SAYFALAR

24 Ocak 2012 Salı

şiir NE OLUR ?

Bahçemde ki güller de artık açmıyor,
Resmine her baktığımda içim acıyor,
Sevdiğim için benden böyle kaçıyor,
Soruyorum bana bir bir anlat ne olur?

Bahçemdeki güllerden sana derledim,
Yol da pembe eşarbını bana salladın,
Oturduk ben anlattım sen de ağladın,
Dertlerini saklama bana anlat ne olur?

Aldığın demet gülleri beğenmemişsin,
Yollamasa keşke kendi gelse demişsin,
Demekki inkar etsende çok özlemişsin ,
Yalan deme bana bir bir anlat ne olur?

Tomurcuk güllerden seni ayırt etmedim,
Aramadın beni yine senden geçmedim,
Ben dost bildim sen hep gönül eğledin,
Pişman mısın bana bir bir anlat ne olur?
                                  Recep Ali Öztürk

23 Ocak 2012 Pazartesi

EŞEGİ KAYIP ETMİŞ

Kürt kardeşlerimizden biri eşeği ile İstanbul'a gitmiş, sonrada parasız kalınca eşeği satmağa karar vermiş.
Fakat satamamış. Aksilik ya çeşmeden su içerken eşeği kayıp etmiş. Bulmak için çok aramış ayaklarına kara su inmiş fakat gece olmuş bulamamış.
Ne ise yatıp sabah aramağa devam ederim diye düşünmüş.
En yakın otele gidip odasına yerleşmiş.
Fakat tam uykuya geçerken otel koridorunda bir gürültü şamata ve odasının kapısı açılmış. Allah Allah kimdir acaba?
Hemen karyolanın altına girmiş, saklanarak beklemeğe başlamış. Meğer bizim Keko yanlışlıkla balayı için gelen yeni evli çiftlerin odasına girebilmiş.
Yeni evli çiftlerde birlikte gelip karyolanın üzerine oturmuşlar. Kendi aralarında biraz aşk sözleri ettikten sonra karısı kocasına "Hayatım bir bak ki gözlerimin içinde ne görüyorsun?" Demiş.
Kocası da "Hayatım gözlerinde tüm İstanbul'u görüyorum" diye cevap vermiş.
Hemen bizim Keko karyolanın altından çıkmış ve "Hele kurban benim eşeğimi da görirsen" demiş. Daha sonra memleketi Diyarbakır'a geldiği zaman aynı soruyu eşine soruyor Eşi de "Çapağ" diye cevap veriyor.

22 Ocak 2012 Pazar

HAN SAHİBİ ÖLDÜRÜLMÜŞ BULUNDU

1975 yılında Adana İnönü Caddesinde Şallı iş hanı var. Hanının Sahibi 80 yaşlarında ki Mahmut Şallı bu hanın en üst katındaki dairede ikamet ediyordu. Bir sabah kafasına çivili sopa ile vurularak öldürülmüş bulundu. 

Teknik inceleme ve otopsi işlemlerinden sonra, evinde yaptığımız incelemede, büyük bir kasa vardı. Kasa kapalı ve anahtarı yoktu. Bu kasa Savcı tarafından bizlerle birlikte çilingire açtırıldı. İçinden büyük bir teneke kibrit kutusu şeklinde altınlar, dolarlar ve Türk parası çıktı. Katil kasayı açamamış ve bu servet değerinde ki mücevherat ve paraları alamamıştı. 

Olay yerinde uc tarafına 5-6 adet uzun çiviler çakılmış sopa ile, bir de pantolonun bir bacağı kesilerek üstü elle dikilmiş, yanlardan göz yerleri açılmış bir maske kalmıştı. O zamanlar mobese, kamera değil sokaklarda, evler de, normal telefon bile yoktu. Evinde telefon olanlar ya çok kalbur üstü ya da torpilli kişilerdi. Bu olayın aydınlatılması bize Cinayet Masasına düşüyordu fakat hiç te öyle kolay bir iş değildi.

Olay yerinde çivili değnek ve pantolon bacağı kesilerek elle yapılmış maskeden araştırdık, bir şey elde edemedik. Maktul ün kasası açılmamış fakat anahtarları alınmıştı. Çünkü çevreden yaptığımız araştırmaya göre Maktul anahtarları boynundan asar hep üzerinde taşırdı. Önce Maktul ü araştırdık. Sonra bütün yakın akrabalarını. Bir eşi ölmüş, ikinci eşinden de ayrılmıştı. Kendisinin yanında İsmet isimli beslemesi, İsmet'in eşi ve bir de çocuğu kalıyor, hem de bu yaşlı adamın bakımını yapıyorlardı. Adam Adana'nın sayılı zenginlerinden ve iş hanları filan vardı. Ayrıldığı eşinden olan iki çocuğuna da beslemesi İsmet bakıyordu. Beslemesi İsmet'in iki kardeşi daha vardı; biri öğretmen, diğeri Adana Sümer Mahallesinde kahve çalıştırıyordu.

İlk bakışta, ayrıldığı eşinin kardeşi İsmet Kayseri de zanlı olarak yakalandı, Adana ya getirildi ve tam delil olmasa da bazı kuvvetli emarelerden dolayı tevkif oldu. 

İsmet'in eski damadının mal varlığına, kız kardeşi ve yeğenleri vasıtasıyla sahip olmak için cinayet işlediği düşünülüyordu. Fakat ben hiç bu çocuğun yanı İsmet'in suçlu olduğuna inanamadım. İsmet bu olaydan dolayı yedi sekiz ay hapis yatarken, ben Mahmut Şallı'nın beslemesi İsmet'in kardeşi kahveci İsmail isimli şahsın peşine düştüm. 

İsmail Yurt Mahallesinde oturuyor, Sümer Mahallesinde de kahve çalıştırıyor ve ara sıra da Mahmut Şallı'nın beslemesi kardeşi İsmet'in yanına gidip geliyordu. Önce kahvesine giderek şahsı tanıdım ve çevresinden gizli bir araştırma yaptım. Bu şahıs 35-40 yaşlarında uyuşturucu kullanan bir şahıstı. Bütün şüphelerim üzerine çevrildi ve artık gerçek deliller aramağa başladım. Bir kaç akşam kahvesine takıldım. Gece saat12.00 den sonra kapıları kapatıp içerde dar bir oda da bir kaç arkadaşları ile oturuyorlar, bazen kumar oynuyorlar, bazen de öyle esrar içip muhabbet ediyorlardı.

İyice şüphelerim üzerine yoğunlaştı fakat olayı nasıl delillendirip ispat edecektim? Her ne kadar ümitsiz olsa da aklıma bir fikir geldi. Olay yerinde bırakılan pantolon paçasından yapılan maske ile terzileri dolaşmak. Maske elimde bir kaç terziye bu pantolonu dikip dikmediğini sordum. Yurt Mahallesinde terzinin biri dikişin kendisine ait olduğunu söyledi ve eski sipariş defterlerini tek tek inceleyerek, deftere iliştirilmiş aynı kumaş parçasını ve siparişi veren kişiyi buldu. 

Evet yanılmamışım. Üç sene önce Besleme İsmet'in Kardeşi İsmail isimli şahıs, yanı şüphelendiğim şahıs, bu pantolonu diktirmiş ve hala daha da parasını ödememişti. Hemen sevinmek olmaz pantolonu kayıp etmiş veya çaldırmış ta olabilirdi. Fakat kuvvetli ihtimal aradığım katil şahıs ölen şahsin beslemesi İsmet'in kardeşi İsmail di. İsmail beni hiç tanımıyor, ben kendisini artık iyi tanıyordum. Çünkü o bir katil olabilirdi. 

Ertesi gün saat 09.00 da göreve çıkarken doğru kahvesine gittim fakat İsmail ehli keyif ya daha kalkmamış iş yerine gelmemişti. O akşam görevden çıkarken kahvesinin yakınlarında indim. Doğruca kahvesine gittim. Baktım aradığım İsmail kasada oturuyor. Hemen yanına oturdum ve kendimi tanıttım. Sanki çok öncelerden tanışıyormuşuz gibi bana izzet ikram etmeğe başladı. "Kalk İsmail seninle bir yere gidip gelelim." dedim.

Dışarı çıktıktan sonra bir taksiye daha binmeden İsmail'in üstünü aradım suç unsuru yok, yarım plaka kadar esrar buldum. Büro ya gittik. Daha Başkomiser Cihat Bey çıkmamış fakat Kısım da da yoktu. İsmail'i oturttum ve bir çay söyledim. Daha kendisine hiç bir şey sormamıştım, o da bana bir şey sormamış fakat bazı işlerin de ters gittiğinden şüphelenmişti. Tam biz otururken Kısım Amirimiz Cihat Bey geldi. O saatte orda olduğumdan kızmış olacak ki "Bu adam kim Recep? Sen niçin çıkmadın?" diye bana bağırdı. "Mahmut Şallı'nın katili Başkomiserim" dedim. Demek ki hapisteki İsmet'in katil olduğuna onunda kanaati gelmemiş ki; birden ayağa kalktı, iki eliyle İsmail'in yakasından tuttuğu gibi onu da ayağa kaldırdı, duvara yapıştırdı ve "Kasanın anahtarları nerde lan, seni parçalarım ha" diye bağırdı İsmail'e. 

Gayri ihtiyarı ben de ürktüm. İsmail hiç itiraz etmeden "Tamam ağabey, o akşam panikledim ve olaydan sonra tren ile Ceyhan'a kaçtım. Orada garda Harun isimli Polis Memuru beni şüpheli olarak yakaladı. Bir gün nezarette kaldıktan sonra salıverdiler. Anahtarlar o zaman orada, onlarda kaldı. Kasa anahtarları Ceyhan Emniyet Amirliğinde, çekmecede olması gerekir." dedi. Cihat Bey hemen ekibi telsizle arayarak Ceyhan'a gönderdi ve kasanın anahtarları Ceyhan Emniyet Amirliğinde kalmış, çekmece de bulundu. 

İsmail'in olaydan sonra Ceyhan da yakalandığı kayıtlarını da çıkartarak, terzinin ifadeleriyle birlikte, İsmail'in bekar evinde yapılan aramada ele geçirilen bir bacağı kesik pantolon ve maske yaparken kullandığı iplik yumağı da eklenerek deliller tamamlandı. İsmail Mahkemeye sevk edilerek tevkif oldu. 

Kısım Amirimiz Cihat Yalım ve beni birer maaş ikramiye ile taltif ettiler. Daha önce tutuklanan Mahmut Şallı'nın kayın biraderi Kayseri li İsmet'te hapisten çıktı. Adalet her yönüyle yerini buldu. 

Bazan Kısımda hep birlikte otururken Kısım Amirimiz "Recep hani, niçin hiç katil getirmiyorsun? Diye bağırıyor ve katıla katıla gülüyordu.  

Yorum:

Hiko28 Mayıs 2019 13:14

Değerli Recep komiserim siz 1975 yılının mayısında Adana’da öldürülen Babam Mahmut Şallının katilini bulan ve 40 seneden sonra beni bu konuda yazılarınızla aydınlatan Yegane insansınız Yalnız sizden bir ricam olacaktı Yakınlarda internetten bir haber daha okudum Şakirpaşa “ölü mahmut olayı “diye geçiyor .varisleri bulunamadığı için arsalar dağıtım a başladı tarzı bir şey bu ölü mahmut denilen kişi ve Olayı acaba benim rahmetli babam Mahmut Şallı mıdır Çünkü aynı senelerden bahsediliyor ve aynı mahallelerden Seyhan İnönü caddesi Şakirpaşa sürmeli gibi İlgilenirseniz çok memnun olurum olaya sadece maddi olarak bakmıyorum babama Karşı bir görevim olarak düşünüyorum saygılar Velda
Yanıtlar


Sevgili Velda Evet Babanızın çok taşınmaz malları ve bir tenekeye yakın altını vardı. Nerde nesi olduğunu ben bilmem. O zaman ki avukat her şeyi iyi bilir. Galiba dayınız oluyor. İlk etapta tevkif olup 7-8 ay hapis yatmıştı. O Kayserili idi. Onlarla irtibat kurarsan Avukatı öğrenirsen onlar sağ iseler sana yardımcı olurlar. İnönü Caddesinde Şallı iş hanı vardı, onu biliyorum. Bütün mal varlığını bilmem imkansız. Galiba senin bir kardeşin daha olacak.