SAYFALAR

29 Ağustos 2020 Cumartesi

ERMEK

Bayburtlunun biri hacca gidecekmiş. 60-70 yaşlarında ki bu adam şimdiye kadar hiç köyünden çıkmadığı için gidip gelmesi biraz zor olacakmış. Nede olsa dil bilmediği halde uzak memleketlere gidip gelecekmiş. Hacı olacağını duyan bütün akrabaları bir akşam evinde toplanıp buluştuktan sonra onu yolcu etmek istemişler. Adamın hacca gideceğini duyan köyün imamı da aynı akşam adamın evine misafirliğe gitmiş.

Bayburtlunun akrabaları köyden hiç dışarı çıkmadığını bildikleri için hepsi kendilerine göre akıllar vermişler. O da akrabalarına yolculukta kaybolmak veya hırsızlar tarafından soyulmaktan biraz korktuğunu anlatmış ve herkesi can kulağıyla dinlerken Köyün imamı devreye girmiş ve o da  nasihatlar edip moral vermiş. "Sen yola çıkana kadar her gece ibadet et. Sabahlara kadar namaz kıl. Zikir et. Ondan sonra hiç korkma. O yollar düzelir ve bütün kapılar senin için Cenabı Allah tarafından kendiliğinden açılır. Sen farkına varana kadar bir bakarsın ki Kabey e gitmiş ve geri de dönmüş gelmiş olursun. Onun için hiç korkma." demiş.   

Bayburtlu herkesi dinlemesine dinler de saf, temiz insan olduğundan imamın dedikleri daha çok kafasına yatar ve onun dediklerini uygular. Geceleri sabahlara kadar zikirler eder namazlar kılar, ertesi günde sabahtan valizlerini alır kabeyi tavaf için yola çıkar.

Hava Limanına gider ki, ay aksi içeri girecek kapı yok. Kapı kolu da yok. Her taraf camekan kaplı. Camekanın etrafında dolanıp el ile tutulacak kapı kolunu ararken bir kaç adam gelir önüne geçerler ve onlar yürürken camekan kapı hoop kendiliğinden yanlara doğru açılır, içeri girerler. Bayburtlu şaşırır. 'Aha da başladı. Hocanın dedikleri nasıl da çıkıyor? Allah Allah kapıyı benim için kendiliğinden kim açtı?' diye düşünür ve içeri girer yoluna devam eder.

Az ilerde bakar ki yürüyen yollar var. O yola biner, doğru ileri gişelerin yanına gider. Bayburtlu yine düşünür 'Hoca bunu söylememişti. Acaba ben zikiri biraz fazla kaçırdım da ondan mı böyle oldu. Yollarda kendiliğinden yürümeğe başladı' diye düşünür. Yola devam eder. Az ilerde öyle loş ışıklı bir yerde giderken 'şak, şak, şak' ışıklar birden yanmağa başlar. Zaten sensörlü olan ışıklar kendiliğinden yanınca Bayburtlu 'Hoca bunu da söylememişti fakat o da bilmiyor demek bunu. Ben biraz zikiri fazla kaçırdım. Galiba Kırklara karıştım.' diye düşünür ve yoluna devam eder.

Kabeye gider ve otele yerleştikten sonra akşam namazı kılmak ister. Gider lavaboya abdest alacak. Elini uzatır musluğu açacak ki bu seferde musluk kendiliğinden akmağa başlar. Bayburtlu bu sefer hiç şaşırmaz. 'Tamam, ben artık kırkların içindeyim.' der ve camiye girer orada cemaatle namaz kılacak. Hoca vaız ederken Bayburtlu da oturduğu yerden etrafa bakar ve inceler. Çok büyük bir cami ve tavan kısmında da yirmi yedi tane filan kubbesi var. 'Bu ne şaheser bir cami' diye düşünür ve cemaatle namazı kıldıktan sonra tekrar gözü takılır tavana bir bakar ki, tavan yok, gökte yıldızlar görünüyor. Az evvel gördüğü caminin tavanı yok olmuş. 'Ey Rabbil alemin sana şükürler olsun ki beni erdirip kırklara karıştırdın.' diye düşünür. Halbuki caminin kubbesi öyle yapılmış ki güneş çekildiği zaman kendiliğinden rayların üzerinde kayıp açılıyormuş.

Bayburtlu erdiği için dualar etmeğe devam etmiş ve ertesi gün de Kabeyi tavaf ettikten sonra Medine ye gitmiş. Efendimizin yattığı yere varınca "Ya Resulallah hele bir bak ki kim geldi?" demiş. 



    

22 Ağustos 2020 Cumartesi

DOĞU KARADENİZDEN GÖRÜNTÜLER


Doğu Karadeniz de çekilen harika görüntüler. Resimler İnternetten ve tanıdık fotoğrafçılardan alıntıdır. Çok azı bana aittir.


Sisdağı yakınlarında İnişdibi doğa harikası. Bir köy ve çevresinde mor, pembe, beyaz kumar çiçekleri ve yeşillik. İnsan seyretmeğe doyamıyor.
Kaçkar Dağları yamaçları kumar ve eğri çiçekleri.
Sisdağı cıvarında kumar çiçekleri
Fındıklı da azgın deniz dalgaları
Kaçkar Dağlarının tepelerinde göller
Kaçkar Dağları tepelerinde gök kuşağı
Kaçkar Dağları eteklerinde kumar çiçekleri
Kaçkar tepelerinden çıkan dere kaynağı
Kaçkar tepelerinde volkanik göl
Artvin de Kara göl gölgeli resmi
Kaçkar Dağları Zuğu yaylasına giderken Boğazın kayadan Fındıklı'nın görünüşü
Zuğu deresi taşkın halı
Fındıklı Arılı (Piçhala) deresi Taşkın haldeyken
Zuğu deresi normal akarken
Kaçkar tepeleri Zuğu yaylası yolu Boğazın kur
Kaçkar tepelerinde yıldırım
Kaçkarlarda sis ve bulut
 Çamlı Hemşin Yaylaları
 Kaçkar Dağı zirveleri
 Karlı dağlar
 Kaçkar Dağları eteklerinde kumar ve eğri çiçekleri
 Okura yolu asma köprü
 Okura dağ evi
 Güz gazellerini taşıyan Karadeniz kadınları
 Kaçkar tepelerinde akşam vaktı
 Kaçkar tepelerinde buzul gölü
 Dağda kumar çiçekleri ve bagen
Dağ evi


Kayalara tutunan ve doğayı koruyan ağaçlar
Kaçkar Dağları zirvesi

Kaçkar Dağları

Arhavi den Kaçkar Dağları
Arılı Deresi ve Kaçkar Dağları
Kışın Arılı Deresi

Artvin den Kaçkarlar

Borçka Karagöl





2 Ağustos 2020 Pazar

MOTOR ARIZA YAPMIŞ


Temel ile Dursun uçakta gidiyorlarmış. Uçak havalandıktan sonra uçağın motorlarından biri bozulmuş. 
Pilot anons etmiş:
"Uçağımızın bir motoru bozulmuştur. Telaşa gerek yok. İkinci motor ile yolumuza devam edeceğiz." diye
Aradan çok geçmeden ikinci motor da bozulmuş. 
Pilot tekrar anons etmiş:
"Sayın yolcular uçağın ikinci motoru da bozuldu."
 Temel Dursun'a dönmüş:
" Ula Tursun, desene bu geceyi burada geçireceğiz da". demiş.