SAYFALAR

6 Ocak 2022 Perşembe

SU DEYİP GEÇMEYİN

Suyun doğası efsanelerle doludur. Hiç durmaz, dolanır durur. Yerden göğe, gökten yere devamlı dolaşır durur ve bizlere de bir şeyler anlatır. Anlayana tabi. Akar sular, denizler buharlaşır ve gök yüzüne çıkarak toprak üzerine yağmur halinde düşerler.

Yeryüzünün eğim meyillerine göre akar giderler. Her zaman hareket halinde olurlar, durdukları pek görülmez. Ancak enteresan olan yer yüzünde tepeler üzerine düşen yağmur suları veya kaynaklar, tepelerin yamaçlarının en alt seviyelerinden kaynak şeklinde dışarı çıkmaları gerekirken, öyle olmaz. Tepede toprağa batan sular, toprağın içine biraz gittikten sonra bir araya toplanırlar ve biraz aşağıdan yamaç yerin baş taraflarından tepeye yakın yerlerden dışarı çıkarlar, aşağıya doğru akıp gitmeğe başlarlar. Halbuki daha derinlere toprağın içinde gitmesi gerekirken öyle olmaz. Dikkat edersek bütün derelerin nehirlerin kaynakları dağların eteklerinden değil tepelerine yakın yerlerden yüzeye çıkmaktadır.

Yer yüzüne çıktıktan sonra akan bir suyu düşünürsek en az direnç gösteren yolu seçer akmak için.

Yani önüne bir kaya veya akışına mani olacak bir şey çıkacak olursa, o asla yolundan vazgeçmez ve engel tanımaz, ama o engelle de pek uğraşmaz, mücadele etmez. O engeli eritebiliyorsa eritir, eritemiyorsa etrafından dolaşır devam eder akmağa.

Suyun doğasından alınan bu ilhamla hatta şöyle der bazıları:

“Seninle uğraşan hiç kimseyle uğraşma, eğer uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın. O engel orada kalsın, sen su gibi o engelin etrafından dolanıp devam et yoluna.”

Diyelim ki dağdan akan su önüne çıkan kayanın etrafından dolaşamayacak bir yola denk geldi. Yani o engel geçilecek veya etrafından dolanılacak gibi değil.

O zaman ne olur?

Birikir, çoğalır o engelin üstünden aşar.

Yok eğer bu da olmuyorsa, sabırla kayayı damla damla eritip delmeğe başlar.

Kayayı delmeyi başaran suyun kuvveti değildir tabii ki, damlaların sürekliliğidir ki buna da “sabır” demek gerekir.

‘Sabretmek’ demek hiçbir şey yapmadan oturmak demek değildir.

“Sabır dikenin içinde gülü, gecenin içinde gündüzü, hayal edebilmektir.” der Şems-i Tebrizi.

Suyun doğası bizlere imkansızın bile başarılabileceğini, bunun için sabırlı ve istikrarlı olmak gerektiğini öğretir. Kayayı delen su elbette yine yoluna devam eder.

Su hep devir daim eder dolaşır akar ve aktıkça da temizlenir, o hiç durmaz ve kendini temizler. Onun için işte; “SU GİBİ AZİZ OL” derler insana.

2 Ocak 2022 Pazar

KURGAN ANITKABIR

Türklerin son Kurgan'ı: Anıtkabır.
Anıtkabir’in planı ve yapıldığı yer tamamen Türk tarihinde önemli yeri olan kurgan mantığına göre belirlenmiştir. 

Anıtkabir’in bulunduğu yer olan Rasattepe eski bir Frig yerleşkesidir. Anıttepe’nin yükseltisi 907 metredir. Atatürk’ün kabrinin bulunduğu yer ise 905 metredir. Yani Atatürk’ün ölüm saati olan 9:05 ile 905 metre arasında bir bağ kurabiliriz.

Anıtkabir’e Aslanlı Yol denilen doğu yönünden girilmektedir. Yürüyüş yolunda asimetrik döşenmiş, döşeme aralıkları 5 santimetre olan taş döşeme yapılmıştır. Bu uygulama ziyaretçiyi başı önde yürümeye zorunlu kılmaktadır. 

Aslanlı Yol’a yüksekliği 4 metre olan 26 basamaklı bir merdiven ile çıkılmaktadır. 26 sayısı sembolik olarak 26 Ağustos’taki Büyük Taarruza ithaf edilmiştir. 26 basamaklı merdiven 14 ve 12 basamak şeklinde bir sahanlıkla iki bölüme ayrılmıştır. 

Merdivenlerden sonraki 5 basamak ise 26 Ağustostan 5 gün sonra Yunan ordusunun bozguna uğradığını simgeler. Bir de merdiven yüksekliği 4 metre ile 26 basamak sayısını çarptığımızda 104 sayısı karşımıza çıkmaktadır. 104 sayısı Maya takviminde sık geçen bir sayı olup bir asrı ifade etmektedir.

Aslanlı Yol’da aslanlar arasındaki mesafe 28.60 metredir. Bu bölümün alanı ise 366 metrekaredir. Bu sayı da güneş takviminde yaşadığımız dört yılda meydana gelen bir artık yıl olan sayıdır. Aslanlı Yol’da 12 sağda, 12 de solda olmak üzere toplam 24 aslan heykeli vardır. Bu 24 heykel 24 Oğuz boyunu temsil etmektedir.

Aslanlı Yol bitiminde Tören Meydanı’na ulaşılmaktadır. Tören meydanı, TBMM ve Ankara Kalesi’nin kesiştiği aks üzerindedir. TBMM Genel kurul binasının Mozoleye uzaklığı 1920 metredir. 1920 aynı zamanda TBMM’nin kuruluş tarihidir. Mozolenin konumu mükemmel seçilmiştir. Anıtkabir inşaatının temel atma töreni 1944 yılında yapılmıştır. Bu nedenle mozolenin büyük sütunlarının yüksekliği 19,44 metre olarak belirlenmiştir. Atatürk’ün boyu 1.73 metredir. Bu sayıyı 19,44 ile çarptığımızda bize 33 metre yükseklikte olan bayrak direğinin yüksekliğini vermektedir.

Tören alanında mozoleye 42 basamaklı merdivenden çıkılmaktadır. Atatürk 42 yaşında Cumhuriyeti ilan etmiştir.

28 Aralık 2021 Salı

MÜHİM BİLGİLER

Likyalı erkekler ölülerini gömerken, şeytanın yüzlerini görüp sonradan kendilerine musallat olmasın diye kadın kılığına girip, yüzlerini gizliyorlardı. 'Şeytan görsün yüzünü' deyimi de buradan kalmış.

Adolf Hitler, 17 yaşındayken haydarpaşa gar inşaatında, alman işçi ve ustalarla birlikte işçi olarak 2 yıl kadar çalışmış.

Atatürk'ün "Türk, öğün, çalış, güven" sözünde geçen "öğün" kelimesi övünmek anlamında değil, Orhun yazıtlarında Bilge Kağan'ın Türklere hitaben söylediği "Türk, bodun, ertin, ökün" sözündeki "ökün" kelimesinden gelir ve "düşün, ders al" anlamındadır.

"Gamzedeyim deva bulmam" şarkısında geçen 'gamzedeyim' kelimesinin gamzeyle falan alakası yok, 'gam-zedeyim' 'kederdeyim' anlamındadır..

'Kel alaka' sözündeki 'kel' Fransızca 'ne' anlamına gelen 'quel' kelimesinden gelir ve 'ne alaka' anlamında kullanılır. Zamanında her cümlesine Fransızca bir kaç kelime katıp artislik yapan birisi tarafından Türkçemize sokulmuş.

RayBan markasını oluşturan kelimeler olan 'ray: ışın' - 'ban: yasaklama' demektir. Yani ışın yasağı, ışını defetme anlamına gelir.

Tuvalet anlamında kullandığımız 100 numara İngilizcedeki 'loo' kelimesinden gelir ve evet tuvalet anlamındadır. tamamen algı meselesi yani.

Vatan yahut Silistre oyununun gerçek adı 'vatan' dır. Uygulanan sansür nedeniyle bir süre 'silistre' adıyla oynanmış, daha sonra sansürün kalkmasıyla kafa karışıklığını önlemek için 'vatan yahut Silistre' adını almıştır.

Napolyon kirazı diye bir şey yoktur. Kirazıyla meşhur Bursa Ulubat'ın eski adı Apolyont'tu, vatandaşın dili Apolyont'a dönmeyince oldu sana Napolyon kirazı...

Antik Mısırda hamile kadınlar bir kaç gün boyunca arpa ve buğday tanelerini karıştırır üzerlerine idrarlarını yaparlarmış. Önce arpa filizlenirse bebeğin erkek, buğday filizlenirse bebeğin kız olacağını bu şekilde anlarlarmış.

'Happy Moon's cafe' nin ismi, sahibi Hüseyin Aymutlu'nun soyadından gelirmiş. Batı hayranlarını derinden sarsacak bir bilgi bu, evet ama adam da haklı 'Aymutlu cafe' olsa hiç kimseler gitmez çoktan iflas etmiş olurdu.

Esenboğa havalimanı adını, Ankara savaşında Timur'un meşhur fil ordularının komutanı olan 'İsen Buga' dan alır ve sağlıklı, mutlu öküz manasına gelir.

Anason min. %40 alkolde çözündüğü için rakı renksizdir, su katıldığında alkol oranı azaldığından anasonun çözünürlüğü düşer ve beyaz renkte görünür hale gelir.

İskambil kartlarında kupa asilleri, maça orduyu, karo orta sınıfı, sinek fakir halkı temsil eder. Teoman 'kupa kızı sinek valesi' derken boşa yapmamış yani..

Firavunlar kendilerini sineklerden korumak için yanlarında, her tarafına bal sürülmüş, çıplak köleler bulundururdu.

'Moruk' ne demektir? 'Yaşlanmış domuz' demektir. Bilmiyorum arkadaşlar arasında 'Ne haber moruk? Çak moruk' demek uygun mudur? Alıntı