SAYFALAR

6 Aralık 2016 Salı

ET NEREDE

Bir gün Hoca' nın canı et yemeği istemiş. Kasaptan iki kilo et alıp evine götürmüş.
"Akşama güzelce pişir bunları." demiş hanımına.
Ne var ki o gün eve hanımının misafirleri gelmiş. Kadıncağız eti pişirip onlara ikram etmiş.
Akşamda bir tarhana çorbası çıkarmış Hoca' nın önüne.
"Et nerde?" demiş Hoca.
Kadın doğruyu söyleyememiş,
"Eti kedi yedi" demiş.
"Getir şu kediyi bakalım." demiş Hoca.
Sonra teraziyi çıkartıp kediyi tartmış.
Bakmışlar ki tam iki kilo geliyor.
Hoca hanımına sormuş:
"Peki hanım, kedi bu ise bizim et nerede? Et buysa kedi nereye gitti?" diye


30 Kasım 2016 Çarşamba

ANTİKA SEMER

Amerikalı bir antikacının yolu Türkiye'ye düşmüş. Hayvan pazarında gezerken birden, önünde ihtiyarca bir adamın yanında duran, zayıf mı zayıf, hasta bir eşek görmüş. Ancak dikkatini çeken, bu zavallı eşeğin üzerinde gördüğü, oldukça eski ve son derece değerli olan antika bir semermiş.

Antika kültürü olmayan bu zavallı ihtiyardan semeri son derece ucuza satın alabileceğini düşünerek pazarlığa başlamış. Köylüyü kandırabilmek için yalnız semeri değil de, eşeği satın almak için uğraşıyormuş. Sıkı bir pazarlıktan sonra, eşeği normal fiyatının 4-5 katına satın almak üzere anlaşmış. Milyonlarca dolar değerinde ki semeri, 4-5 eşek parasına aldığı için sevinmeye tam başlamışken, ihtiyar yanında ki çocuğa seslenmiş:

"Oğlum, kalk da ahırdan yeni bir semer getir beyefendi için, bu eski semerle göndermeyelim onu. Ayıp olur!" demiş.

Amerikalı tutuşmuş haliyle:

"Benim için sorun değil. Eskisini verin. Zahmet etmeyin..." filan derken bayağı bir dil dökmüş.
En son bizim ihtiyar dayanamamış:

"Boşuna uğraşma beyim, biz o semerle çoook eşekler sattık!" demiş.


29 Kasım 2016 Salı

KENDUNİ HAZIRLA

Temel İstanbul Teknik Üniversitesinde okula başlamış.
Babası da oğluna Rize'den devamlı para gönderir ve
"Derslerine iyi çalış. Sakın karı kız ayağına takılma ha. Göreyim seni okulunu tez elden bitir." diye nasıhatlar edermiş ve biraz da aksi olduğu için Temel ve kardeşleri babalarından çok korkarlarmış.

Temel o sene sınıfta kalınca memlekete ağabeyisine bir telgraf çekmiş.

"Ağabey ben sınıfta kaldum. Yakında geleceğum. Sen babami hazurla ha!"

Ağabeyisinden Temel'e telgrafın cevabi gecikmemiş:

"Ben babamu hazirladum. Sen da çenduni hazırlamadan sakın celmeesun ha!"