SAYFALAR

4 Mart 2021 Perşembe

MASLAK TA

Gece yarısı karakolun telefonu çalar. Nöbetçi memur ahizeyi kaldırır. Karşıdaki ses:
- İiiiiyi aaaakşamlar. Meeemur bey biiir iiihbaaarım olacaktı.

Memur;
- Buyrun.

İhbarcı;
- Buuburada ööölü bbbbir at var.

Memur;
- Adresi verin, hemen aldıralım efendim.

İhbarcı;
- Mm... Mmmmaaaa...

Memur;
- Maslak mı?

İhbarcı;
- Mm Mmmaaaa..
Polis memuru:
- Yeter kardeşim, konuşmayı öğren, öyle ara!


Bir iki dakika sonra telefonu yine çalar. 

Karşıdaki ses:
- İiiyi akşamlar. Bbbir iiihbarım olacaktı.

Memur;
- Dinliyorum.

İhbarcı;
- Bbbuu burada öölü bir at var.

Memur;
- Tamam beyefendi adresi verin hemen aldıralım.

İhbarcı;
- Mmm. Mmmaaa..

Memur;
- Maslak ta mı?.

İhbarcı
- Mmm.. Mmmmaa..
Polis memuru tekrar telefonu kapatır. 

Aradan üç dört saat geçer, telefon tekrar çalar. 

Karşıda ki ses:
- Bbbiiir iiih..baarım varrr.

Memur;
- Tamam kardeşim biliyorum. Bir ihbarda bulunacaksın. 
Orada ölü bir at var. Maslak ta!

İhbarcı;

- Eeevet. Eeevet Meemur bey Maslak ta da.. Ama ben ölü atı Maaçka dan Maaaslak'a gggetirene kkadar aaanam aağladı! der.

25 Şubat 2021 Perşembe

OSMANLI'YI YÖNETEN ECNEBİLER

 

Aşağıda Osmanlıyı idare eden kabine üyelerinin isimleri var. Bu ekibe iyi bakın. İyi bakın da Ermenistan Kabinesi filan sanmayın. Padişah Abdulhamid zamanında Osmanlı İmparatoruğunu yöneten Ermeni Ekibi. Bu ekip, Abdulhamid devrinin otuz üç yıllık ekibi, Osmanlıyı yönetmişler. Tabi diğer padişahların kabineleri de farklı değildi. 

Sonrada devlet batınca kırk bahane bulup anlatmışlar. Ya da Osmanlı soy kırımı yapmış.' demişler. Allah aşkına Türkler nerede ? Allahını seven bir söylesin veya şapkasını önüne koyup ta bir düşünsun ki bu ülkede yaşayan Türkler nerede? Türkler işsiz güçsüz sağda solda ikinci sınıf vatandaş olarak yaşarken, adamlar padişahlardan daha yetkili yaşamışlar, her türlü çamuru da atmışlar ve sonunda Osmanlı yı da yıkmışlar. Hala daha soy kırımından bahsediyorlar.  

Eğer ortada gerçekten bir soy kırımı varsa ki yoktur, o soy kırımı Ermeni, Ermeni ye karşı yapmış olabilir sonra da Türklerin üzerine atmışlardır. O soykırımı olduğunu iddia ettikleri yıllarda, Doğu ve Güneydoğu İllerimizde isyanlar çıkartarak, bir milyona yakın Kürt vatandaşlarımızı Ermeniler öldürdüler. Sadece Adana İlinde 80.000 kişiyi katlettiler.

İşte buyrun Halife-i Müslümin 2. Abdülhamit’in Bakanlarına ve bürokratlarına, halkı idare heyetine bir göz atalım;

Hariciye Nazırları; Aleksandros Karateodori Paşa (1878-1879)

Gabriel Pasha ve Sava Paşa (1879-1880)

Hazine-i Hassa Nazırları: Agop Ohanes Kazazyan (1876-1891),

Mikail Portakalyan Efendi (1891-1897),

Ohanes Sakız Efendi (1897-1908)

Maliye Nazırı: Agop Ohanes Kazasyan Paşa (28-30 Ağustos 1885), (Aralık 1886 - Mart 1887) (1888-1891)

Nafia Nazırları: Ohanes Çamiç Efendi (1877-1878),

Aleksandr Karateodori Paşa (1878)

Sava Paşa (1878-1879)

Orman ve Maadin Nazırları (Bakanları); Mavrokordato Efendi (1908-1909),

Aristidi Paşa ( 1909)

Ticaret ve Ziraat Nazırları (Bakanları): Bedros Kuyumcuyan Efendi (1880)

Gabriel Noradonkyan Efendi (1908-1909)

Ayan Üyeleri(1876); Antopolos Efendi Aristarki Bey,

Daviçon Karmona Efendi,

Musurus Paşa,

Serviçen Efendi,

Stoyanoviç Efendi,

Dr. De Kastro Bey,

Mavroyeni Paşa, Karatodri Paşa,

Abraham Karakahya Paşa

Ayan Üyeleri(1908) Azaryan Efendi,

Basarya Efendi,

Bohor Efendi,

Fethi Franko Bey,

Gabriyel Noradonkyan Efendi,

Mavrokordato Efendi,

Mavroyeni Bey, Oksanti Efendi,

Yorgiyadis Efendi,

Aram Efendi,

Popoviç Temko Efendi,

Babıali Hukuk Müşaviri Gabriel Efendi;

Abdülhamit zamanında sürekli el üstünde tutulan ve hukuk müşaviri olan bu Gabriel Efendi 2. Dünya savaşı sonrası düzenlenen Paris Konferansında Ermeniler için toprak talep etmiş, Lozan Konferansına da Ermeniler adına katılmıştır.

Şimdi de başka ülkelerde Osmanlıyı temsil eden Büyükelçilere bakalım;

Y. Fotiades Bey ve Gobdan Efendi, Atina Büyükelçisi.

Azaryan Efendi, Belgrad Büyükelçisi.

E. Karatodri Efendi, Brüksel Büyükelçisi.

Blak Bey, Bükreş Büyükelçisi.

Yanko Karaca, Misak Efendi ve Aritraki Efendi, Lahey Büyükelçisi.

K. Musurus Paşa, Alfred Rüstem Paşa ve Antopulo Paşa, Londra Büyükelçisi,

Naum Paşa’nın Paris, S. Musurus Bey ve Y. Fotiades Bey, Roma Büyükelçisi.

Nikola Gobdan Efendi, Sofya Büyükelçisi.

A. Vogorides Paşa, Viyana Büyükelçisi.

L. Aristarki Bey ve A. Mavroyeni Bey’in Washington’da Büyükelçi olarak görev yaptıklarını görüyoruz.

Konsolos ve kâtipliklerde de Türk unsurundan ziyade Ermeni ve bilhassa Rum memurlar kullanılmaktaydı.

Valilik koltuklarının çoğunda da gayrimüslimler oturuyordu.

Mesela;

Şarkî Rumeli Valileri; Sava Paşa, Aleko Vogorides Paşa, Gavril Paşa Hristoiç, Alexandre de Battenberg, Ferdinand de Saxe-Cobourg et Gotha.

Sisam Beyleri; Mişel Gregoriyadis Bey, Aleksander Mavroyeni Bey, Yanko Vitinos Bey, Kostaki Karateodori Paşa, Yorgi Yorgiadis Efendi, Andrea Kopasis Efendi.

Cebelilübnan Sancağı Mutasarrıfları; Vasa Paşa, Naum Paşa, Yusuf Franko Paşa.

Maliye, Hariciye, Tarım, Madencilik, Eğitim, Mülkiye ve daha bir çok kurumlarını yabancı ecnebilere teslim etmiş bir devletin başında, kağit üzerinde göstermelik güya bir İslam Halifesi, padişah vardır ve adı Osmanlı İmparatorluğudur. Bu devletin bütün kurumları Ermeni ve Rumlardan oluşan yöneticilerdir. Böyle bir ülkenin ekonomisi nasıl olur? Ki bu dönemlerde hiç savaşsız bazı topraklar Yunanlılara verilmiştir. Yine bu dönemlerde İstanbul da Osmanlı Bankasını soyan ve bu soygun esnasında 28 asker ölmesine rağmen Ermeni soyguncuların hepsi af edilmişler ve liderleri Armen Garo (Karekin Pastırmaciyan) Milletvekili olmuş, daha sonra da Erzurum, Van isyanlarını kardeşi ile birlikte idare etmiştir.

ŞİMDİ ANLADINIMIZMI, OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN NEDEN VE NASIL YIKILDIĞINI? VE KİMİN KİME KARŞI SOY KIRIMI YAPTIĞINI?

Kaynak: KUNERALP, Sinan, Son Dönem Osmanlı Erkan ve Ricali, Prosopografik Rehber, İstanbul: İsis Yayınları, 1999.

19 Şubat 2021 Cuma

MUCİZE

Hayat her zaman mücizelerle doludur. İnsanlar o mücizeleri her zaman görüp anlayamazlar.

Beş altı yaşlarında bir kız çocuğu eczaneye girer ve içerde oturan adamlara sorar:

"Sizde MUCİZE var mı amca?" diye.

"MUCİZE mi? Ne yapacaksın ki, MUCİZEYİ?" der, eczacı kız çocuğuna!

"Kötü bir cisim varmış. Kardeşimin başında, gittikçe büyüyormuş. Babamın söylediğine göre ancak bir 'MUCİZE' onu kurtarabilirmiş. Ben de biriktirdiğim bütün paramı getirdim ki onun için MUCİZE alacağım! Siz satmıyor musunuz ki?" der kız çocuğu.

 Eczacı üzülerek:

"Yavrucuğum sana yardım edemeyiz. Burada MUCİZE satmıyoruz ki!" der.

Kızın gözleri dolar:

"Ama kardeşim ölüyor! Lütfen ne olur bana bir MUCİZE bulun!" diye ağlayarak yalvarır.

Tam bu sırada, eczanenin kapısından içeri giren üç adam, bu kız çocuğunun yalvarmalarını duyarlar ve yanına da gelmişlerdir. Adamlardan biri eli ile bu kız çocuğunun başını okşar ve sorar:

"Gel bakalım, MUCİZE için ne kadar paran varmış bir görelim?" der ve adam kız çocuğuyla beraber masaya yaklaşırlar. Kız çocuğunun elinde ki küçük torbada bulunan bozuk paraları masanın üstüne dökerek sayarlar.

Sonra:

"Aman Allah'ım, tam da kardeşine bir MUCİZE alabilecek kadar paran varmış." der adam, kız çocuğuna.

Çocuğa biraz daha bir şeyler sorduktan sonra:

"Şimdi beni evinize götür de bakalım kardeşine bir MUCİZE bulabilecek miyiz?" der tekrar.

Kız çocuğu o adamla birlikte evine giderler. Adam kız çocuğunun kardeşini muayene eder ve iki gün sonra hiç bir ücret almadan bir hastanede beyin ameliyatını gerçekleştirir. Bir müddet sonra da o kız çocuğunun kardeşi iyileşir. 

O adam tam o saatte ilaç almak için iki doktor arkadaşıyla eczaneye girerek, kız çocuğuna rastlamış ve kardeşinin iyileşmesine sebep olmuş. 

O adam dünyaca isim yapmış, Avrupa da ve ABD de tıp dersleri veren İranlı ünlü Beyin Cerrahi Profesörü Madjid Samii'ymiş.

Bu olay Almanya The Hannover Hastanesi Dekanı Abel Maier tarafından ilmi bir konferansta dinleyicilere anlatılmıştır.