
Emekli Emniyet Müdür'ü Yaşar Durmaz'ın Kaleminden
POLİSİNE SAHİP ÇIK…!
Diyarbakır’da geçtiğimiz gün Öcalan’a özgürlük talebiyle yapılan eylem sırasında megafonu eline alan bir kişi, Türk polisine dönüp “düşman” diye haykırdı. Bu sahne sadece birkaç saniyelik bir görüntü değil; bir zihniyetin ve bir niyetin dışa vurumuydu.
Polis…
Bu ülkenin güvenliği için gece gündüz nöbette.
Yağmurda, karda, sıcakta; bayramda, tatilde bile görevde.
Şehit veriyoruz, yaralanıyoruz, tehdit ediliyoruz…
Ama hâlâ birileri, devletin güvenlik güçlerine nefretle seslenebiliyor. Hem de kameralar önünde, meydanlarda, utanmadan!
Bu nasıl bir çelişki?
Bu nasıl bir “özgürlük anlayışı” ki, terör örgütünü övmek, polisi “düşman” ilan etmek normalleşebiliyor?
Kimse kusura bakmasın…
Bu mesele birkaç kişinin “aşırılığı” ya da “sözlü provokasyonu” değildir.
Unutmayalım: Polis, bu milletin evladıdır. Anadolu’nun dört bir yanından gelen, bu vatan için , ay yıldızlı bayrak için yemin etmiş insanlardır onlar.
Elbette ifade özgürlüğü demokrasinin temelidir.
Ama hiçbir özgürlük, terör övücülüğünü, nefret söylemini, devlete düşmanlığı kapsamaz.
Bir toplumun ortak vicdanına saldırı niteliği taşıyan bu tür eylemler karşısında sessiz kalmak, o vicdanın çöküşüne ortak olmaktır.
Son söz: Terör övücülüğüne, nefret söylemine ve devlete düşmanlığa cüret edenlere asla taviz verilmemelidir.
Şehit annelerine, nöbetteki polislerimize, canı pahasına huzurumuzu koruyan bütün güvenlik güçlerine selam olsun.
https://www.internationalhayathaber.com/polislerin-sabri-kalmadi/
YOUTUBE KAYNAK:
https://www.youtube.com/shorts/N4Jb4qSK9BE

KOZİNOĞLU, AMBULANSA BİNDİRİLİRKEN KELİME-İ ŞAHADET GETİRİYORDU.
KOZİNOĞLU:
"BEN TÜRK DÜNYASI KONUSUNDA ÖZEL YETİŞTİRİLDİM"
Kozinoğlu’nun ambulansa bindirilirken son olarak neler söylediğini soruşturdu. Tanıkların anlatımına göre Kaşif Kozinoğlu bu sırada Kelime-i Şahadet getiriyordu.
Rahmetli Kaşif Kozinoğlu efsane bir kahramandı.
1978-80 arası Eğirdir Dağ ve Komando Okulundan tanıdım onu.
Uyduruk Ergenekon kumpası ile tutuklanıp Silivri'de katledilinceye kadar dostluğumuz sürdü.. 1979 da, Eğirdir Dağ ve Komando Okulunda teğmen iken, ABD de yapılan NATO üyesi Ülkelerin subayları arasında 12 daldaki savaş oyunlarının tamamında dünya şampiyonu olmuştu. Bu 12 branşın içinde, atıcılık, yakın boğuşma, dağcılık, tahrip, pusu, hayatta kalabilme(dayanıklılık), 32 km'lik tam teçhizatlı maraton koşusu..vs. var. Bu başarısından dolayı, TSK içinde hep Orgeneral muamelesi görürdü. Bunu bana o vakitler emir subayı olduğum paşam söylerdi.. Taa o vakitler Özel harp dairesinin de, vurucu tim komutanı idi. Mesai bitiminde tüm subay, astsubaylar askeri gazinoya giderken, o ekibiyle birlikte dağ, bayır demeden, karda kış 'ta saatlerce koşardı.. Arada bir gözden kaybolur, sonra tekrar ortaya çıkardı. Direkt Genel Kurmay Bşk. bağlı olarak, yurt içi ve yurt dışı operasyonlarda görev aldı. PKK nin çok baskın olduğu, 1990’larda, Ankara Gölbaşı’nda Polis Özel Harekat Merkezini kurdu. Korkut Eken'le birlikte 28 bin polise 6'şar ay Komando eğitimi vererek yetiştirdi ki, onlarla birlikte G. Doğuda PKK'yı bitirdi.
Ardından TSK ya bağlı olarak, Nahcivan'da Harp Akademisi kurup, burada Türk Cumhuriyetlerinin subaylarına kurmaylık eğitimi verdi.
Azerbaycan’da Ermenilere karşı, Çeçenistan'da Ruslara karşı, Bosna-Hersek’te Sırplara karşı savaştı.. Bu savaşlarda iki kez gazi oldu.. Rahmetli Elçibey’in de, Cevher Dudayev ’in de, Aliya Izzetbegoviç'in de, gizli Genel Kurmay başkanlıklarını yaptı.. 35 yıllık hizmetinin, 25 yılını hep yurt dışında ve çatışmaların içinde geçirdi. TBMM tarafından kendine 3 kez üstün hizmet ödülü verilmiştir. Ayrıca 32 devlet başkanı tarafından da üstün hizmet ödülü almıştır.. Öldürülmeden önce Silivri’de, kaldığı koğuşta, el yazısı ile yazdığı, "SIRLAR" isimli 2.000 sahife tutan itiraflarında, bu ödülleri hangi devlet başkanından, hangi hizmet karşılığı aldığını yazmaktadır. "SIRLAR"ın az bir kısmının yer aldığı bu kitap Kaynak yayınevinden temin edilebilir..
Mesela, ABD başkanı Bush, Afganistan'da El Kaidenin kaçırıp işkence yaptığı, CIA Orta Asya yetkilisini ölmek üzere iken, Bush'un, Demirel'e, Demirel'in de Kaşif’ten yardım istemesiyle son anda kurtarmasından sonra verilmiştir. O CIA yetkilisi daha sonra CIA'nın 2.bşk.olmuş, kendisine can borçlu olduğu, Kaşif Kozinoğlu'na, ifade vermek için Türkiye’ye gitmemesini, öldürüleceğini söyleyip uyarmıştır. Kendisi, Türkeş için, "Bana Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan dağlarında yaşayan çobanlar başbuğ' dan haber soruyorlar. Ben ona nasıl başbuğum demiyeyim ki" diyen bir Ülkücüydü.. Çok kültürlüydü. "Ben, Türk dünyası konusunda özel yetiştirildim" demişti. İngilizce dışında, Arapça, Farsçayı da çok iyi bilirdi. Türk dünyasının tüm lehçelerine hâkimdi.
Dünya çapında ve tarih boyutunda bir kahramandı.. Özel hayatı hemen hemen hiç yoktu. Yemeyi, içmeyi, eğlenceyi pek sevmeyen, hep savaşmaya konsantre olmuş, savaşmaktan zevk alan bir yiğitti.. Bu hizmetleri yaparken hiç ön plana çıkmadı ama, Tüm hayatını bu milletin milli menfaatleri uğruna, savaşarak armağan etti. Kaşif Kozinoğlu'nu, tüm milletimizin artık yakinen tanıyıp bilmesi gerekmektedir. Alçak Feto'cular, böylesi bir kahramanımızı, Türk Milletinin elinden çalıp alçakça katletti. Onu katledenler kahrolsun, Kaşif'imizin mekanı cennet olsun...
-METEHAN TULPAR- ALINTI
Amerika Irak'ı işgal ederken
Irak ordusu hiç ortada görünmedi.
Irak ordusunun savaş uçakları hiç kalkmadı.
Tek bir tankı sokağa çıkmadı.
Amerika pikniğe gider gibi elini kolunu sallaya sallaya Irak'a girdi ve ele geçirdi.
Tüm dünya buna şaşırdı.
Peki, neden Amerika bir direnişle karşılaşmadı?
Saddam Hüseyin direnmeden Irak'ı Amerika'ya teslim mi etmişti?
İşgalden sonra ne Amerika ne de CIA bu durum hakkında tek açıklama yapmadı.
Yıllarca bu konu ve soru insanların zihinlerini meşgul etti.
Bu sorunun cevabını bilmek için 1950'de
ABD tarafından CIA desteği ile Irak'ta büyütülen "Keşnizani Tarikatını" bilmeniz gerekir.
CIA desteği ile Irak'ta büyütülen bu tarikat
Avrupa, Amerika ve Orta Asya'ya kadar yayıldı.
Saddam darbe devrim ile Irak'ı ele geçirdiğinde Saddam'a tamamen itaat ettiler.
Saddam da onlara bir şey yapmadı.
Fakat Keşnizani Tarikatı ordu, bürokrasi, emniyet, istihbarata kadar her yere adamlarını sokup
ülkeyi içeriden ele geçirdi.
Genelkurmay Başkanından istihbarat başkanına,İç işleri Bakanından Emniyet amirlerine kadar çoğu kişi Keşnizani Tarikatına bağlıydı.
Tamamen CIA ve MOSSAD kontrolüne girmişlerdi.
Üstelik Saddam'ın eşi ve akrabaları da Keşnizani Tarikatına bağlanmıştı.
Ve Irak Amerika tarafından artık işgal edilebilirdi.
Kimse direnmeyecekti.
Ve Saddam...
Her şeyi anladığında vakit çok geç olmuştu..
Emperyalist ülkeler her zaman tarikatları kullanmışlardır,çünki o tarikatları kuran yine kendileridir.....
Prof. Dr. Yavuz Kaya diyor ki:
Bir kez daha düşünün, Bu ülkede;
-Neden ağır bir ekonomik yıkım yaratıldı?
-Neden varlıklarımız satıldı?
-Neden altın rezervimize kadar ihtiyat akçemiz harcandı?
-Neden inanılmaz bir dış borç yaratıldı?
-Neden Londra mahkemeleri yetkili kılındı?
-Neden maliyetinin çok üzerinde alt yapı çalışmaları yapıldı,30 yıllık garantiler verildi hemde enflasyona indeksli kur ile?
-Neden Atatürk ismi silinmeye çalışılıyor?
-Neden T.C. tabelası kaldırıldı?
-Neden sınır güvenliği yok ve vasıfsız milyonlarca sığınmacı ülkeye dolduruldu?
-Neden bir demografik bozulma yaratıldı?!
-Neden devlet kurumları yok edildi?
-Neden kuvvetler ayrılığı kaldırıldı?
-Neden denge-denetleme mekanizmaları kaldırıldı?
-Neden vergilerimizin akibetinin hesabı verilmiyor?
-Neden Milli Güvenlik Güçleri sistemi değiştirildi?
-Neden askeri okullar ve askeri hastaneler kaldırıldı?
-Neden bazı savunma sanayi kuruluşları satıldı
ve üretim yapamaz hale getirildi?
-Neden ülkenin telekomünikasyonu satıldı?
-Neden eğitim sistemi laik sistem dışına çıkarıldı?
-Neden orta ekonomik sınıf yok edildi?
-Neden üniversitelerin kalitesi düşürüldü?
-Neden sağlık sistemi kötü?
-Neden anayasa hükümlerine uyulmuyor?
-Neden uyuşturucu ve mafyanın merkezi olduk?
-Neden bağlı olduğumuz AİHM kararları uygulanmıyor?
-Neden tarikat ve cemaatler holdingleşip devlete yerleştirildi?
-Neden ortak akıl devre dışı bırakıldı?
-Neden yetişmiş insan gücümüzü kaybediyoruz?!
-Neden üretim ekonomisinden vazgeçildi?
-Neden kendimize yeten tarım ve hayvancılıkta
dışa bağımlı olduk?
-Neden bu kadar çok gaz, petrol nadir element kaynakları keşfedilirken (!) enerjide dışa bağımlılık arttı?
-Neden yıllar öncesinden bir varlık fonu oluşturuldu ve sorgulanamaz kılındı?! Yıllar öncesinden!…
-Neden Biden ile başbaşa yapılan görüşmeye dış işleri bürokratları alınmadı ve arkasından sınırlarda açık kapı politikası ile genç erkek Afgan.
Paki ve diğerleri akın akın ülkeye girmeye başladı?
Tek cevap: Emperyalist BOP projesi işliyor? Prof. Dr. Yavuz Kaya