SAYFALAR

31 Temmuz 2021 Cumartesi

SİLAHLAR VE FİŞEKLER ÇOK TEHLİKELİDİR

Silah; uzaktan ve yakından canlıları öldüren, cansızları parçalayan ve yok eden aletlerdir. Bu nedenle silahlar insanlık alemine en büyük düşman ve tehlikedir ama yine de millet olarak silah heveslisiyiz. Bu nedenle ülkemizde silahla kaza olayları çok fazladır. 

İnsanlar kendilerini savunmak veya başkalarına saldırmak için çok eski zamanlardan beri silaha ihtiyaç duymuşlar, bu güne kadar bir çok silah yapmış ve kullanmışlardır. 

Çok çeşitleri var silahların, hepsi marka ve modeline göre değişik çap ve ebatta fişek atarlar. Her silah kendi fişeğini atar, başka fişek atmaz. Eğer uydurup atılırsa da mutlaka silaha veya atıcıya zarar verir. 

Silahlar teknik olarak farklılık gösterirler. Bazı makineli silahların namlu boyunu uzatmak ve kendi boyunu kısaltmak için tetik ile şarjör arası uzatılır. Bu tip silahlara 'Bullpup' tipi silahlar denir ve bu silahların taşınması kolay, tesir gücü fazla olur. Silahların nasıl kullanılacağını bilmek ve yeri geldiği zaman en verimli bir şekilde kullanmaktır. Mecbur kalmayınca silahı hiç elinize almayınız. En mutlu bir anda silahınla istemeyerek hayatını kabusa çevirebilirsin.

Silah heveslilerinden ve taşıyıcılarından en büyük tavsiyem; silah ele alındığı zaman boş, hatta sökülmüş olsa bile mutlaka namlu kısmını ölü noktaya, yanı canlı olmadığı tarafa çeviriniz. Bütün kazalar çok bilmişlikten veya hiç bilmemekten meydana gelir. Hiç unutmayınız. "Şeytan yok" Deseniz de silahı eline aldığınız zaman mutlaka olur ve elinde ki o silahı doldurur ve kaza yaptırır. 

Her silahın emniyeti vardır. Bazılarının bir kaç emniyeti vardır. Mesela Belçika Browning 14 lü tabancanın dört ayrı emniyeti vardır. (1-Emniyet mandalı emniyeti, 2-Şarjör emniyeti, 3-İğne emniyeti, 4-Horoz alt ayak emniyeti.) İstek dışı patlatırsan, ona enmiyet ne yapsın? 

Bazı Walter tipi, çift hareketli (double action) şarjörlü silahlar, doldurulup emniyeti kapanınca otomatiğe geçebilir. Bu silahlar; Kırkkale, Walter P38, Walter PPK, Beratta vs gibi çift hareketli tabancalardır. Emniyet kapatıldığı zaman horoz kendiliğnden düşer ve metal bir blok horoz ile iğne arasında kalarak, iğnenin fişeğe ulaşmasını önler ve silah ateşlenmez. Eğer iğne biraz uzun bırakılmışsa o zaman fişeğin kapsuluna ulaşır ve patlamasına sebep olur. Bu teknik bir arızadır ve silah otomatiğe geçip içerisinde ki fişeklerin hepsini kendiliğinden patlatır. Bu nedenle çok büyük kazalar olabilir. Bu silahlar kullanılmadan önce uzman bir kişi tarafından mutlaka kontrol edilmelidir.

Silah kullanan kişiler hiç bir zaman silahla ilgili aşağıda ki tavsiyeleri unutmayınız.

Silahı her eline aldığın zaman mutlaka patlayacakmış gibi tedbirli ol.

Onun için tekrar söyleyim;

Elinde silah varsa, namlusunu mutlaka ölü noktaya çevir! Ve şu üç kuralı hiç unutma;
1-Silahla şaka yapılmaz.
2-Boş silahı şeytan doldurur.
3-Silah oyuncak değildir. Bir ağlayan da siz olmayınız.

Değişik ülkelerde yapılmış çeşitli silah ve onlara ait fişek çeşitleri vardır. Fişeksiz silah hiç bir işe yaramaz.
Bumerung, ilk çağlarda kullanılan silah. El ile atıldığı zaman eğer bir şeye çarpmazsa döner dolaşır, tekrar sahibine geri gelir.
Alman-Walter PPK 7.65 ve kısa 9mm çaplarında 8+1 fişekkapasiteli ve çift hareketli
Alman-Hecler Koch Mk 23 45 Auto 9 fişek kapasiteli
Alman-Heckler Koch MP5-MP5K Makineli tabancalar; 9mm çapında, seri ateş edildiğinde dakikada 8-9 yüz adet fişek atar. Sabit ve katlanır dipçikliler yanında bir de kısa vardır. Hepsi de aynı şekilde çalışır. Emniyet mandalının üç görevi vardır. 1. ye getirildiğinde KAPALI olur hiç atmaz, 2.ye getirildiğinde tek tek atar, 3. ye getirildiğinde tetiği sıktıkça seri olarak ateş eder hepsini atar. Mekanizma başlığı fişeği fişek yatağına getirir yanlarda ki kilitleme makaraları kilitlenir. Fişek patladığı zaman gaz kanallarından geri gelen barut gazı kovanı dışarı çıkarır. Onun için kovan üzerinde yiv sete benzer gaz kanalları izi bulunur. 10-20-30 fişek kapasiteli olurlar. Ayarlı gezin en genişi yakına, en incesi en uzağa ayarlanır. Silah her zaman en geniş gözde taşınır.
Alman-Korriphila 45cal 8 fişek kapasiteli
Alman-Mauser Kasalı 7.63mm el kundağı ile, şarjörü yoktur, üstten tarakla doldurulur. Sonradan şarjörlüye çevrilenler vardır.
Alman-Mauser Kasalı 7.63mm kasalı. Sonradan şarjör takılmıştır. 10 fişek kapasiteli

Alman-Mauser Makaralı Parabellüm Tamburası 32 fişek kapasitelidir.
Alman-Mauser Makaralı 9 -7.65 -7.63mm. Dereceli uzun makaralı parabellüm. 8+1 fişek kapasiteli
Alman-Mauser Makaralı 9 -7,65 mm kısa makaralı parabellüm. Dört çeşiti vardır. Kısa, Orta, Uzun ve Dereceli. 8+1 fişek kapasiteli
Alman-Mauser Makaralı 9 - 7,63 mm makaralı parabellüm. 32 fişek kapasiteli tambura ve el kundağı ile birlikte tam takım. 7.63mm lik fişekler özel fişektir ve çok güçlüdür. Kundak ve Tambura her makaralı tabancaya uyum sağlar.

Alman-Walther P38 9mm, Adolf Hitlerin polis teşkilatı kullandığı silah. (Gestapo) 8+1 fişek kapasiteli
                               
Alman-Walther P88 9mm. 13 fişek kapasiteli
Alman-Mauser k98 tüfek, 8mm üç çeşiti var Kısa, Orta, Uzun. 5 fişek kapasiteli.
Arap Emirliği-Cakacal 9 mm, 45 Acp, 357 sig, 40 Sw çaplarında. 9 ila 18 fişek kapasitesi arasında değişir
Arjantin-Bersa 7.65 mm çift hareketli. 12+1 fişek kapasiteli.
Avusturya-Klok 17 9mm 17 fişek kapasiteli bir kaç çeşittir.
Avusturya-Steyr Kasalı 7,63 mm çapında. Şarjörsüz. Üstten tarakla doldurulur. 9 fişek kapasiteli
Avusturya-Steyr 9 mm ve 45 ACP çapında. Kapasitesi 8 ila 13 fişek arasında değişir.

Avusturya-Steyr tüfek 8mm çapında 5 fişek kapasiteli
Belçika-Browning 9mm dereceli 14 lü her türlü şartlarda çok dayanıklı hiç arıza vermeden çalıştığı testlerden anlaşılmış en çok olaylarda kullanılan gerilla silahı. Ayrıca Mandal emniyeti, Şarjör emniyeti, Horoz emniyeti, İğne emniyeti olmak üzere dört ayrı emniyet sistemi vardır.
Belçika-Browning uzun 9 mm (20x9mm) çapında Tuğralı Polis. 1920 lerde ithal edilen Türk Polisinin kullandığı, ancak yakın zaman da kaldırılan silah. 8+1 fişek kapasiteli
Belçika-Browning kısa 9 (380acp) en küçük 9mm silah. 6 fişek kapasiteli
Belçika-Browning 14 lü sarı kabze, parmak izli, üç sıra yazı, gizli tırnak. 9 mm çapında.
Belçika-Browning 14 lü 9mm parmak izli, dereceli.
Belçika- Braowning 14 lü için el kundağı
Belçika-Browning 5.57 28 mm. 14 fişek kapasiteli
Belçika-Browning 7.65mm 9 fişek ve 7 fişek kapasiteli iki çeşidi vardır
Belçika-Browning 9mm normal 14 lü
Belçika-Browning 9mm dereceli 14lü
Belçika-Browning BDA 380 Acp 13+1 fişek kapasiteli
Belçika-Browning FNM1900 yılı yapımı 7.65 mm 8+1 kapasiteli. Yassı Belçika olarak ta bilinir.

Belçika-FN 6.35mm çapında tabanca
Brezilya-Taurus 9mm. 16 fişek kapasiteli
Bulgar-Arcus 9mm. 16 fişek kapasiteli

Çek-CZ 75 9 mm 16+1 dipçikli ve lazerli.
Çek-Cz75b 9mm 16+1.

Çek-CZ P10 16+1
Çekoslovak-Scorpion 9mm makineli tabanca
Çin-QSZ92 9mm lazerli. 14 fişek kapasiteli
Çin-Type 64 9mm 6 fişek kapasiteli
Fransa-Mab 7.65 9 fişek kapasiteli
Fransa-Mab PA15 9mm. Atış esnasında namlu yarım devir döndüğü için daha etkilidir. 15 fişek kapasitelidir.
Fransa-Unique 7.65 onlu 10 fişek kapasiteli
Fransa-Ruby 7.65 mm 9+1 adet fişek kapasiteli
Fransız-Unique 7.65mm Fransız çıplağı 10 fişek kapasiteli
Güney Afrika-Vector 9mm 14+1 fişek kapasiteli
Güney Kore-Daewoo 9mm 15+1 fişek kapasiteli
Hırvatıstan-9mm 13+1 fişek kapasiteli
İngiliz-Enfield 7.62 mm 5 fişek kapasiteli
İngiliz-Martini-Henry Tekli tüfek 537-450 çapında tekli
İngiliz-Sterling 9mm çapında 32 fişek kapasiteli makineli tabanca
İngiliz-Webley Scot üç çeşittir. 7.65 - 9 mm - 45 ACP çaplarında fişek atarlar 8+1 kapasitelidir.
İngiliz-Webley Scot 32 - 38- 45 calibre ve 2.5 - 4- 6 inç namlu uzunluğunda üç çeşittir. 6 fişek kapasiteli
İspanya-Astra 7.65 ve 9 mm çapında 8+1 fişek kapasitelidir.
İspanya-Astra 7.65 - 380 ACP - 9 mm çaplarında çift hareketli, 12+1 fişek kapasiteli
İspanya-Lama 7.65 - 9 mm çapında 8+1 fişek kapasiteli
İspanya-star 7.65mm - 308 ACP - 9 mm - 45cal dört çeşit fişekatanı vardır. 8+1 fişek kapasitelidir.


İsrail-Uzi 9mm
İsrail-Bul Chrokee 9mm 17 fişek kapasiteli, dipçik, lazer, susturuculu ve uzun şarjör ile
Israil-Desert eagle 357 magnum atar 8+1 fişek kapasiteli
İsrail-Jeriko 9mm kısa ve uzun olmak üzere iki çeşiti vardır. 16 fişek kapasiteli
İsveç-Lahdi 9mm 8+1 fişek kapasiteli
İsviçre-SigSauer 9mm - 357sig - 45 ACP - 40sw çaplarında dört çeşiti vardır. 8 ve 12 fişek kapasitelidir.
İsviçre-Sphinx 9mm - 40sw çapında lazer takılı 12 fişek kapasiteli
İtalya-Beretta 1935 yılı yapımı 7.65 mm çapında 8+1 fişek kapasiteli
İtalya-Beretta 7.65mm 12+1 fişek kapasiteli
İtalya-Beretta 9 mm 92FS 9mm 15+1 fişek kapasiteli
İtalya-Tanfoglio 9mm 16+1 fişek kapasiteli
Kanada-Para 9mm - 45 ACP çaplarında 12+1 kapasiteli
Meksika-Obregon 45cal 8+1 kapasiteli
Osmanlı-Elmalı Mavzeri 7.65mm
Osmanlı-Karadağ 11 mm (50 cal) Belçika patentli. Çanakkale Savaşında kullanıldı. 6 fişek kapasiteli
Parmak ucu silah 32cl - 7.65 mm 6 fişek kapasiteli
Rus İtalyan Ortak Yapımı-Arsenal 9mm asker ve polis silahı 16 fişek kapasiteli

Rus- 9mm 15+1 Az bilinen Rus silahlarınsdan
Rus-Barikal 9mm 16+1 fişek kapasiteli
Rus-GSh18 9 mm çapında 18+1 fişek kapasiteli
Rus-MP433Grach 9 mm 16+1 fişek kapasiteli
Rus-MSP 7.62mm Kaleşinkof fişeği atar KGB Ajanlarının kullandığı suikast silahı 2 fişek kapasiteli
Rus-Nagant 7.62mm Rus ruleti için özel yapılmış silah 7 fişek kapasiteli
Rus-Nagant kesik pire 7.62mm çapında; atış esnasında silindir (top) 1,5 mm ileri giderek namluya kilitlenir ve gaz kaçağını önler. 7 fişek kapasiteli
Rus-Takarof 7.62mm 8+1 fişek kapasiteli
Rus-Berdan Mavzer 450 cal 5 fişek kapasiteli
Rus-AK47 mini 7.62 mm 32 adet fişek kapasiteli
Rus-Kalaşnikof AK47 7.62 mm çapında 32 fişek kapasiteli. Süngü takılı.
Rus-GROZA: 7.62 mm çapında fişek ve adaptoru ile bomba atar. Gürültü az çıkarır. Gökgürültülü, Fırtına ve Karmaşa Anlamına gelir. Bullpup tipi tüfektir. Silah, 1990'larda geliştirilmiştir. Rus İstihbarat elemenları kullanır.
Türk-Akdal 6.35mm 8+1 fişek kapasiteli
Türk-Gümüşay 38 cal ve 357magnum 6 fişek kapasiteli, 4 ve 6 inç namlu boylarında
Türk-Milli silah 7.62mm 20 fişek kapasiteli NATO standartlarında tamamen Türk Malı son teknoloji ile donatılmış ordunun kullandığı silah
Türk-Sarsılmaz 9mm 16+1 fişek kapasiteli
Türk-Zigana sport 9 mm 15+1 fişek kapasiteli
Türk-Yavuz Bora 9mm 13 fişek kapasiteli
Ukrayna-Fort15 9mm 16 fişek kapasiteli
USA-Cobra-CB38-Derringer 38 cal 2 fişek kapasiteli
USA-Colt Double Eagle (çift hareketli) 9mm ve 45 ACP çaplarında 8+1 fişek kapasiteli
USA-Conan 357magnum çapında 8 fişek kapasiteli
USA-Grojet 13mm roket 6 fişek kapasiteli
USA-Marlin 44 ve 357 magnum 9 fişek kapasiteli
USA-RugerP90 9 mm çapında 15 fişek kapasiteli
USA-S W 9mm 357sig 40sw fişek kapasitesi 9 ila 17 arasında değişir.
USA-S W 357magnum 6 fişek kapasiteli
USA-SW 38 - 357 -44 magnum fişek atar. 2,5 - 4 - 6 inç namlu boylarında üç çeşit mevcuttur. 6 fişek kapasiteli
USA-Colt Phython 357magnum 2,5 - 4 - 6 - 8 inç namlu uzunluğunda dört çeşiti vardır. 6 fişek kapasiteli
USA-SW 4566 çok çeşitli çaplarda fişek atanları mevcuttur.
USA-Simit Wesson SD9 9mm
USA-Springfield 9mm 16 fişek kapasiteli
USA-Wildey 44 auto magnum 7 fişek kapasiteli
USA-Masterpis 9mm-45cal-5,7mm çapında makineli tabanca

USA-GA9 9mm çapında makineli tabanca

Resim üzerine tıklayınız
Tabancalara ait bugüne kadar kullanılmış ve hala daha kullanılan fişek çeşitleri
Tüfek ve Ağır silahlara ait eski ve yeni kullanılan fişek çeşitleri




27 Temmuz 2021 Salı

VEDA BUSESİ

Veda busesi şarkısının sözleri iki aşıktan birinin diğerine yazdığı bir şiir olarak biliyordum. Bu doğru değil. Bunu böyle bilenlerde benim gibi yanlış biliyor aldanıyorlar. 

‘Bu kadar duygulu ve anlamlı şiir sevgiliye yazılmaz da kime yazılır?’ Diyeceksiniz. Çok haklısınız fakat bu şiir kesinlikle aşk için yazılmamış. Aslında yine aşk ta bu bambaşka bir aşk. Bir baba ile on yaşında ki kızının arasındaki aşk.

‘Veda busesi’ adlı şiir Orhan Seyfi Orhon'un kanserden ölen kızına yazdığı bir şiirdir. Aslında yazdığı değilde, bir babanın o ölüm anında dudaklarından dökülen terennümüdür. Bu ünlü şiirin öyküsü şöyle anlatılmaktadır;

Orhan Seyfi Orhon hasta kızının yanına gitmek için kapısını açarken biraz duraklar. Çünkü uyuyorsa onu uyandırmak istemez. Sessizce kapının kolunu aşağı indirir ve bugün daha iyi olması için dua ederek odasına girer. O bugün bütün işlerini iptal etmiş, akşama kadar yatakta yatan kanser hastası çaresiz kızının yanında oturmağı düşünür. Kızı yatağında boylu boyunca yatmış gözleri kapalı öyle dururken uykuda olup olmadığını kontrol etmek için usulca yatağın üstüne eğilerek dudaklarını kızının alnına koyar.

Kızı hastalığın etkisiyle çok perişan haldedir ve babası kızının bu haline çok üzülüyor, elinden de bir şey gelmiyor, kızının morali bozulmasın diye de üzüldüğünü hiç belli etmemeğe çalışır.

Uzun süre dudakları kızının alnında öylece dururlar. Kızı da uyanıktır ve hiç ses çıkarmaz eli ile babasının kolunu sıkıp durur.

Biraz sonra ayrılırlar. Odada ikisinden başka kimse yoktur. Babası yatağın yanında ki sandalyeye oturur ve kızını bu seferde uzaktan seyretmeğe başlar.

Aradan biraz zaman geçtikten sonra kız konuşmağa başlar;

"Babacığım, annemin öldüğü günü hatırlıyorum. Sen günlerce çok ağlamıştın. Şu son anlarımda senden bir şey istiyorum babacığım. Ben öldükten sonra hiç ağlamayacağına, gözlerinden bir damla yaş bile akmayacağına, bana söz ver. Anlaştık mı Babacığım?" Der.

Baba önce kızına, sonra tavana bakar ve ağlamaklı halini ona belli etmemeğe çalışarak başını hafifçe sallar ve güya ona söz verir.

Kızı gittikçe fenalaşır. Çok zor nefes alıp vermeğe başlar. Yattığı yerden doğrulup yatağa oturmak ister fakat başaramaz. Yan tarafa doğru gayri ihtiyarı yatar. Birkaç saniye içinde nefes alışverişleri sıklaşarak sonra da tamamen kesilir.

Babası Orhan Seyfi oturduğu yerden kalkar ve hıçkırıklar içinde ölen kızını kucaklar. Az evvel konuştuğu on yaşında ki kızı bir kuş gibi bir saniye içinde uçup gitmiş yok olmuştu. Kızının minik cesedini battaniye ile sararak kucağında bahçeye çıkarır.

Bahçede onu sandalyeye oturtup, kendisi de ayaklarının dibine yere çöker. Başını kızının kucağına koyar ve hıçkırıklarla ağlamağa başlar. İşte o an bu ölümsüz satırlar ağzından dökülür;

VEDA BUSESİ

Hani o bırakıp giderken seni,
Bu öksüz tavrını takmayacaktın.
Alnına koyarken veda buseni,
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın.

Hani ey gözlerim bu son vedada,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda,
Birini çağırmak için imdada,
Yaktığı ateşi yakmayacaktın.

Gelse de en acı sözler dilime,
Uçacak sanırdım birkaç kelime,
Bir alev halinde düştün elime,
Hani ey gözyaşım akmayacaktın.

Orhan Seyfi Orhon

18 Temmuz 2021 Pazar

DELİNİN ALLAHA MEKTUBU

mektup ortada ki deliye ait
Elazığ Akıl Hastanesinde yatmakta olan Urfalı bir akıl hastasının 1965 yılında ölümünden az önce Allah'a yazdığı bu mektup bazı mesajlar taşımaktadır. Kendi kaleminden ilk yazdığı gibi alarak paylaşmak istedim. İşte sosyal medyada paylaşım rekorları kıran o mektup kendi kaleminden;

“Ben dünya kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, El-Aziz (Elazığ ) Tımarhanesi sakinlerinden; İsmi önemsiz, cismi değersiz, çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin,

Ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken,
Başhekimlik üzerinden Hâkimler Hakimi'nin
Dergahı Uluhiyetine son arzuhalimdir..!

Ben gam deryasında, fakirlik vatanında, horluk ve rezillik kaftanında Padişah yapılmışım..!
Meyvalardan dağdağana, çalgılardan ney-kemana kapılmışım…
Benim yatağım akasya dikeninden, yorganım kirpi derisinden farksızdır.
Kalbim Ayizman’ın (Hitlerin işkenceci Nazi Komutanı) fırını, ve sahranın çöl fırtınasıdır..!

Ruhum aşık-ı Hüda Mahbub peresttir, Lakin aklım kaderin cilvesi ve talihin sillesiyle gurestir (gelgittir)..!

Bana gelen derdü gamın kilosu beleştir.
Nerde bir güzel varsa bana karşı keleştir (yüz vermez, cesaretlidir), bütün yiğitlerde bana hep ters ve terestir.
Aylar geçti, tek temizliğim, gözyaşıyla ve kara toprakla aldığım teyemmüm abdesttir..!
Yani, içtiğimiz kezzap suyu, mezemiz ise ateştir..!

Ol Resuli zişan ve Sultanı dücihan:
“Cenabı Allah’ın insanları dünya, dünyayı ise insanlar için yarattığını;
Ruhları vücut için, vücutları ise ruhlar için yarattığını;
Erkekleri kadınlar; kadınları erkekler için yarattığını;
Cenneti mü’min kullar, mü’min kulları da cennet için yarattığını;
Cehennemi inkârcılar ve münafıklar, inkârcıları ve münafıkları da Cehennem için yarattığını” Hadisleriyle haber vermiştir..!

Peki acaba benim gibi meczup divaneleri ne maksatla halk etmiştir..? Bilen babayiğit, meydana çıkıp söylesin..!

Allah sana iman verdi sen tuğyan edersin; O in’am etti sen küfran (nankörlük) edersin; O ikram etti sen inkar edersin; O ihsan etti sen isyan edersin; Bir de kalkıp bana deli divane diye Bühtan edersin..!

Bu söylediklerimin hepsi ruhumun içinde cenk etmektedir..!

Eğer dilekçemin cevabı gelirse bu manevralar sona erecektir.

Şimdi adresimi arz ediyorum:
Kur’an’ı geldiği yere, yine Kur’an’ı getiren geri taşısın. madem ki ahkamı ve ahlakı kalmadı, Kur’an’ın kağıdı ve yazısı neye yarasın..! Taki Hz. Muhammed Mehdi (A.S) gelince yeniden okunup yaşansın..!

Ey zerrelerden kürrelere, yerlerden göklere, bütün alemlerin Rabbi..! Ey cemadi, nebati, hayvani, insani, ruhani ve nurani her şeyin ve herkesin yegane sahibi..!

Ey iman ve şuur ehli kalplerin en yüce habibi..! Ey dertli bedenlerin kederli gönüllerin, ve yaralı yüreklerin tabibi..!

Ben biçare kulun ki;
Garipler garibi, hüzünlerin esiri, zulümlerin muzdaribi, öksüz, yetim ve sahipsiz bir tımarhane delisi..!
Ama kutsi muhabbet ve hasretinin divanesi!…Herkesi ve her şeyimi elimden aldın, ama sana sığındım, aşkına sarıldım, yegane Sen kaldın!. Yurdumdan yuvamdan, evimden barkımdan ayırdın, gurbete ve hasrete saldın, ama onları ararken Sana ulaştım, sevdana daldım..! Böylece fani ve hayali görüntülerden kurtarıp hakiki tecelline mazhar kıldın..!

Yüceler yücesi Rabbim, Efendim..!
Hakk’tan saparak ve haddimi aşarak, haşa senden, burak bineği, Cebrail seyisi, Sidretül Münteha menzili, cümle mahlûkatın en şereflisi, Rahmanın en mükemmel tecelli ve temsilcisi..! Kainatın fahri ebedisi, Ahir zaman Nebisi ve Mehdisi, Levhi Mahfuzun (Kader projesinin)tercümanı ve tebliğcisi, efendiler efendisi Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’in Mahbubiyetini mi istedim..! Hanif Dinin üstadı ve nice Nebilerin atası Hz. İbrahim’in haliliyetini, Hz. Süleyman’ın saltanat ve servetini Hz. Musa’nın Celadet ve cesaretini, Hz. İsa’nın ruhaniyetini mi istedim..? Hz. Ebu Bekir Sıddık’ın yüksek fazilet ve kurbiyyetini, Hz. Ömerül Faruk’un dirayet ve teslimiyetini, Hz. Osman’ı Zinnureynin asalet ve sehavetini, Hz. Aliyyül Murtaza’nın ilim ve velayetini mi istedim..? Senden mülkü hâkimiyet, şanü şöhret, malü servet mi talep ettim..? Senden vücuduma sıhhat ve afiyet, aklıma ziya ve selamet, hayatıma huzur ve istikamet dilendimse, bunlar için de bin kere tevbe ettim..! Çünkü Şeriatın iptal, tarikatın ihmal, hakikatın ihlal ve mü’minlerin iğfal edildiği bir zillet ve rezalet döneminde, bana akıl ve mükellefiyet verseydin, bu sadece benim mesuliyet ve mahzuniyetimi ziyadeleştirecekti..!

Sultanım Efendim:
Ben Senden sadece seni istedim;
Pahası elbet böyle yüksektir ve tüm sevdiklerimi ve sahiplendiklerimi
uğruna feda etmektir..! Rabbim, elbet vardır hikmeti ki,b u kuluna böyle zillet ve zahmet çektirirsin..! Ben haşa itiraz değil, naz ederim ama, umarım Sen niyaz kabul edersin..! Aile efradımı, aklı izanımı alıp beni hicrana saldın..! Ama yine de şükür; ya akıllı kalıp ama hain ve hilekâr olaydım..! Ya varlıklı kalıp ama zalim ve sahtekâr olaydım… ya âlim ve saygın kalıp ama gafil ve riyakâr olaydım… ya arkalı etraflı kalıp ama azgın ve zulümkar olaydım… ya sağlıklı sefalı kalıp ama, sapıtmış, ahlaksız ve vicdansız olaydım!..

Derdü bela ki,
Sabredenlerin vesile-i miracıdır. Müminler kalbimin tacı, mücrimler rahmetin muhtacı, münkirler hikmetin icabı, sadık ve aşık ehli cehd adaletin ilacıdır..! Velakin bu münafık
hain ve zalimler ise çıban başıdır, akrep gibi sancıdır; şerefli insana, helali dışında bütün kadınlar kızlar ana-bacıdır..!

Ey Rabbim, Efendim..!
Malum-u aliniz ve zaten yüce takdirinizdir ki;
Ne özenli-bezekli elbiselerle gezdiğim bayramlarım oldu..! Ne onurlu ve huzurlu seyahatlerim ve seyranlarım oldu..! Ne etrafımda hizmet ve rağbet gösteren dostlarım ve hayranlarım oldu..!

Lezzet ne imiş, izzet ne imiş ve fazilet ne imiş tatmadım;
Ama şikâyet şekavettir; bütün bu fani ve fena nimetlerin asıl sahibi olan Padişahlar Padişahını buldum..!
Beni yoktan var ettin, iman ve hidayet buyurup varlığından haberdar ettin, ama aklımı alıp kulunu bi-karar ettin,

Sana sonsuz şükürler olsun..!
Şimdi son dileğim beni yanına al ve bir daha huzurundan ve sonsuz nurundan ayırma,
Ne olursun..!

Umarım bu dilekçeyi yazdım diye bana darılmazsın, çünkü; Zaten Zatından gayrıya yalvarıp yakarmanın ŞİRK olduğunu buyurdun..!