SAYFALAR

9 Mart 2013 Cumartesi

TÜRK İŞİ

(Öykünün konusu internetten)

Ülkeler arası kayık yarışları yapılmış. Yarışı Japonlar 500 metre farkla kazanmışlar. Türkiye yarışçıları bitiş yerine yarım saat sonra varmışlar. Yanı en sonuncu dan da sonra. İddialı bir yarışma olduğu ve onurlarına dokunduğu için yarışı 'İnceleme Komisyonu' kurmuşlar.

Komisyon incelemiş ve rapor vermiş. Japonların yarış kayıklarında, yarış esnasında on bir kişi olduğunu, on kişinin kürek çektiğini, bir kişinin de dümen tuttuğunu,
Türk takımında ise; yarış esnasında kayıkta sekiz kişi bulunduğunu, bir kişi kürek çektiği, yedi kişinin dümen kullandığını tespit etmişler. Tabii ki çözüm bulunması gerek.

Bu rapora göre hemen önlem almışlar. Adı 'Yeniden Yapılanma' . Buna göre Türk Kayık Yarış Takımını yeniden yapılandırmışlar. Buna göre yarış kayığı içerisinde on bir kişi bulunacak ve görevleri şöyle olacak:
1. şahıs: Yarış Kayığı Müdürü,
2. 3. şahıslar; Yarış Kayığı Müdür Yardımcıları,
4. şahıs Dümen Müdürü,
5. 6. şahıslar; Dümen Müdür Yardımcıları,
7. 8. şahıslar; Dümenciler,
9. şahıs; Kürek Müdürü,
10. şahıs; Kürek Müdür Yardımcısı,
11. şahıs; Kürekçi. Yanı yine tek kişi kürek çekecek. Gördünüz değil mi? Ne kadar güzel bir yapılanma. Organizasyon çok güzel, bakalım öbür yarış ve bundan sonra neler olacak?

Ertesi yıl ki kürek yarışmasında yine Japonlar büyük bir farkla birinci olmuşlar. Yarışa katılan diğer ülkeleri boş verin. Biz kendi takımımızı inceleyelim. Sonra ne olmuş. Türk takımı sondan birinci olmuş. Bu zaten belli idi fakat gel yetkilileri inandır. Onlar birincilik bekliyorlarmış.

Peki uzattık gitti en sonunda ne olmuş? Buyurun hep birlikte öğrenelim.
Türk takımı; yarışın kaybedilmesinden sorumlu olan kişiyi, yanı Kürekçiyi iyi kürek çekip kazanamadığı için işten kovmuşlar. Sorunun çözümüne katkılarından dolayı Müdürlere ve diğer sorumlulara birer maaş ikramiye vermişler.

Hikaye sanmayın, buna benzer olaylar gerçekten çok var. 1978 yılında artan terör olaylarını incelemek üzere Türkiye ye gelen İngiliz Araştırma adamlarının raporlarında mevcuttur. Türk Polisini inceleyip yazmışlar. Bizim arşivlerimizde var mı bilmem. 

'Masa başında çalışan, teröristlerle karşılaşmayan Amir ve Müdür personelin bellerinde iyi sağlam on dörtlü tabancalar ve ellerinde telsizler olduğu halde, sokakta görev yapan polislerin el telsizleri ve sağlam tabancaları olmadığı' şeklinde raporlarında yazılıdır. 

Aynen doğrudur. Bizzat şahit olduğum olaydır. O rapor yazıldığı zaman polis memurlarının yeni gelen on dörtlü tabancaları alması hiç mümkün değildi. Çünkü amirlerin sayısı tabancalardan fazla idi. Bu kayık yarış meselesine bariz bir örnektir. 
 
Şimdi bu durum düzel dimi? Ben inanmıyorum. Gidin Türk fabrikalarına, öğle yemeğini işçi müdürün makam odasına götürür. Avrupa ve Japon fabrikalarında müdürleri de personel ile kuyruğa girerler. Çünkü bizim memlekette küçük çocuklarımız büyürken 'Oku, mevki sahibi ol ki rahat yaşayasın' derler. Avrupa ve Japonya da çocuklarına 'Oku, kendini yetiştir, mevki sahibi ol ki, vatanına ve milletine faydan olsun' derler. Aramızda ki fark bu bence.

8 Mart 2013 Cuma

GELMEDİ İŞTE

Dursun ile Temel denize yüzmeğe giderler.
Aksilik ya Temel boğulur.
Savcı olayı tespit için Temel in boğulduğu yere gider.
Bakar ki iskelede Dursun ile bir kaç adam duruyorlar.
Savcı Dursun'a sorar;
"Anlat bakalım olay nasıl oldu?"
Dursun da cevap verir;
"Savcı bey düşündüğünüz cibi olay molay yok. Temel 'bi dalup geleceğum' dedi. Haburda bekleyiruz, sende göriirsun ki daha gelmedi işte."der.
 

7 Mart 2013 Perşembe

YOLCUSU MİYEM

Bir Erzurumlu Erzurum da Es dadaş otobüsüne biner ve ilk defa İstanbul'a gidecek.
Otobüs yolda yarım saat ihtiyaç molası verir.
Erzurumlu hemşerimiz de otobüsten inerek ihtiyaç giderir.
Yarım saat sonra otobüsü bıraktığı yere dönünce birde ne görsün.  Geldiği otobüs altı tane olmuş. Yanı aynı benzeyen otobüsler gelip yanına durmuşlar.
Eeeh habire de anons ediyorlar "Es dadaşın 23 numaralı yolcusu otobüsünüz harekete hazırdır.
Lütfen yerinizi alınız."
Bütün yolcular hazır oturmuşlar bir yolcuyu bekliyorlar. Bizim acemi Erzurumlu koşarak gelir otobüse biner ve yüksek sesle otobüste oturan yolculara sorar;
"Gadanız alam dadaşlar, helem bana bir bağan ki, ben sizin otobüsün yolcusu muyem?" der.