SAYFALAR

8 Şubat 2014 Cumartesi

ERMENİ KURBAN KESERSE

Erzurum'da Ermenilerin isyan döneminde, Türklere mahçup olan bir Ermeni Türk komşularına sadakatini göstermek için kurban bayramında kurban kesmeğe karar verir.
Bir inek alır ve ineği keser. Fakat daha ineğin canı çıkmadan yarım canlı iken kalkar ayağa. Ne kadar uğraşırsa işin içinden bir türlü çıkamaz. Uğraştıkça bütün üstü başı kanlar içinde kalır.
Bir arkadaşı rastlar ve akıl verir:
"Sen bu işi beceremezsin. Şu karşı ki kahvede müslümanlar var. Git Onlara rica et, onlar bir dakikada hallederler." der.
Ermeni Müslümanlardan yardım istemek için elinde kocaman kanlı bıçak, üstü başı kan revan, kahveye girer ve orada oturanlara sorar;
"Siz Müslüman mısınız?”
Kahve de oturanlar çok korkar ve;
"Biz Müslüman değiliz." derler.
"Peki Müslümanlar nerdedirler?" der.
İçlerinden biri kekeleyerek;
"Ca..ca..camiye gittiler, burada hiç müslüman yok" der.
Ermeni aynı şekilde camiye gider ve arkada oturan camaatten birine sorar;
"Sen Müslüman mısın?"
Adamda hiç ses yok. Korkudan dili tutulur.
Ermeni biraz sinirlenerek tekrar sorar.
Yanındaki  cemaatlerden biri “Yok yok biz Müslüman değiliz.” Der.
Ermeni “Peki ya Müslüman kimdir? Der.
Sırtı dönük dua okuyan hocayı gösterirler ve “Müslüman o dur.” Derler.
Ermeni gider, aynı vaziyet hocanın karşısına dikilir ve;
"Sen Müslüman misin?" der.
Hoca bir Ermeniye, bir elinde ki kanlı bıçağa bakar ve;
"Çim? Ben? Bene müslüman deyenin anasını, çelmişini, ceşmişini" der.

7 Şubat 2014 Cuma

şiir DEYİŞ

Yaşadığımız ömürü, bitmez sanarlar,
Halbuki hayal gibiydi, durmadı geçti.
Unuturlar sanma recep, seni anarlar,
Derler ki bir dost aradı, bulmadı geçti.

6 Şubat 2014 Perşembe

DOĞRI GİT

1975 yılında bir olayın devamı olarak Gaziantepli bir şahsı silah kaçakçısı olarak tespit ettik. Ali K. isimli bu şahısla irtibata geçerek kendimizi kumarhane sahibi tanıttık. 

Gaziantep te Suriye pasajında saatçi dükkanı olan Ali yaptığımız pazarlık neticesinde bir kamyon dolusu tabancaları bize satacaktı. Biz de kendisine yirmi bin Türk lirası para ödeyecektik. İlle paranın yarısın hemen isterim diye tutturdu. Daha silahları görmeden Ziraat Bankasından emaneten çektiğimiz on bin lira parayı ödedik. Kalan borcu da silahların teslimi esnasında ödeyecektik. 

Biz iki polis arkadaşı öğleden sonra sepetli motosikleti ile kamyonun yanına götüreceğini, kesinlikle araba kullanılmayacağını, bize kat kat tembihledi. Anlaşılan polisten korkuyordu. Motosikletine bindik. Bizi tarlaların içerisinden, yolsuz yerlerden yarım saat kadar uzaklara götürdükten sonra, uzaktan bize bir kamyon gösterdi ve bizi orada bıraktı. "Ağam doğri gidin. Kamyon işte orada. Silahlar onun içindedir." dedi. Kendisi kaçtı, gitti. Ne ise geride ki arabalı iki arkadaşımız da motorun izinden takip ederek arkamızdan geleceklerdi. Gelmeseler zaten biz yolları bulup ta oralardan çıkıp kurtulmamız mümkün değildi. 

Kamyonun yanına gittik fakat kamyon dediği, içi boş, üstü açık, sadece bir kamyon karoseri. Dört büyük bidon üzerine oturtulmuş, arabanın motor kısmı yok. İçinde silah filan da yok. Verdiğimiz para da gitti. Biz silahtan vaz geçtik, parayı kurtarmak için ne gerekirse yapacaktık. Gaziantep'e geri gittik. Ali kayıplara karışmış yoktu. Ali'nin kardeşini aldık. Yarı sertlikle, yarı da dostlukla ikna ettik. Verdiğimiz parayı geri bize ödedi. Biz de Ziraat Bankasına ödeyip borcu kapattık. Kendisini yakalayamadık. Adana ya döndük. 

Bir sene kadar sonra Ali yi Adana da arabasında on bir adet tabanca ile birlikte yakaladık. Ben hemen o olayı ve polis olduğumuzu nasıl anlayıp, bizden kaçtığını sordum. "Eğer yakalanacaksam veya kötü bir şey duyacaksam sağ kulağım; yok yakalanmayacaksam veya iyi bir şey duyacaksam sol kulağım devamlı kaşınır ve çınlar. Böyle işaretlerim var. Ben bu şekilde, önceden başıma geleceğini anlarım. O zaman devamlı sağ kulağım çınlamış ve kaşınmıştı. Ben de polis olduğunuzu anlamıştım. Bu seferde sağ kulağım yine devamlı çınladı fakat gafil avlandım, kaçamadım." dedi. 

Aynı adam daha sonra düğünde kardeşini öldürenleri öldürdü ve kaçakken Gaziantep te yakalanacağını anlayınca üç polisi de öldürdü ve yine kaçtı. Daha sonra başka bir çatışmada kendisi de öldürüldü.