SAYFALAR

19 Eylül 2013 Perşembe

İNDİRİM

1977 yılında ağabeyim İrfan Adana ya yanıma geldi. Beş-on gün kaldıktan sonra geri Rize ye dönecekti. Neden yazıyorum durup dururken. Yanı bir insanın ağabeyisinin yanına gelmesi büyük bir olay mıdır? Hayır bir defa değil belki yirmi defa geldi de, bu gelişinde enteresan bir olay oldu. 

Onun için yazıyorum. Akşam görevden dönerken taş köprü de bir olay gördüm. Neler oluyor diye bakarken ağabeyimi gördüm. Hemen arabadan indim. Yanlarına gittim. Kavga varmış meraklılar da karışarak sulh etmişler. Konu ne imiş? Anlatayım. 

Ağabeyim evden çıkmış gezerken taş köprünün oralarda deri mont satan bir seyyar satıcı ile karşılaşmış. Adam buna "Deri mont al. Ağabey." demiş. Bu da gayrı ihtiyarı "Kaç lira" diye sormuş. "120,00tl demiş." Ağabeyim pahalı bulmuş ve oradan ayrılmak istemiş. 

Adam artık ne düşünmüşse; ağabeyimin peşine takılarak "Ne olur al ağabey sana 100,00tl" demiş. Ağabeyim hiç oralı olmamış. Montçu gene peşinden giderek 90, 80, 70, diye 30,00tl ye kadar fiyatı düşürmüş. Ağabeyim durmuş, geri dönmüş ve "Ciddi bir fiyat söyle, alayım." demiş. Adam toka etmek için elini uzatmış ve "20,00tl ver al, ağabey" demiş. Ağabeyim "10,00tl veririm."demiş. Satıcı "tamam ağabey" demiş ve montu sararken, Ağabeyim de "Eşşek oğlu eşşek. Madem 10,00tl kurtarıyor. Sen baştan bana niçin 120,00tl dedin?" demiş ve adama vurmuş. 

Adamı çok kötü benzet mişti. Şimdi de bakıyorum adam paketin üzerine yazmış "24 rulo tuvalet kağiti al. 4 rulo kârın olsun." Yine "On litre zeytin yağı al, iki litre kârın olsun." Şimdi gelde kızma. Yanımda olsa bende döverim belki de. Sanki üç yaşında bebek kandırıyorlar. 

Aslında halk bilinçli olacak ve böyle kandırıldıkları malları almayacak. İnsanı keriz yerine koyuyorlar. Onun için en azından böyle malları ben almıyorum.



18 Eylül 2013 Çarşamba

AHLAKLARINI BOZAR

Temel Adalet Bakanı olmuş. Bazı hapishaneleri dolaşmaktadır. Ankara Ulucanlar Ceza ve Tutukevine gelir. Bakanlık görevlileri ve hapishane görevlileri ile hapishaneyi dolaşarak mahkumların dertlerini dinler. Bütün mahkumlar 'Suçsuz olduklarını, haksız yere içerde tutulduklarını iddia ederler. Sadece bir tutuklu 'Suçlu olduğunu, cinayet işlediği için içerde tutulduğunu' söyler. Bunları iyice dinledikten sonra Temel döner Hapishane Müdürüne "Ola ha bu suçlu adamı bu uşakların içine niçun attunuz? Onların da ahlakını bozacak. O cinayet işleyeni dışarı çıkarun da" der.

17 Eylül 2013 Salı

ONUN BUNUN

Eski zamanlarda eski memurlar veya Orta 'K' lı başkomiserler gördükleri olaylar nedeniyle mi, yoksa başka bir sebepten mi, bilemem çok sinirli olurlar. En ufak bir şey de karşısında kine küfür bile ederlerdi. Bu gibi insanları amiri, müdürü hepsi bilir, dalga geçer, hatta bazen gider kendilerine sövdürürlerdi. Bu insanlar küfür etmeği alışkanlık ettikleri gibi, karşısında kiler de küfür ettirmeği alışkanlık haline getirmişler di. Mesela Ankara Atiş Poligonunu kuran Giresun lu Başkomiser rahmetli Hurşit Şimşir alışkanlık yaptığı için sövmediği üst düzey yetkili veya personel yokmuş. Vali, hakim, savcı ona sövdürmek için poligona gelirler. Ateş etmeği öğrenirler. Kalayı yeyip giderlermiş. Hatta atış esnasında enselerine vurduğu bile olurmuş. 12 Eylül 1980 den sonra Sayın Kenan Evren Atış Poligonuna  geleceğini o zamanın Emniyet Müdürüne bildirmişler. Müdür Bey de koşa koşa Hurşit Bey'in yanına gitmiş. "Durumu bildirmiş ve kendine mukayıt ol. Sakın küfür etme demiş." Gün gelmiş Kenan Evren Generaller ile Ankara Atış Poligonuna gelmiş. Kendisine de yaverleri tarafından durum anlatılmış ve böyle bir ortam olursa bu yaşlı adama tolerans tanıması söylenmiş. Fakat durum hiç te öyle olmamış. Yanı Hurşit Başkomiser küfür etmeyip, kendilerine müthiş bir izzet ikramda bulunarak, çok ciddi davranması ve yerine göre herkese fırça atması, Kenan Evren'in çok hoşuna gitmiş. Poligondan ayrılırken "Senin için çok küfürbaz diyorlar. Hâlbuki sen çok iyi adama benziyorsun." demiş. Başkomiser Hurşit Şimşir de "Sayın Paşam, bu şerefsiz onun bunun çocukları hep beni böyle kötülerler, işte." demiş.