SAYFALAR

24 Temmuz 2013 Çarşamba

KIRK DANA

alıntı
Oflunun asker arkadaşı bir telgraf çeker ve Van'a çağırır. "Oflu kardaşum çok dardayım gel" der. Oflu Van'a gider arkadaşını ararken Vanlılar Of lu olduğunu anlayınca imam olması için israr ederler. Oflu hiç imamlık bilmediği için kabül etmez. Kendisine kırk adet dana vereceklerini söyleyince de vaz geçemez, köye imam olur. O köyde kalır ve başlar yalan yanlış namaz kıldırmağa. Bu durum böyle devam ederken cemaatten bazıları Oflunun hoca olmadığını anlarlar. Ve müftüye şikayet ederler. Bir gün Müftü gizlice gelip Oflunun arkasında kontrol için namaza durur. Oflu Müftüyü tanır fakat kimseye belli etmez. Sadece yüksek sesle niyet eder ve: "Gideyidum arkadaşıma, uğradım Van a. Adımı çıkardılar imama. Verdiler bana kırk tane dana. Müfti efendi sen sesuni çıkarma. Danaların yarısı sana, yarısı bana. Allahü Ekber." diye namaza başlar.

23 Temmuz 2013 Salı

NİÇÜN KOŞAYİLER




Temel ile Dursun Olimpiyatları seyrediyorlarmış.
Tam da o sırada atletizm koşu yarışları yapılıyormuş.
15-20 atlet birbirlerini geçip yarışı kazanmak için bütün güçleri ile koşuyorlarmış.
Temel merak etmiş ve Dursun'a sormuş:
- Ula Tursun, ha bu uşaklar niçün koşayiler.?
Dursun cevap vermiş:
- Biri kazanacak ve altın madalya alacak. Onun içün koşayiler.
Temel tekrar sormuş:
- Peçi, o biri çi altun madalya alacak, öbirileri niçün koşayiler? 

22 Temmuz 2013 Pazartesi

DEFTER UNUTMAZ

Kayserili bir iş adamı, eleman almak için imtihan açar. Adayları tek tek yanına çağırır ve; (eksi on dokuz, artı on dokuz daha kaç eder?) diye sorar. Adayların hepsi doğru cevabı verirler. Fakat hiç biri kazanamaz. Daha sonra ki sınavlarda da aynı soruyu sorar. Yine hepsi doğru cevabı verirler fakat yine hiç birini işe almaz. Bu soruda muhakkak bir püf noktası olduğunu düşünen aday ne kadar uğraşırsa da, bir türlü sırrı çözemez. Sonunda bu adamın iş yerinden emekli olan başka bir Kayserili adam bulur ve fikrini sorar. Adam "Kağit kalem kullanmasını önerir. Aday bu nasihate uyar ve kağıt kalem kullanarak(-19+19=0) işlemi yaptıktan sonra işlem yaptığı kağıtı Kayserili iş adamına uzatır. Kayserili "Unutma! Bir şeyi alırken, satarken ve hesaplarken daima not tut. Akıl unutur, defter unutmaz" der. Ve genci işe alır. Yaa Kayserili aklı işte. Çok Kayserili arkadaşlarım oldu. Fakat hiç biri bana bu püf noktalarını öğretmedi.