SAYFALAR

21 Temmuz 2023 Cuma

İBRETLİK OLAY

Mahkeme salonunda savcı iddanameyi okuyordu;

“Sayın hakim, kitap kırmızı kapakla çıkmıştır ve adı "Sınıf"tır. Bu nedenle TCK’nın 216. madde sine göre, yani “halkın; din, dil, ırk, mezhep, sosyal sınıf veya bölge farklılığı açısından farklı özelliklere sahip bir kısmını, diğer bir kısmı aleyhine kin ve düşmanlığa ittiği gerekçesiyle suçludur. Gereğinin yapılmasını arz ederim."

Adam şaşkınlıkla etrafına baktı. Her şey ona şaka gibi geliyordu. Bir şiir kitabı için miydi tüm bunlar?

Bu mahkeme, bu savcı, yanında kendisini savunmak için duran avukat, hakimin önündeki yazman..

Öğretmendi, yıllarını okuldaki öğrencilerine vermişti. ”Çocuklarım” diyordu onlara..

Kitabında da çocuklarını anlatmıştı zaten.

O halde neydi suç olan? Neden buradaydı?

Savcı devam ediyordu.

"ama kitap kırmızı, üstelik adı da Sınıf.”

Şiirlerinden kesik kesik mısralar geldi adamın aklına…

“yoklama defterinden öğrenmedim sizi, benim haylaz çocuklarım! “İsterken adam olmanızı çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun palto, ayakkabı yüzünden, kiminiz limon satar, Balıkpazarı’nda kiminiz Tahtakale’de çaycılık eder.”

Buydu söyledikleri sadece..

Bu nedenle bu kitap toplatılmış ve yasaklanmıştı.

Yasaklanmıştı kitap, kapağını rengi kırmızı, adı da Sınıf’tı.

Beyninde zonklamaya devam ediyordu, yasaklanan kitabındaki şiirler..

“Benim bilgili, becerikli çocuğum, kalktığın zaman tahtaya yüzünün kızarması neden?

Ayağında sağlamca bir papuç sırtında bir ceket yok diye mi?

Ne var bunda sıkılacak, utanmak bize düşer çocuğum!”

Birden herkes ayağa kalktı. Hakim kararı açıklıyordu.

Hayatında ilk kez tutuklanıyordu Rıfat Ilgaz. 6 ay hapiste yattığı halde 6 aydan fazla yatmış gibi gösterilip öğretmenlikten de atıldı.

Yılmadı, onlara güzel bir dünya kurabilmek için yazmaya devam etti.

Tutuklandı yine, işkenceye maruz kaldı, hatta yetmiş yaşında kendi köyünün halkı içinde gözleri bağlanarak elleri kelepçeli gözaltına bile alındı.

Bu adam kim mi?

Bu adam; sizin romanlarını okuduğunuz, tiyatro ve filmlerini izlediğiniz "Hababam Sınıfı"nın yazarı Rıfat Ilgaz'dır.

Onun yazdıklarına hep güldünüz. Şimdi bu okuduklarınıza da gülebilirsiniz.

Gülün doğal olarak ama, halk için bu değerli insanı Rıfat Ilgaz gibi değerlerimizi unutmayın Unutturmayın!

Rıfat Ilgaz, tam adıyla Mehmet Rıfat Ilgaz, 8 Mayıs 1911 Cide, Kastamonu, 7 Temmuz 1993 te İstanbul da öldü. Türk şair, romancı, öykü ve tiyatro yazarı. Takma adı Stepne

Biz Türkler çok okumadığımız için, onu özellikle Hababam Sınıfı romanıyla, romandan sinemaya uyarlandığı için filmleriyle tanıdık. Türkiye'nin en çalkantılı siyasi dönemlerinde devam ettiği dergiciliği, onun adliye koridorlarında ve hapishanelerde zaman geçirmesine neden oldu. Oldukça üretken olan şiir, mizah, öykü, roman ve çocuk kitaplarında birçok farklı eserler verdi. Bir zamanlar toplatılan Karartma Geceleri eseri 2004 yılında 100 Temel Eser listesine girdi. Yazarın eserleri günümüzde bile Çınar Yayınları'nda çıkmaktadır.

Ana hatlarıyla hayatı

1944'ün Ocak ayında yayınladığı Sınıf kitabıyla adliyeler ve hapishaneyle tanışmış oldu. Bir süre saklanan Ilgaz, 24 Mayıs 1944'te Birinci Şubeye teslim oldu. 6 ay cezaya çarptırılan yazar, hapishaneden çıktığında hem öğrenciliğini hem de öğretmenliğini kaybetmişti. Sağlığı da oldukça bozulan Ilgaz, Heybeliada Sanatoryum Hastanesine yattı. 1946 yılında öğretmenliğe kısa bir süreliğine dönse de, sonunda 1947'de temelli olarak bu şansı de kaybetti. Bununla birlikte sanatoryuma yatabilme hakkını da kaybetmiş oluyordu.

Sizlere onun eserlerinden bahsetmeyeceğim. Bahsetsem de zaten sayfalara sığdıramam. Onun sadece mücadeleci ruhunu anlatmağa çalıştım. Saygılar sunarım. (Bilgiler internetten alıntı.)


3 Temmuz 2023 Pazartesi

KENDİNE DİKKAT ET

Bir Türk atasözü: 
Ayağını sıcak tut, başını serin; gönlün ferah olsun, düşünme derin.

Mevcut şartlar altında, yer yüzündeki 100 kişiden sadece 8'i yaşayabilir veya 65 yılı geçebilir.

65 yaşın üzerindeyseniz, mutlu olun, minnettar olun. Hayatın tadını, yaşadığının tadını çıkarmağa çalışın.

Senden önce gidenlerin %92'si gibi, sen de 64 yaşından önce bu dünyadan ayrılmadıysan, zaten şanslı olanlardansın.

Sağlığınıza iyi bakın, çünkü kimse sizleri daha fazla umursamıyor!

Kalan her anın tadını çıkarın ve şikayetçi olmayın.

Her konu da çevrendekilere yardımcı olmağa çalışın.

40-90 yaş arası yaşayanlar için bazı basit ve yararlı öneriler:

Her zaman kontrol edin, kontrol altında tutun:

1. Kolesterol,

2. Glisemi,

3. Trigliseritler,

4. Tansiyon.

Azaltmak:

1. Tuz,

2. Şeker,

3. Buğdaydan zengin besinler,

4. Süt ürünleri,

5. İşlenmiş ürünler.

Gerekli ihtiyaçlar:

1. Sebzeler

2. Meyveler

3. Su

4. Spor

Unutmaya çalışmamız gereken üç şey:

1. Başımızdan geçen kötü olgular,

2. Yarın ki yaşantıya hazırlık,

3. Şikayetlerimiz.

Üç ana şey:

1. Akrabalarınız, arkadaşlarınız,

2. Olumlu düşünceleriniz,

3. Temiz ve misafirperver bir ev.

Üzerinizden hiç eksik etmeyeceğiniz Üç temel şey:

1. Daima gülümse, gül,

2. Kendi hızınızda düzenli fiziksel aktivite yapın,

3. Kilonuzu kontrol edin.

Yedi temel şey:

1. Su içmek için susamayı beklemeyin,

2. Uyumak için uykunuzun gelmesini beklemeyin,

3. Dinlenmek için yorulana kadar beklemeyin,

4. Tıbbi testler yapmak için hasta olmayı beklemeyin,
   

5. Her zaman bir işle meşgul ol, kendine iş bul, 

6. İşi oluruna bırak asla dert etme,

7. Her zaman daha iyi yarınlara umut beslemek için mucizeleri bekleme, kendin mucize ol. (ALINTI)