SAYFALAR

15 Eylül 2014 Pazartesi

CANIMI ALMAĞA

Bektaşi yoksulluktan o kadar cok bikmis ki ellerini açıp dua etmiş:
"Allahım, şu canımı al da kurtar beni bu dünyadan."
O sırada önünden geçtiği binanın duvarları başlar çatırdamağa ve yıkılır.
Bektaşi dört nal kaçarak canını zor kurtarır ve ellerini havaya kaldırarak:
"Ey Allahım kırk yıldan beri 'bana biraz mal ver' diye yalvardım, beni duymadin, simdi canımı al dedigimi nasıl duydun da hemen Azraili gönderdin." der.

11 Eylül 2014 Perşembe

ANLARSIN YA

Bir dükkanın kapısında kafeste duran papağan gelen geçene takılırmış.
Hakimin biri de sabahları göreve giderken hep o dükkanın önünden geçer fakat bu papağan adamın hakim olduğunu anlamış, oradan geçerken her zaman "Hakim bey, hakim bey" diye çağırır bir guzel sövermiş. Hakim artık iyice kına getirmiş ki sahibini çağırmış ve siki sikiya tembihlemis "Bir daha söverse seni ve o papağanını hapise atarım. Haberin olsun." demiş.
Sahibi ne yapmış sa papağanı bu huyundan vaz geçirememiş.
Sonunda papağanın tüylerini bir güzel yolmuş. Papağan artık çok korkmuş. Hakim geçerken hiç sövmüyor hatta görmemek için saklanıyormuş.
Bir kaç gün sonra hakim yine oradan geçerken papağan soyle demis: "Hakim bey, hakim bey, anlarsın ya" 

10 Eylül 2014 Çarşamba

SARAY MI? HAN MI?

Bir gün Sultan İbrahim sarayında otururken, elinde asâsıyla kapısına bir derviş gelir saraya girmek ister.
Görevliler engel olmak isterler
- İhtiyar, nereye gidiyorsun?
- Ben hana gitmek istiyorum.
- Burası han değil, Sultan İbrahim in sarayıdır.
- Hayır, handır.
Sultan konuşmaları duyunca dervişi yanına çağırır.
- Ey derviş senin ne işin var? Hem Sarayıma girmek istiyorsun hem de han diyorsun buraya?
- Ey İbrahim sana birkaç soru sorayım. Bu saray ilk önce kimindi?
- Dedemin.
- Deden ölünce kime kaldı?
- Babama.
- Baban ölünce kime kaldı?
- Bana.
- Sen ölünce kime kalacak?
- Oğluma.
- Ey İbrahim Birinin gidip birinin girdiği yer han değil de nedir?