SAYFALAR

3 Mart 2023 Cuma

MİHRİBAN

Okuduğum veya dinlediğim zaman duygulandığım bir şiir var;

 ‘MİHRİBAN’

1960 yılında yaşadığı ölümsüz aşkı kelimelerle ebedi kılan Abdurrahim Karakoç’un, kızın gerçek adını gizleyip, bu adı taktiği o güzel Anadolu kızına yazılmış bir şiirdir

İşte hikayesi;

Abdürrahim Karakoç, Kahramanmaaş’ın Ekinözü İlçesinde yaşar. Ataları gibi kendisi de şiir yazmağa heves eder. Bir çok yazdığı şiirlere beğenmez yakar. Hollanda'da yayınlanan ‘Platform’ dergisine ölümünden önce verdiği bir röportajda Mihriban'ı şöyle anlatır:

Ekinözü’nde ki Köyde düğün olacaktır, civar köylerden misafirler gelirler. Genç Abdurrahim köyde bu misafirlerin içinde bir genç kız görür. Ailesiyle komşunun düğününe gelen bir misafir kız.

Tanışıp konuştuktan sonra dost olurlar ve Abrurrahim kıza aşık olur. Bir sabah Abdurrahim kalkar ve sevdalısını görmeğe onun kaldığı kaldığı eve gider. Gider ki misafirler gitmişler. Daha da görmek nasıp olmaz. Zaman geçtikçe daha da aşık olur ve kızın hayalı Abdurrahim’in aklından çıkmaz, dünyası değişmiş, hayat manasızlaşmış, aşk acısı yüreğini yakmağa başlamıştır.

Ailesi durumu anlayınca kızın izini sürdürüp bulmak için Maraş’a giderler. Uzun aramalardan sonra kızın ailesini bulur ve kızı isterler. Önce ‘kız küçük’ derler, ‘henüz erken’ derler, bahaneler bulurlar, kızı vermek istemezler. Abdurrahim’in ailesi ısrar edince gerçeği söylerler: ‘Kız nişanlıdır’ ve yakın zaman da bir başkası ile düğünü olacaktır.

Abdurrahim kızın nişanlı olduğunu duyunca yıkılır ve “Bir daha bu evde ismi anılmayacak ve konusu geçmeyecek.” Der, vaz geçerler.

Yedi yıl sonra aşk ateşinin sönmediği anlaşılır ve Abdurrahim Karakoç o kızın asıl ismini saklayıp kendisi bir isim takar ve o isimle bir şiir yazar aşkını dile getirir. ‘Mihriban’

Bu şiir bestelenip türkü olunca da duymayan kalmaz. Tabi o sevgili kız, Mihriban da.

Şiirden etkilenen esas ismi saklı Mihriban bir mektup yazar Abdurrahim’e, demek ki onun da içinde bir sevda varmış ki ‘Unutmak kolay değil’ diye dert yanar.

Bunun üzerine Abdurrahim ikinci bir şiir yazar ona cevap verir: ‘Unutursun Mihriban'ım’

“Son bir kez daha görmek istemem. O beni hayalindeki gibi yaşatsın. Ben de onu hayalimdeki gibi. O aşk, masum bir aşktı. Güzel bir aşktı. Bırakalım öyle kalsın.” Der Adurrahim Karakoç.

Abdurrahim Karakoç, “Ben 'unutursun' diyorum ama insan hiçbir zaman unutamıyor. O bir mektup üzerine yazılmıştır. Ben bir mektup aldım. 'Unutmak kolay mı?' mektubun başlığı.”

Röportajının sonuna doğru ‘’Mihriban nasıl biriydi?’’ diye sorulduğunda ‘’Sıradan insanlara benzerdi’’ diyor. "Ne çok güzel, ne çok özel, ne adı Mihriban, ne saçları sarı. Belki bu şiirin bu kadar beğenilmesinin sebebi herkesin içinde bir Mihriban’ın olması. Gerçek yaşanıp, yazıldığı zaman okuyucu kendini bulur. Bu yüzden diyorum ki, herkesin gönlünde bir Mihriban var."

MİHRİBAN

Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışsın, çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Çekmeyince bilinmiyor Mihriban

Yar, deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban

Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban

Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban

Boşa bağlanmış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtım tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban

Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban

UNUTURSUN MİHRİBANIM

‘’Unutmak kolay mı?” deme,
Unutursun Mihriban’ım.
Oğlun, kızın olsun hele
Unutursun Mihriban’ım.

Zaman erir kelep kelep..
Meyve dalında kalmaz hep.
Unutturur birçok sebep,
Unutursun Mihriban’ım.

Yıllar sinene yaslanır;
Hatıraların paslanır.
Bu deli gönlün uslanır...
Unutursun Mihriban’ım.

Süt emerdin gündüz-gece
Unuttun ya, büyüyünce...
Ha işte tıpkı öylece
Unutursun Mihriban’ım.

Gün geçer, azalır sevgi;
Değişir her şeyin rengi
Bugün değil, yarın belki
Unutursun Mihriban’ım.

Düzen böyle bu gemide;
Eskiler yiter yenide.
Beni değil, sen seni de
Unutursun Mihriban’ım.
Alıntı


17 Şubat 2023 Cuma

BÜST

Komünizm zamanlarında Rusya'da yaşayan bir Yahudi İsrail’e göçmeği düşünür. Rusya’dan ayrılırken yanında ki Lenin’in büstünü gören 

Rus gümrük memuru Yahudi ye sorar;

"Bu nedir?" diye.

Yahudi:

  "Bu nedir  sorusu yanlıştır yoldaş!  Bu kimdir  demeniz gerekirdi!  Bu Lenin’dir, sosyalizmin temellerini attı, Rus halkına refah, mutluluk getirdi. Bende bunu o geçen günlerin tatlı hatırası diye yanıma aldım.” Der.

Etkilenen Rus görevli söyleyecek söz bulamaz ve;

  "Tamam, geçebilirsin!" der.

Tel Aviv havaalanında bu defa İsrail gümrük memuru büstü görür ve sorar:

  "Bu nedir?”

Yahudi:

"Bu nedir? sorusu yanlıştır. Bu kimdir  demeniz gerekirdi! Bu Lenin’dir. Bu deli cani yüzünden Rusya’yı terk etmek zorunda kaldım! Yanıma aldım ki her gün ona bakıp bakıp lanet okuyayım!" diye.

Önceki yıllarda Rusya'dan kaçmak zorunda kalan İsrailli gümrük memuru:


 
"Tamam, geçebilirsiniz! Hoş geldiniz!" der.

Adam İsrail de bir ev tutar ve yerleşir, büstü büfenin üstüne koyar ve bir davet verir. Davete katılan akrabalarından biri büfenin üstündeki o büstü göstererek sorar;

"Bu kimdir?”

Yahudi:

" Bu kimdir sorusu yanlış, be kuzum! Bu nedir demen gerekirdi! Bu; on kilogram, yirmi dört ayar altın. Hem de vergisiz!” der.




15 Şubat 2023 Çarşamba

DEPREMDEN KORUNMA


1- Gece yatarken telefon ve cep feneri yakınınızda uyumayı alışkanlık edinin, telefon şarj dolu olsun.

2- Depreme gece yakalandı iseniz yatak odası veya çocuk odasından ayrılmayın. Çünkü arama kurtarma çalışmaları öncelikli olarak bu odalardan başlatılıyor.

3- Eski tip birbirine geçmeli yatağınız varsa biran önce ondan kurtulun. Yüksek ve sağlam baza alın. Baza altını mümkün olduğunca dolu tutun. Kıyafet battaniye yorgan gibi malzemeler koyun. Çünkü sağ ulaştıklarımızın çoğu baza yanlarında uzanan insanlardı.

4- Sakın ayakta, kiriş altlarında, merdiven boşluklarında ve koridorda durmayın. Ölümlü vakalar daha çok buralardaydı.

5- Mutlaka çök-kapan pozisyonunu yapın. Ama bunu boş yerlerde değil, özellikle karyola veya bazaların yanında yapın.

6- Kapandığınız esnada yatak üzerinden battaniye-yorgan ve yastık alın üzerinize tutup kendinizi koruyun. Kış aylarında atletle kesinlikle yatmayın. Yara almadan sadece soğuktan ölenlere denk geldik.

7- Baza kenarlarında bir şişe su bulundurmayı adet edinin. Çok şey kaybetmezsiniz.

8- Kol saati kullanın ki enkaz altında gece yarısı sesinizi boşa tüketmeyin. Sizi duyan çok kişi olmayacak. Çünkü gece karanlık ve soğuktan çalışmalar yavaşlıyor.

9- Sakin kalıp elbet birisinin sizin için geleceğini unutmayın.

10- Sarsıntı tamamen bitmeden bulunduğunuz yerden ayrılmayın. 

11- Varsa imkanınız yüksek katlı son tercihiniz olsun. En üst kattayım diye kendinizi çokta güvende hissetmeyin. Vefat eden yakınlarımız en üst katlarda oturuyorlardı.

12- Bu saatten sonra depremle yaşamayı ve bir gün yine yüzleşeceğinizi unutmayın. Her zaman hazırlıklı olun.

Çok önemli, bu notlar Kahramanmaraş Merkezli Asrın Felaketi sonrası, Arama Kurtarma Çalışmaları ve Enkaz Kaldırma İşlemlerinde 1 Hafta Süresince Görerek Tecrübe Ettiğim

Deprem Notlarımı sizlere aktardım. ALINTI