alıntı |
31 Aralık 2013 Salı
SEN AĞA, BEN AĞA
30 Aralık 2013 Pazartesi
ATLARA GÖRÜNME
1966 yılında biz Rize Lisesinde okurken Adamın birinin bir faytonu vardı. Bu faytonla müşteri taşır, nafakasını çıkarırdı. Zamanla faytona koşulu atlar çok ihtiyarladılar. Adam biraz fakir ya atları da değiştiremiyor, aynı yaşlı ve zayıf atlarla müşteri taşımağa devam ediyordu. Müşterilerde genelde yokuş yukarı Rize Kalesine çıkar geri inerlerdi. Birde atların arkasına pislikleri yere düşmemesi için branda gibi bir şey bağlamıştı. Bir gün Adam faytonla yine müşteri beklerken, yanına çok şişko ve ırı yarı bir adam geldi. "Ağabey beni Rize Kalesine kadar çıkarır mısın?" dedi. Adam bir atlara, bir de çok şişko olan bu adama baktı ve eğilerek adamın kulağına "Tamam ağabey götüreyim de, arabaya şöyle arka taraftan bin, atlara görünme." dedi.
27 Aralık 2013 Cuma
YAN VİTES
Erzurumlu bir vatandaş 12 Eylül den önce Almanya’dan izinli geldiği sırada getirdiği Ferrari Bugatti arabasıyla İstanbul da dolaşırken başından geçen bir olayı kahvede bakın nasıl anlatıyor?
"İstanbul Taksimde Ferrari arabamla dolaşırken birden önüme solcular çıhtı.
Bağtım bağıra çağıra ellerinde taş ve sopalarla bana doğrı gelirler. Hemen geri fitese tağtım ki gaçacam.
Geri geri giderken bir bağarım, arhamdanda sağcılar gelir.”
Dinleyenlerden biri heyecanlanır ve; "Eeee sen neyettin Ağabey?"
"Heç sorma gardaş, bahtım olacağı yoh. Hemen yan fitese tağmişem, yan yan elemi gaçirem, elemi gaçirem, görme gitsin." der.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)