SAYFALAR

21 Nisan 2015 Salı

DOĞADA KURTLAR

kurtlar ardahan'ı ziyaret ettiler
Yanda gördüğünüz resmi bir inceleyin. Ben bu resmi karşıma alıp dakikalarca seyrediyorum. Bu hayvanlar vahşi doğada yaşayan yabanı hayvan KURTLAR dır. Hayatlarında mektep, medrese ve eğitim görmeyen bize göre vahşi hayvanlardır. 

Bir yolculuk esnasında bu şekilde planlı guruplara ayrılarak her olasılığı düşünüp, vahşi doğada hayatta kalmak ve güvenli bir şekilde yaşamak için bu şekilde yapıyorlar. Üç'er, beş'erli timler halinde bir savaş düzeninde ilerleyip gidiyorlar. Ben bu hayvanları onun için mi çok seviyorum acaba? Böyle bir insan topluluğu gördünüz mü hiç? Veya kendinizle kıyaslayın. Bu şekilde bir organizasyon yapıp onlar gibi yolculuk yapabilir mısınız? Ben eminim ki izci eğitimi almış olan en akıllı insanlar dahi hatta o eğitimi verenler bile bu organizasyonu yapıp uygulayamazlar. Önde gidenler için 'zayıf ve hastalar' diye tespit koymuşlar, fakat yanlış. Önde gidenler en güçlü ve savaşçı olanlardır. Hem iz açıyorlar, hem de her türlü saldırıya hazır üçü de aralıklı, eğitim görmüş asker gibi yürüyorlar. Onlar yoruldukları zaman diğer savaşçı guruplardan üç tanesi ile yer değişecekler. 

Zayıf ve hasta olanlar on bir kişilik gurup içindedir. Düşünün böyle bir topluma kim ne yapabilir? İyi ki makineli tüfek, top ve tabanca yapmağı bilmiyorlar. Belki de biliyorlar da onları yapmağa müsait değiller. Eğer yapabilseler bu akılları da olduktan sonra insanların hepsini esaret altına alırlardı. Bu gördüklerimiz kurdukları gözle görünen düzenleri. Acaba bilmediklerimiz daha neler var? Bazı şeyleri bir birlerine nasıl öğretiyorlar? Ben bizzat eski çobanlardan duymuşum; kışın kar yağıp aç kaldıkları zaman bir kaç kurt arkada saklanırlar. Bir arkadaşlarını köpeği kandırmak için yanına yollarlar. Sürüyü veya evi bekleyen köpekler o tek gelen kurtu görür ve uzaklaştırmak için kovalar, o kaçtıkça peşinden giderler. Kaçan kurt köpekleri saklanarak bekleyen arkadaşlarının içine getirir. Bekleyen kurtlar çember oluşturarak köpeği aralarına alırlar ve kaçmasına izin vermeden yakalayıp öldürürler. Yanı köpeğe tuzak kurup yok ederlermiş. 'KURT GİBİ' onun için demişler galiba!

Tarihler boyunca hep dilden dile gezmişler. Kurnazlıklarla işini yürüten adamlara 'Kurt gibi, Kurt adam, Kurt kapanı, Kurtlar vadisi, Kurtlar sofrası v.s' demişler. Bu kadar konuşulduklarına göre demek ki boş değiller. Kendi kaderlerini kendileri tayın edebiliyorlar. Her şeyden önce kendi soyları ile birlik ve beraberlik içinde belirli bir hiyerarşi içinde yaşıyorlar ve sırtları yere gelmiyor. Bir olay esnasında kimin nerde olacağı ve ne yapacağı önceden bellidir. Lider bir görev verdiği zaman yerine gelmezse ağır cezaları vardır. Verilen emir mutlaka yerine getirilir. Bu vahşi doğada varlıklarını bu şekilde sürdürebiliyorlar. Ne derece doğru bilmem, geçen bir belgeselde duydum, kurt öleceğini hissettiği zaman sürüden ayrılır, yalnız kalır ve kendi leşini arkadaşlarından saklarmış.
                                                     Lütfen resim üzerine tıklayınız
Kurtlar gördüğünüz bu resimde dinlenecekleri emin bir yer aramaktadırlar. Guruplar halinde ilerliyorlar ve tam ortada çalı üzerinde oturan kuş ta bu hayvanları gıpta ile seyrediyor.
Savaşçı kurtlar av aramaktadırlar. Bir av buldukları zaman hiç yorulmadan, üşenmeden, usanmadan av yoruluncaya kadar onu kovalayacaklar, kovalayan kurtlardan yorulan kurt geri kalacak ve yerine öbür arkadaşı geçecek kovalamağa devam edecekler.Sonunda mutlaka yakalayacaklar. Hiç bir zaman yakalamadan bırakmazlar.
Üç kurt koca ayıya saldırıyorlar. Öldürebilirler mi bilmem fakat kurtlar benden akıllı olduklarına göre her halde bir bildikleri vardır. Bu savaşta galip gelmek büyüklük küçüklükle ilgili değil. İyi bir iş birliği ve kimin ne yapacağını çok iyi bilmesiyle mümkündür.
Çok enteresan, bir kurt görevi savsaklamış. Mahkeme etmişler ve suçlu bulmuşlar. Arkadaşlarının yanında lider onu karların içinde yere yatırmış, kulaklarını çekerek suçunu hatırlatıyor ve ona bir şeyler tembihleyerek cezalandırıyor. Suçlu kurt ön tatlarını kaldırmış teslim olduğunu, bir daha görevini yapacağını, çok pişman olduğunu söyleyerek liderini ikna etmeğe çalışıyor. Demek ki disiplini böyle sağlıyorlar.
 
Bu resimde kurtlar doğum günü partisi veriyorlar. Arkadaşları ile haberleşiyorlar. Hepsi toplanacaklar ve biraz sonra çeşitli danslara başlayacaklar.

 

19 Nisan 2015 Pazar

BİR BUZ KÜPÜ MÜCİZESİ

                           

Omuriliğin biraz yukarısına bir buz küpü koyun ve mucizeye şahit olun.


Put-an-Ice-Cube-at-This-Point-on-Your-Head-620x330
Vücudunuzun kendini tedavisi ve yeniden enerjiyle dolması ve sizi biraz daha genç ve enerji dolu yapmak için bir buz küpü kullanabileceğinizi düşünemezdiniz değil mi? Resimde gösterilen boyunla kafanın birleştiği noktaya koyacağınız bir buz küpü bunu gerçekleştiriyormuş. Bu teknik Çin akupunkturuyla bağlantılı, buz küpünü yerleştirdiğiniz noktanın adı Feng Fu ve anlamı “rüzgar evi”.
Sadece buz küpünü resimde gösterilen Feng Fu noktasında 20 dakika tutun. Doğal olarak başlangıçta biraz donacaksınız ancak otuz kırk saniye sonra sıcaklığı hissetmeye başlayacaksınız.
Bunu her gün yaptığınız takdirde zindelikle dolduğunuzu hissedeceksiniz. Çünkü buz küpü endorfin hormonunun kanınıza salgılanmasını sağlayacak. Bununla beraber bu tekniğin birçok başka yararı olduğu da söyleniyor.
Örnek Olarak:
• Uyku düzeni;
• Daha iyi sindirme;
• Sık sık grip olmanın önüne geçmede;
• Daha az eklem, diş ve baş ağrısı;
• Daha iyi nefes alma ve daha iyi kardiovasküler sistem;
• Nörolojik rahatsızlıkların tedavisi ve omurgasal sorunlar
• Cinsel yolla bulaşan ve bağırsak hastalıkları;
• Tiroid bezi sıkıntıları;
• Hipo ve hiper tansiyon ve artrit;
• Astım
• Besinsizlik ve obezlik;
• Selülit;
• Cinsel soğukluk, iktidarsızlık, adet dönemi rahatsızlıkları;
• Uykusuzluk, kronik yorgunluk, depresyon, stres ve psiko-duygusal rahatsızlıkların yönetimi;
Bu metod söylenildiğine göre vücudun dengesini bulmasını sağlıyor, yani teknik olarak bir ilaç değil ancak tazeleme yöntemi. Sadece şizofreni, epilepsi (sara) hastaları, ve hamilelik döneminde tavsiye edilmiyor.

Kaynak: http://superileri.com/

17 Nisan 2015 Cuma

ŞAKADAN

Adam caddede gezip vitrinleri seyrederken birden ensesine bir tokat gelir. Yere düştükten sonra sinirli bir şekilde ayağa kalkar.
Bakar ki ensesine vuran beton gibi çok güçlü kuvvetli bir adam. Durur yutkunur ve sonra sorar:
- Bana sen mi vurdun?
- Ben vurdum lan ne olacak?
- Şakadan mı, yoksa essahtan mi vurdun?
- Essahtan vurdum lan, ne yapacan?
Adam bakar ki belaya çatmış,
- Hiç blader, ben şakadan hoşlanmam da. der.