Avrupa da liseler arası bilgi yarışması yapılıyor. Alman'ı,
Fransız'ı, İtalyan'ı, İspanyol'u hepsi süper. Sorulan bütün soruları
biliyorlar. Hiç bir okulu eleyemiyorlar. Sunucu artık hepsine kafadan sorular
sormağa başlıyor. Öğrenciler o sorularında hepsine cevap veriyorlar. "
Eyfel Kulesinin kuzeye bakan yüzü yapılırken, çalışan işçilerin
çavuşlarının adı nedir? Söyleyin." diyor sunucu. Alman öğrencileri cevap
verecekler ya; "Efendim gece vardiyasını mı, yoksa gündüz vardiyasını mı
soruyorsunuz" diye sunucuya soruyorlar.
Bizim öğrencilerimiz de süper. Eskiden Anadolu da bir
liseye yeni tayin olan öğretmen öğrencinin birini tahtaya kaldırır ve
sorar: "Söyle bakıyım İstanbul'u kim aldı?" Öğrenci cevap verir.
"Vallahi ben almadım öğretmenim." Öğretmen şaşırır. Biraz
sinirli bir sesle sınıfa soruyor: "İstanbul'u kim aldı
çocuklar?" Sınıf ta ki öğrenciler hep bir ağızdan cevap veriyorlar
" Biz almadık, öğretmenim" Öğretmen tamamen çıldırıyor ve sınftan
çıkıp söylene söylene öğretmenler odasına gidiyor.
Öğretmen deliye dönmüş söylene söylene Öğretmenler odasına
giderken Müdür Yardımcısı geliyor. "Ne o hocam yine seni delirttiler
mi?" diye laf atıyor. Öğretmende sıkıntısını anlatıyor. Öğrencilerin yemin
ederek İstanbul'u almadıklarını söylediklerini söylüyor. Ondan makul bir cevap
beklerken, aa Müdür Yardımcısı da "Bu öğrenciler işte böyledirler hocam,
yaparlar yapmadık derler, alırlar almadık derler" diyor. Öğretmen temelli
deliye dönüyor. Oralarda bağırıp çağırırken Okul Müdürü geliyor. Öğrencinin
dediklerini Müdür Yardımcısının dediklerini Okul Müdürüne bir güzel anlatıyor
ve "Bunlar İstanbul'u kim aldığını bilmiyorlar Müdür Bey" diyor.
Müdürden hemen kurtarıcı cevap geliyor. "Hocam sen hiç üzülme. İstanbul'u
kim aldığını bir yazı yazar Bakanlıktan sorarız." diyor. Ve Bakanlığa yazı
yazıyor "Okulumuzda merak konusu olduğundan, İstanbul kim tarafından
alındı ?Acele bildirilmesi arz olunur" diyor. Milli Eğitim
Bakanlığından cevap geliyor. Sıkı durun. "Ödenek yokluğundan bizim
dönemimizde İstanbul alınmadı. Bilgilerinize rica olunur." Şimdi gerçek
söylüyorum. Herkes kendini yoklasın. İçimizde kaç kişi O şanlı Fatih Sultan
Mehmed Hüdavendigar'ın babasının adını biliyor?
Fatih Sultan Mehmed'in babasının adını sormuştum. Bizim
atalarımız fakat hiçbirimiz bilmeyiz. Bana ne Papua Yeni Gine'den, bana ne haga
dansından, bana ne Suppililuluma dan, bana ne Labarnaş tan, Sezar dan,
Kleopatra dan. Ben yaşam mücadelesi verebilmem için, hayatta kalabilmem için
önce kendi tarihimi öğrenmeliyim ki, son 400 yıl dan beri bize uyguladıkları
bir senaryoyu, yeni gibi her yeni nesle uygulamasınlar. Kim 400 yıl önce
vaktiyle nasıl bir senaryo gibi hakkımızda oyun yazmış ise, yanı Türkiye yi yok
etme planı yapmış ise, hep aynı oyun Türkiye mize on senede bir tezgahlanıyor.
Bu oyun senaryosunu yazan şimdi yok. Ölmüş gitmiştir. Fakat, senaryoyu kim
saklıyor? Nerde saklıyor? Gelecek nesillerine nasıl aktarıyorlar? Tüm Avrupa
birbirlerine nasıl ulaştırıyorlar? sonra Türkiye ye gelip 'Demokrasi, özgürlük,
hak, adalet, kürt, alevi, sünni diyerek bizi bir birimize nasıl vurduruyorlar?
Biz başka devletlerden biri için böyle bir senaryo yazsak, vay derin devlet,
vay faşist devlet, demediklerini bırakmazlar. Türkiye de çekiç güç askeri
vaktiyle kaymakam dövmedi mi? Amerikan askeri iki subayımızı gemide füze ile
öldürmedi mi? Alman ve Fransız avukatlar Diyarbakır'a gelip "Halklar
kurtulsun" diye mitingler tertip edip mitinge katılmadılar mı?. Mitinge
katılmayan Diyarbakır' lıları ölümle tehdit edip hatta öldürmediler mi?
Kastamonu' da, Balıkesir'de yaşayan halk çok mu refah içinde? Ezilen halk
oralar da yok mu? Oralara niçin gitmedi bu iyilik melekleri avukatlar da
Diyarbakır' a gittiler? Fransa ve İsviçre de 'Türkler Ermenileri öldürdüler.
İnkar edenler suç işliyor' deyip inkar edenlere ceza vermediler mi?
Bunlar herkesin bildiği ve unuttuğu şeyler. Daha bilinmeyen
neler var? . Hanı onlara niçin kimse bir şey söylemiyor. Yahut söylerseniz kim
dinler sizi. Herkes anlaşmışlar tek hedef Türkiye. Onlar zaten düşman, hak
vermek lazım da, ya içimizde ekmeklerine yağ sürenlere ne diyeceksiniz? Dünyayı
göz önüne alın var mı bizim gibi bir Ülke? Aslında ulusal güvenliği sağlamak
için devlet doğru olanı yapar. Kim de ne konuşursa konuşur. Fransa kanun
çıkarıyor konuşma hakkını elimizden alıyor. Kimsenin gıkı çıkmıyor. Fransa da
"Ben ermeni öldürmedim diyeceğim suç olacak. Bizde çıkaralım Türkiye de
hangi Fransız "Cezayir li öldürmedik" derse ceza verelim. Ben kendimi
savunmadan sadece Türk olduğum için mahkum olacağım. Kıyaslayın beyler Fransa
ile bizi, neyimiz eksik? Üstünüz bile. 'Kıbrıs ı birleştirip sorunu
çözecekmişler' ne sorun varsa. Size kargalar güler be. 1974 yılından önce
birleşik tı. Niçin sorunu ÇÖZMEDİNİZ ? Herkes biraz düşünürse anlayacak. Bir
milletin var olabilmesi için devlet politikası şart. Hangi Avrupa Ülkesinin
kanunları bizim tavsiyemizle yapıldı? Veya yapılır? Hiçbiri. Bizim
Kanunlarımız? Bizim ülkedeki kanunları adamlar bizim için çıkarır mı? Belli ki
kendi menfaatleri için çıkarırlar. Görüyorsunuz işte bütün kanunlarımız kendi
menfaatlerine. İnsan iyi düşününce ayıptır be. Öyle de kötü, böyle de, bir de
dediklerini yapmayalım bakalım, ne olacak? Yemin ederim ki çok iyi olacak. Özür
dilerim yine uzattım fakat bitiremedim. Kalın sağlıcakla.