25 Mayıs 2021 Salı
İDAM CEZASI
Adam da avukatına güvenir ve mahkemeye çıkar. Birkaç celse sonunda mahkeme karar verir. Karar kasten adam öldürmekten idamdır. Adam doğal olarak avukatına kızar, köpürür. “Hani beni kurtaracaktın?” der.
Avukat “Sen merak etme. Bu daha başlangıç. Temyiz var. Başka seçenekler var. Seni kurtaracağım” yanıtını verir.
Dava temyize gider ama, mahkemenin verdiği idam kararı bozulmaz. Adam suçlu bulunur ve onaylanır. Adam idam olacak.
Avukatını çağırtır ve sorar: “Hani temyizde beni kurtaracaktın? Karar bozulmadı” der ve köpürür.
Avukat gayet sakin biçimde, “Dur daha, bu kararın gideceği yerler ve aşamalar var. Avam Kamarası’nda oylanacak. Seni kurtaracağım” der fakat umdukları gibi olmaz idam kararını avam kamarası da onaylar.
Dava meclise gider, ama orada da idam kararı onaylanır.
Daha sonra Lordlar Kamarası ve Kraliçe de idam kararını onaylar, adam artık idam edilecek, kurtuluş yok. Avukat her seferinde “Sakın korkma seni kurtaracağım.” Der fakat her seferinde de aksi olur, darağacı kurulur.
Adamı sehpaya çıkarıp boynuna ipi geçirirler.
Bu sırada avukatı ile göz göze gelen adamın öfkesi bakışlarına yansımıştır. Baş göz işaretleri ile “Hani ne der gibi.” Avukata sorar. Avukat ise hala son derece sakindir ve o da kaş göz işaretleriyle “Sakin ol. Hiç korkma, seni kurtaracağım.” Demek ister gibi müvekkiline göz kırpar.
Adamın ise artık umudu kalmamıştır daha inanmaz avukatına.
Cellat gelir, ipin ilmesini boynuna geçirir ve altındaki üzerine bastığı sandalyeyi talihsiz adamın altından çeker. Adam boynuna geçirilen ipte sallanmaya başlar.
Birkaç dakika sonra avukat birden adama doğru koşmağa başlar. Koşar, koşar, doğruca dar ağacında sallanmakta olan adamın yanına gider. Herkes olacakları merakla takip etmekteler.
Yanında beklemekte olan cellatı bir tarafa iter ve sallanan adamın yanına gelerek boynunda ki ipi keser yere düşürür ve ölmeden kurtarır.
Ortalık karışır, bu kez hem idam mahkumu hem de avukatı yakalarlar. Tekrar mahkeme etmeğe başlarlar.
Avukata neden böyle yaptığı sorulunca yanıtı şöyle olur:
“Bu adam idam edilecekti. Siz de onu idam ettiniz. Adamın ölüp ölmemesi sizi ilgilendirmez. Kanunda ‘idam edilecek’ diye yazıyor. ‘İdam edilerek öldürülecek’ diye yazmıyor. İdam gerçekleşmiştir fakat adam ölmemiş kurtulmuştur. Biz haklıyız, kazandık.” Der.
Mahkeme heyeti avukatın savunmasını haklı bulurlar ve adamı tekrar idam edemezler. Adam idam edilmiş sayılır ve sağ kalır. Kraliçe, avukatı akıllı davranışından dolayı kutlar ve her ikisini de af eder.
Bu olaydan sonra, ilgili kanun maddesi yeniden hazırlanır ve 'idam edilerek öldürülür' şeklinde düzeltilir.
19 Mayıs 2021 Çarşamba
KAÇANLAR SEVİNSİN
İran'da devrim olup Şah devrildiği zaman, Şah'ın korumalarından biri Erzurum'a kaçar ve bir kaç gün bir otelde kalır. Öyle bir raslantı olur ki ertesi gün 12 Mart Erzurum’un kurtuluş günüdür.
Hava çok soğuk olmasına rağmen Dadaşlar Hükumet konağının önünde toplanmışlar, davullu zurnalı, bir şenlik, bir bayram havası içinde oynuyor, Erzurum’un düşmanlardan kurtuluşunu kutluyorlar.
Şah'ın koruması da kaldığı otelden çıkmış etrafı dolaşıyor. Ancak Ülkemize kaçarak geldiği için, sadece giydiği elbiselerden başka hiç bir giyeceği yok. O Mart soğuğunda gömlekçe sokakta titreye titreye giderken, bu davullu zurnalı eğlenenlere rastlar ve merak edip bir Erzurumluya sorar;
"Eğeee siz neylersiz burada böyle? Bu oynamak neyedir kardaş?"
Erzurumlu;
"Bugün Erzurum'u düşmanlardan temizlediğimiz gündür. Kurtuluş günümüzdür. Düşmanların bir kısmı öldü diğerleri de kaçtı gittiler. Buralar bize kaldı, kardaş" der Erzurumlu.
Soğuk iliklerine kadar işleyen İranlı, titreyerek Dadaşa bakar ve şöyle söyler:
"Ay gardaş siz neye sevinirsiz ki, bırakıp ta kaçan düşmanlarınız sevinsin." der.
10 Mayıs 2021 Pazartesi
YOLCU ŞOFÖR DİYALOGLARI

Her şeye benim gibi mizah tarafından bakan Osman isimli öğretmen arkadaşımla İstanbul da Okmeydanından Şişli ye gitmek için dolmuş bekliyorduk. Bir dolmuş geldi önümüzde durdu ve ‘Osman Bey, Şişli, Osman Bey, Şişli' diye bağırdı.
Biz hemen dolmuşa bindik. Arkadaşım Osman “Şoför Bey Şişli ye gideceğimizi hadi tahmin ettin. Beni nasıl tanıdın da ismimle ‘Osman Bey, Şişli’ diye hitap ettin !” dedi.
Meğer arada ‘Osman Bey’ diye bir yer varmış. Dolmuş oraya da uğruyormuş.
**************************
Yaşlı bir kadın yolcu müsait bir yerde inmek ister ama dili sürçer;
“Şoför bey mübarek bi yerde inebilir miyim?”
Şoför;
“Şu ilerdeki caminin yanında bırakayım mı teyze seni?”
*************************
Bir teyze dolmuş şoföruna sorar;
Oğlum bu dolmuş Eminönü'nden geçer mi?
Şoför;
“Yok teyze biz Taksim'e çıkıyoruz.”
Teyze;
“Hah tamam oğlum, siz gidin ben gelmeyeceğim.”
*************************
Yolcu dolmuş şoföruna:
“ Abi Heykel'e çıkıyo mu?”
Şoför:
“Yok abi, altından geçiyo.”
**************************
Arkadaki aksi teyze öndeki uzun saçlı delikanlıya seslenir:
“Kızım şurdan bir kişi uzatır mısın?”
Öndeki;
“Ben kız değilim!”
Teyze;
“Amaaaan ne bileyim kız mısın dul musun, uzat işte.”
**************************
Adam eve gitmek üzere Bakırköy dolmuşu beklerken sigarası bittiğini fark eder ve büfeden sigara almak ister. Tam o sırada dolmuş geldiğini görünce sigaradan vaz geçip hemen dolmuşa biner ve elinde ki parayı şoföre uzatıp;
“ Ağabi Samsun” der.
Şoför birkaç saniye adamın yüzüme bakıp:
“Abi bu Bakırköy'e kadar gider, Samsun'a gitmiyoruz.” diye cevap verir.
************************
Kadın müşteri;
“Mükemmel bir yerde inebilir miyim?” der şoföre.
Yolcunun kafası karışık galiba, kendisi de diğer yolcularla birlikte gülerler.
Şoför kadını indirirken:
“Buyrun, size layık değil ama!” der ve indirir.
*************************
Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer:
“Evladım müsait bi yerde iner misiniz?” der.
Şoför:
“Niye teyze, arabayı sen mi kullanacan?”
**************************
Hisar üstünden Taksim e doğru giderken Beşiktaş dolaylarında adamın biri gayet aceleci bir tavırla:
“ Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim?”
Bizim şoför olaya hakim:
“Tabi abi ayıp ettin. Al götür senden kıymetli mi !”
***************************
İstanbul'dayiz. Dolmuşa bindik. Dolmuş doldu. Tam kalkacak, yolcunun biri açtı kapıyı. Uzattı kafasını, baktı ki içerisi dolu, şoför belki fazladan alır diye sordu;
“ Kaptan, yer var mı?”
Şoför de arkasını dönüp baktı ve cevap verdi:
“Bilmiyorum ağabi, üst kata bi bak !”
****************************
Dolmuş hareket etmek üzereydi. Tam o anda kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş bindi.
Birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı.
Çocuklardan biri şoföre parayı uzattı ve:
“Abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın?”
**********************
Kalabalık bir otobüste, arka kapıdan binen bir vatandaş akbilini basilmasi icin ön tarafa gönderir ama akbil geri gelmez.
Yolcu dayanamaz seslenir:
“Kaptan akbilim gelmedi!”
Kaptan cevap verir;
“Çok mu özledin canım?”
*************************
Yaşlı teyze belediye otobüsünü durdurur kapıdan şoföre sorar:
“Şoför Bey bizim Mehmet bindi mi? benim oğlum?”
“Şoför yok teyze, o kadar ısrar etmeme rağmen binmedi. Nerden tanıyım senin oğlunu beeh!”
**************************
Elini kolunu ısrarla sallayıp 10 B yi durduran yaşlı teyze tam binecek gibiyken, binmez ;
“10 A geçti mi ,10 A ?” diye sorar.
sadece soru sormak için durdurulduğuna köpüren sofor cevap verir;
“Bilemem annem, alfabeye göre kalkmıyoruz.”
************************
Belediye otobüse bir bayan biner. Utangaç, sıkılgan bir tavırla şoföre;
“Afedersiniz şöför bey, biletim yok, acaba ineceğim durakta alıp atabilir
miyim?” diye sorar.
Şöför:
“İstersen yolculara bir sor teyze.” Der.
Bayan:
“Afedersiniz yolcular biletim yok, acaba inceğim duraktan alıp atabilir miyim?” diye sorar.
*************************
Şişli-Taksim dolmuşunda, kapıyı bir teyze acar. Belirgin bir
Ermeni şivesiyle;
“Pardon şöför bey, acaba Harbiye’den geçeyooor?” diye sorar.
Şoför arkasını döner ve kadını taklit
ederek;
“Yok, geçmoor, uçarak gideooor!” der.
**************************
Doğu Karadeniz ile Rize'ye gidiyorum. Yerim 5 veya 6 numaralı koltuklardan biri. Giresun'a varmak üzereyiz ve gece saat 3-4 sıraları yolcuların bir çoğu uykuda, hava soğuk arabanın kaloriferi de yanıyor.
Şoför muavini çağırdı ve bir şeyler söyledi, ben anlamadım. Zaman sonra tekrar çağırdı ve bağırarak; "Bira cetur deirum saa da!" dedi.
Allah Allah şoför bu saatte bira içecek. Pür dikkat dinlemeğe başladım. "Ula oğlum saa bira cetur deirum da." dedi tekrar. Muavin önde biraz uğraştı, arkaya gitti geldi, tekrar gitti. Şoför yine bağırdı; "Ula şu anderin kanadını bira cetur deirum da." dedi.
Meğer içerde yanan kaloriferin kolunu bire getir az yansın demek istiyormuş.
************************
Çift katlı otobüsler ilk çıktığı zaman Ulusoy Firması bir tane alır ve reklam amaçlı bedeva Doğukaradeizlileri içine doldurup Trabzon'a doğru yola çıkarlar.
Otobüs çift katlı olduğu için şoför olduğu alt katta herkes türkü söyler, tulum kemençe çalar öyle eğlence ile Çorum'a kadar giderler.
Şoförun dikkatını çeker, üst kat yolculardan hiç ses seda gelmez. Şoför muavini üst kata yollar; "Git bak bakıyım ki onlar niçin eğlenceye katılmıyorlar? Hiç sesleri gelmiyor." der.
Muavin üst kata çıkar bakar ki, bütün yolcular koltukları tutmuşlar gözleri yolun ilerisine bakıyor, öyle endişeli korku içinde oturuyorlar; "Siz neden böyle korkmuş oturuyorsunuz? Sizlerde eğlensenize." diyor yolculara.
En önde oturanlardan biri muavine eli ile 'sus' işareti yapıyor ve "Üç saattır otobüs şoförsuz gidiyor. Biz nasıl eğlenelim ki birader?" diyor.