SAYFALAR

8 Nisan 2021 Perşembe

POLİSTE KOMİK MUHABERELER


Teşkilat için söylenmiş bazı unutulmayan sözler vardır;
'Bir olaydan yarım saat sonra Amerikan Polisinin, bir saat sonra, Alman Polisinin, iki saat sonra İngiliz Polisinin, olaydan bir saat önce de Türk Polisinin haberleri olur.' derler.
'Polisin eskisinden, amirin yenisinden, bekçinin hepsinden kork.'
'Allah yüzünüzü de, yokluğunuzu da göstermesin.'
'Elini veren kolunu alamaz.'
'Derdini anlat polise, bekle baharı, gelirse.'

'Polis baban olsa bile, güvenme.'
'Aynasızlar geliyor.'
*************************
POLİSE AYNASIZ NEDEN DERLER ?
Türkiye'de ilk defa yapılan Renault arabaların dış dikiz aynaları yoktu. Bu arabalar Emniyet Teşkilatında kullanılmağa başlanıldığı zaman, görüldükleri yerlerde aynasız olduklarından tanınırlardı. Bu sebepten polislerin adları 'Aynasız' olarak kalmış.
*******************************
Bir akşam Diyarbakır Polis Evinde yemek kuyruğunda beklerken, önümdeki çok zayıf bir polis arkadaş yemek fişi kestiriyordu ve "Az pilav üstü, Az kuru!" dedi.
Kasadaki emekliliği yakın yaşlı polis arkadaş o polise; "Bak güzel kardeşim, para biriktireceğim diye boğazından eksik etme. Nedir bu vaziyetin iki karga gelse biri boş gider. Sonra hastalanır yataklara düşersin, sivil arkadaşların polistir arkadaşları baksın diye düşünür. Polis arkadaşlarında onun sivil arkadaşları var, onlar baksın diye düşünür. Sana kimseler bakmaz ve ölürsün. İyiyken paranı ye ! Sonra çoluk cocuklarında rahmet bile vermezler." dediydi.
******************************
Emniyet Teşkilatı hizmet verirken kendi aralarında ki haberleşmeyi, telsiz cihazlarıyla yaparlar. Bu muhaberelerde isim kullanılmaz. İsim yerine rakamlardan verilen kod'lar kullanılır. Herkes kod'unu bilir ve ona göre anons ederler.
45 52 - Merkez; "
Merkez dinlemede."
"Bu akşam trafik kazasına karışan at arabasını yakaladık. Atı alkol muayenesinden sonra Çarşı Karakoluna teslim edeceğiz tamam."
*************************
Gece saat 01.00
Merkez konuşuyor; "Kuruköprü'de  Sümerbankın büyük boy camı kırık olduğu ihbar ediliyor. En yakın ekip kontrol edip bilgi versin tamam."
Kürt ekip amiri anons ediyor;
Dört, beş, altı, altı, Hekip - Merğez
"Merkez dinlemede. 45 66 telsiz numarasını tek tek kodlamadan söyleyip anons edin."
"Merğez konuşan dört, beş, altı, altı hekip, şimden sonra 45 66 olarak anons edecek anlaşıldı."
"Kuruköprüdeki deduğunuz yere gelduğ. Doğridur. Sümerbankın caddeye bakan camı kırığtır. Kıranlar bellim değildur. Bülmem sarğoş, bülmem ğırğız, bülmem anarşist kırmıştır. Buraya uzman bir hekip yollayın tamam."
****************************
1978 yılnda Adana Valisi Tahir Bey bir sabah makama gelirken toplu okula giden öğrenci gurubunu görmüş, Emniyet Müdürü Alpaslan Beye anons ediyor; Valinin telsiz kodu 1, Emniyet Müdürü 2.
1 - 2
"Dinliyorum sayın Valim."
"Bu giden çocuklar bizimkiler mi?"
"Doğrudur. Sayın Valim. Bunlar Solcular."
"İyi iyi Alpaslan Bey çok iyi. Bayağı da çokturlar."
"Evet Sayın Valim polisler, okullarına götürüyor."
"Anlaşıldı. Söylede polisler çocuklara kötü davranmasınlar."
"Anlaşıldı. Sayın Valim."
*****************************
54 52 - Merkez: "Trafik kazasına karışan bahse konu aracı aldık inceliyoruz tamam."
Merkez - 54 52: "Araç alkollü mü?"
54 52 - Merkez; "Olumsuz efendim, alkollu değil, araç dizel tamam."
****************************
Merkez - 45 36 "Camide son durum nedir?"
45 36 - Merkez; "Namazları kılındı. Cenazeler mezarlığa seyir halinde tamam."
****************************
Merkez - 45 76; "Mevkiiniz?"
45 76 - Merkez; "Atatürk Caddesi"
Merkez - 45 76; "Tam mevkiiniz?"
45 76 - Merkez; "Arabanın içindeyiz, merkez tamam."
***************************
45 18 - Merkez; "Aleti soğutmak için kısa süre kapalı tamam."
Merkez - 45 18; " 45 18 O kullandığınız alet değil cihaz, soğutmak için de kapatılmaz tamam."
45 18 - Merkez; "Aletin cihaz olduğu anlaşıldı tamam."
****************************
45 42 - Merkez; "Merkez tarandık."
Merkez - 45 42; "Hayır efendim aranmadınız tamam."
***************************
(Makam şoförü) 45 11 Merkez 45 10; "Müdürüm, araç intikal etsin mi?"
(Müdür) 45 10 Merkez 45 11; "Evet ama içinde şoförü de olsun."
****************************
45 86 - Merkez; "Orta kilolu, siyah renkli, boynuzlu bir tosun kaybolmuştur."
Merkez; "Anlaşıldı. İstasyonlar not alın. Kaybolan tosunun eşkalini veriyorum."
***************************
Merkezden Ekiplere; "Ananın Yeri’nde (lokanta) kavga ihbarı var. Yakın ekipler intikal etsin."
74 43 - Merkez; "Anlaşıldı. Ananın Yeri’ne seyir halindeyiz tamam."
*****************************
Merkez - 75 53; "Mevkiiniz?"
75 53 - Merkez; "Kaybolduk tamam."
*****************************
45 42 - Merkez "Merkez hırsız kaçıyor."
Merkez - 45 42 "Anlaşıldı nereden nereye kaçıyor? Cadde, sokak ve İstikamet verin tamam."
45 42 - Merkez; "Şuradan o tarafa kaçıyor Merkez."
Merkez; "Biri 45 42’den telsizi alsın ve adam gibi anons etsin."
*****************************
33 30 - Merkez; "Yonca Evcimik konserindeki son durum nedir?"
Merkez - 62 20; "Anonsları duyuyorsunuz cevap verin.
62 20 - Merkez; "Konser devam ediyor. Henüz Abone türküsünü söylemedi efendim."
****************************
54 33 - Merkez; "Caddede şüpheli bir paket var efendim."
Merkez; "Anlaşıldı, çevre güvenliğini alın, pakete dokunmayın.
Uzman ekip seyir halinde."
54 33 - Merkez; "Uzman ekibe gerek yok. Paket boş efendim."
Merkez; "Pakete dokunmayın, çevre güvenliğini alın demiştik."
54 33 - Merkez; "Biz dokunmadık. Üzerinden kamyon geçti efendim, boş çıktı, patlamadı, tamam."
****************************
55 70 - Merkez; "Bir minibüs at arabasına çarpmış, at vefat etmiş efendim."
Merkez; "Başın sağ olsun evladım. Kimlik tespiti yapın!”
****************************
Trafik ekibinden merkeze, "Sesim geliyor mu?"
Merkez; "Evet, mevki ve yol durumu ile bir de anons ederken kod'unuzu bildirin."
Ekip; "Hava yağışlı, zemin kuru, yolda kalan araç yok. Kodumuz: 56 82 tamam."
Merkez:
"Hava yağışlıysa, zemin nasıl kuru oluyor? 56 82"
Ekip; "Biz anonsu yaparken tünelden geçiyorduk efendim."
*****************************
Merkez - 48 62; “Malum yerde misiniz?”
(Ekip) 48 62: “Merkez, malum yerden, malum yere seyir halindeyiz.”
Bir süre sonra
48 62 - Merkez: “Merkez, malum yerden, malum yere intikal ettik. Malum şahsı, malum yerde gördük. Malum şahıs, malum şekilde duruyor. Biz normale dönüyoruz, tamam.”
Merkez: “Hangi malum şahıstan bahsediyorsunuz?”
****************************
38 10-Merkez
"Dinliyorum efendim."
"Şu an nerede bulunuyorsunuz?"
"Merkez, Müdüriyette, zemin katta bulunuyor efendim. Emniyet Müdürlüğündeyiz."
****************************
45 10 Merkez 45 12 "Mevkiiniz?"
45 12 Merkez 4510 "Şu an tam arkanızda seyir halindeyiz efendim."
****************************
Karadenizli başkomiser şoföruna anons ediyor;

58 40 Merkez 58 41
58 41 "Dinlemede."
58 40 "Konuşuyor, Cemuuul arabanun yonunu muduriyete don." (Cemil arabanın yönünü müdüriyete dön.) diyor.
***************************
45 14 Merkez; "Alo 171 sigara bırakma hattını arar mısınız? Adresi verin de evime üç paket gelincik bıraksınlar.
******************************
Birden polis bir BMW'yi durdurur... Polislerden biri iner, diğeri de arabadan bakar. Yoldan geçen bir adam da merak eder onları izlemeğe başlar. Arabada ki polis birden megafonla anons eder; "Önüne dön, önüne bak. Sen kendi tipine bak ve yoluna devam et, soytarı." der.
*******************************
''Mecidiyeköy'de bir sabah erken saatlerde, polis otosu arabanın birine sesleniyor: "Zabahınan ceza yazdırma zabahınan." (sabahleyin)
************************************
Şoförün biri trafik sıkışık iken park yasağı olan yere direksiyonu kırar ve durur. Polis, "Beyaz Uno, çek kardeşim park yasak!" diye anons eder. Şoför el kol hareketleri yardımıyla ve bağırarak; "Abi ekmek almaya geçiyom, hemen çıkacam" der. Yarım saat kadar sonra şoför ekmeksiz elini kolunu sallaya sallaya çıkınca polis anonsu patlatır: "Beyaz Uno, ekmek nerde lan?"
************************************
''Olay, Çankaya'da geçiyor. Patates soğan satan, megafonlu bir kamyonet yolu kapatınca, polis anons ediyor; "06 MN 1945 yolu kapatıyorsun ilerleeeeeee." Kamyonetin megafonundan cevap geliyor: "Anlaşıldı amiriiiim tamaaaaam!!"
************************************
''Kırmızı ışıklarda duran trafik polisi, ters yönden gelen araba şoförüne seslenir; "34 GV 713, bugün çok para kazandın herhalde. Acelem var, şanslısın."
***********************************
Trafik polisi arabadan 01 plakalı araca anons ediyor:
''Phhh! Adanalı devam et!"  Phsss! Adanalı kime diyom! Devam eeeeyyyt! Aaaauueee! Ulen kulaana şalgam suyu mu kaçtı, kime diyom yürüsene behhh.''
************************************
Bir kişi karaklu arayıp kendisinin hırsız olduğunu, hırsızlık yaptığı işyerinde işyeri sahibine saklandığı yerde yakalanacağını belirterek, ekip gönderildiği takdirde teslim olacağını bildirir.
***********************************
Karakolun telefonu çalar;
- Alo polis mi?
- Evet buyrun
- Ağabey iki kız benim için kavga ediyorlar yetişin.
- Eee ne güzel işte
- Ama çirkin olan kazanmak üzere
- Ohaa dayan geliyoruz.
***********************************
Merkez: "Vardınız mı olay yerine?"
Ekip Amiri: "Şimdi vardık efendim."
Merkez: "Olay nedir?"
Ekip Amiri: "Kadının biri, 'sildiği yerlere kurumadan bastı' diye kocasını ağır yaralamış.
Merkez: "Aldınız mı kadını?"
Ekip Amiri: "Alacağız efendim, yerlerin kurumasını bekliyoruz."
***********************************







1 Nisan 2021 Perşembe

UYULMASI GEREKLİ BAZI KURALLAR

1. Birisiyle konuşurken veya bir şey hakkında ısrar ederken baştan mutlaka 'lütfen' demeği adet edinin.

2. Bir kurum veya kuruluşa gittiğiniz zaman önce mutlaka 'kolay gelsin, hayırlı işler' gibi sözlerden sonra  derdinizi anlatın.

3. Bir kişiyi telefonla ararken üç defadan fazla çaldırmayın. Karşı taraf telefonu açarsa önce konuşmağa müsait olup olmadığını sorun.

4. Kullanma aldığınız bir şeyi, size hatırlatılmadan önce iade etmeği adet edinin.

5. Bir kimse size yemek ısmarladıysa pahalı yemekleri yemeyin. Karşı tarafın seçtikleri yemeklerden sipariş vermeğe özen gösterin.

6. Hiç kimseye ‘Henüz evli değil misin? Neden bir ev almadın? Araban yok mu?’gibi lüzumsuz ve kendinizi yüksek gösterecek sorular sormayın. Hal hatırını sorup, güzelliğinden veya iyiliklerinden bahsedebilirsiniz.

7. Arkanızdan gelen kişiye kim olursa olsun daima kapıyı açın ve geçene kadar tutup bekleyin. Toplum içinde birine iyi davranmak sizi küçültmez, yükseltir.

8. Bir arkadaşınız bir şey ısmarlarsa, başka zaman da siz ona ısmarlayın.

9. Farklı görüşlere daima saygılı olun. Herkes sizin gibi düşünüp aynı görüşte olamaz.

10. İnsanların sözünü asla kesmeyin. Konuşmalarına izin verin. Söylediklerini bilseniz veya daha önce duymuş olsanız bile yine de sonuna kadar saygıyla dinleyin.

11. Konuşurken asıl konuyu anlaşılır şekilde anlatmaya çalışın. Konuyu dağıtıp gereksiz laflara girmeyin.

12. Esprili ve şakacı olun fakat birisiyle asla dalga geçip alay etmeyin.

13. Biri size yardım ederken teşekkür etmeği unutmayın.

14. Birisiyle ilgilenirken veya konuşurken mutlaka müsaadesini isteyin.

15. Arkadaşlarınızı başkalarının yanında övün. O arkadaşınız kulağına gidince sevinecek ve sizi de sevecek. Olumsuzluklarını yalnızken eleştirin.

16. Hiç kimseyi toplum içinde eleştirmeyin.

17. Birinin kilosu veya fiziki yapısı hakkında yorum yapmayın. ‘Harika görünüyorsun’ demek yeterli.

18. Biri size telefonunda bir yer veya fotoğraf gösterdiğinde, resmin arkasına ve önüne bakmayın.

19. Yanınızda birisi varsa, telefonunuza bakmak veya onunla ilgilenmek çok büyük bir kabalıktır. Asla yapmayın.

20. Asla kimseye akıl vermeyin, işine karışmayın.

21. Kimseye durup dururken yaşını ve maaşını sormayın.

22. Sizi doğrudan ilgilendirmeyen herhangi bir şey olmadıkça başkalarına karışmayın.

23. Birisiyle konuşuyorsanız güneş gözlüğünüzü çıkarın. Bu bir saygı göstergesidir ve göz teması konuşma daha önemlidir.

24. Yoksulların yanında asla zenginlikten bahsetmeyin.

25. Birisi sizinle kavgayı göze alsa bile, siz daima alttan alın, fakat ondan asla korkmayın.

26. Daima karşınızda ki insanı takdir ettiğinizi hissettirin. Unutmayın, sahip olmadıklarınızı elde etmenin en kolay yolu başkalarını taktirden geçer.

27. Tanımadığınız insanlara bile saygı duyun, kimseyi hakir görmeyin. İnsanın kötüsü olmaz. Her kim olursa olsun bir gün gelir ki mutlaka lazım olur.

28. Eli açık, cömert olun.‘bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır’ sözünü unutmayın.

29. Şu sözleri hiç unutma; "Mutluyken söz verme, Üzgünken cevap verme, Öfkeliyken karar verme, Yoksa üzende, üzülende, kayıp edende hep sen olursun.”

30. Konuştuğun kişinin dertlerine ortak ol ve ona samimi davran.

31. Hiç kimseyi ismiyle veya soyismiyle alay etme. Bir insanın adı ve soyadı komik olabilir fakat sahibi ona atalarından kaldığı için çok bağlı olur.

32. Elinden bir itilik gelmese de konuştuğun kişilerin dertlerine ortak ol. Bu onların çok hoşuna gidecek.

25 Mart 2021 Perşembe

SESSİZ GEMİ

Ben ‘Sessiz Gemi’ şiirini ilk olarak Rize Lisesinde okumuştum. Edebiyat Dersinde Hocanın da anlatımıyla şiirin özünde bir cenazenin tabut içerisinde mezara götürülüşü olduğu ve insanın ölüm olayını anlattığını söylemişlerdi. Halbuki öyle değilmiş. Şiir büyük bir aşkın kavuşmadan son bulmasını ölüme benzeterek anlatıyormuş.

Öykü şöyle;

Celile Hikmet Hanım, Anne tarafından Alman kökenli ve Selanik te doğmuş, güzelliği ile İstanbul sosyetesinin en fazla tanınan ve ilgisini çeken kadınlarından biridir. Güzelliğinin yanında ressamlık, piyanodan el işlerine kadar her dalda becerileri vardır ve parmakla gösterilmektedir. O Osmanlı’nın ünlü Valilerinden biri olan Hikmet Bey ile evlendirilir. Evliliklerinin birinci yılı bir oğulları dünyaya gelir, adını Nazım Hikmet koyarlar.

Nazım Hikmet, okul çağına geldiği zaman Heybeliada Bahriye Mektebi'ne öğrenci olur. Yahya Kemal Beyatlı da bu okulda öğretmendir. Öğretmen öğrenci ilişkilerinden iki aile tanışırlar. Bir zaman sonra Yahya Kemal Beyatlı, Nazim Hikmet’e evinde de dersler vermeğe başlar.

Yahya Kemal‘in öğretmenlik yaptığı grupta, geleceğin ünlü şairi Nazım Hikmet dışında, bir de Necip Fazıl vardır. Ve bir şekilde Nazım Hikmet'in annesi ile Yahya Kemal arasında ki başlayacak olan aşka, onun da ismi karışacak ve hatta ceza bile alacaktır.

Celile Hanım oğlu Nazım Hikmet'in hocası Yahya Kemal ile tanışınca ona aşık olur ve yuvası tehlikeye girer. Yahya Kemal, Nazım Hikmet'e ders verdikten sonra kalan boş zamanında, Celile Hanım’la sanat ve edebiyat hakkında uzun sohbetler eder, bir birlerine hissi yönden çok yakınlaşırlar. Aralarındaki yakınlık giderek artar ve aşka dönüşür. Celile Hanım çok geçmeden evliliğini sonlandırarak eşi Hikmet'ten boşanır. Bekar olan Yahya Kemal’in kendisiyle evleneceğini ümit etmektedir.

Celile Hanım ile Yahya Kemal arasındaki yakınlık, bir süre sonra Nazım Hikmet'in öğrenci olduğu Bahriye mektebinde duyulur. İstanbul artık bu ikisinin aşk söylentilerini konuşmaktadır.

Hatta bu dedikodular yüzünden Yahya Kemal, bir süre okula gidemez. Okula gittiğinde ise, öğrencisi ve Nazım Hikmet’in de arkadaşı Necip Fazıl tarafından alaylı cümlelerle karşılanır. Bu söylediklerinden dolayı Necip Fazıl okulda ‘Kodes’ dedikleri ceza ile cezalandırılır.

Celile Hanım ile Yahya Kemal arasındaki aşktan az zaman sonra Nazım Hikmet’ın de haberi olur. Nazım Hikmet, bu aşka olan tepkisini göstermek için, öğretmeni Yahya Kemal’in paltosunun cebine bir not bırakır; 'Muallim olarak girdiğiniz bu eve, babam olarak giremezsiniz.' Diye yazar ve her rastladığı yerde hocasını ölümle tehdit eder. Yahya Kemal, Celile Hanım ile Nazım Hikmet'in tehditlerinden korktuğu için evlenmek istemez. Celile Hanım ise dedikoduları kapatmak için Yahya Kemal ile evlenmek ister. Hatta bütün hazırlıklar yapılır, eşyalar bile alınır. Onu her zaman Nişantaşında ki evine çağırır fakat Yahya Kemal gidemez.

En son Celile Hanım'a bir mektup yazarak bu büyük aşkı hüsranla sona erdirir fakat yıllar sonra tekrar karşılaşırlar. Celile Hanım oğlu Nazım Hikmet’i hapisten kurtarmak için Galata Köprüsünde açlık grevi yapmakta ve kendisine taraftar toplamağa çalışmaktadır. Yahya Kemal da oradan geçerken görür fakat yanına gidip konuşmaz. Celile Hanım da kör olduğu için Yahya Kemal'i görüp tanıyamaz. İki defa oğlunu kurtarması için Yahya Kemal'e mektup yazar fakat Yahya Kemal hiç ilgilenmez.

Yahya Kemal öldükten sonra, notları arasında, bir zarf çıkar ve o zarfın içerisinde de kurumuş iki yaprak gül vardır.

Zarfın üzerinde; ‘Bu zarfın içindeki hatıra, 19 Ağustos 1930’da Sirkeci garında gece saat 10.00 da veda edip ayrıldığımız aziz bir kadının göğsüne taktığı güldendir. Koparıp verdiği bu iki yaprağı daima muhafaza edeceğim.’ Diye yazar.

Celile Hanım, Yahya Kemal’den umudunu kesince, gemi ile Paris’e gitmeğe karar verir ve vedalaşmak için Yahya Kemal'ı de Sirkeci Garı’na çağırır. Yahya Kemal Sirkeci Garına gider fakat onunla vedalaşmak için cesaret edip yanına yaklaşamaz.

İşte Yahya Kemal’in ünlü şiiri Sessiz Gemi, büyük aşkı Celile Hanım vapurla İstanbul’dan ayrılıp Paris’e giderken, onun bindiği geminin arkasından bakarak Sirkeci Rıhtımında yazdığı aşk şiiridir. İçinde sevgilisi Celile Hanımı taşıyan gemi Paris'e doğru hareket ederken o bu yolculuğu mezara götürülen bir tabuta benzetir ve o şiiri yazar.

SESSİZ GEMİ

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden
                                  Yahya Kemal Beyatlı