Jean Pier'ı gazeteciler hiç sevemezler.
Hep aleyhine yazılar yazarlar. Bu durumdan rahatsız olan Bakan Ülkesinde ki bütün gazetecileri toplayarak sahilde bir basın toplantısı yapar.
Gazetecilerin yanına gelen Bakan "Sizler sebebini bilmediğim bir nedenle yazılarınızda beni hep kötülüyorsunuz. Beni hiç sevmiyorsunuz. Bakın ben de şimdi kimsenin yapamayacağı şeyi yaparak sizleri şaşırtacağım. Ve sevginizi kazanacağım. Belki benden etkilenir, iyi bir manşet atarsınız." der. Denizin üzerinde sanki karada gider gibi, yaya yürüyerek uzaklaşır, gözden kayıp olur.
Bütün gazeteciler hayret ederler. Ertesi gün Fransa da ki bütün gazeteler
Bakan in deniz üstünde ki yürüyüş resimlerini basarak, altına da şöyle manşet atarlar:
"FRANSA İÇİŞLERİ BAKANI JEAN PİER YÜZMEK BİLMİYOR."

3 Şubat 2012 Cuma

YEŞİL RİZE

1998  Ankara Ahlak Amiriyim. Gece çalışmalarımdan sonra sabah oldu. Eve giderken Cebeci de 'Salon Yeşil Rize' isimli bir kahve gördüm. Şoförüme "Dur şurada bir çay içelim" dedim. 

İçeri girdik ikişer çay içtik. Telsizi filan saklamama rağmen adam polis olduğumuzu anlamış ki bizden çay parası almadı. Teşekkür ettim ve çıkarken "Rize'nin neresindensin? Hemşerim." diye sordum.
Adam "Ben Niğde'liyim, Rize li değilim, Ağabey." dedi. "Burayı sen çalıştırmıyor musun?" dedim. "Evet, ben çalıştırıyorum." dedi. "Sen Niğde'lisin, kahvenin ismi niçin Yeşil Rize? Rize li den mi devir aldın?" dedim.
"Ağabey Emniyet şimdiye kadar Kürtlerin elinde idi. Bu kahvenin adı Şanlıurfa idi. Şimdi Emniyet Lazların eline geçti. Ahlak Amiri Rize'li imiş ben de adını değiştirdim 'Yeşil Rize' koydum. Ne zaman Emniyet Türk'lerin eline geçer o zaman Niğde ismini koyacağım" dedi. Orada anladım ki ne kadar tarafsız uygulama yapsan, vatandaş kendi değerlendirmesini kendine göre yapıyor.