SAYFALAR

4 Ocak 2013 Cuma

HAVLUYU ÖNÜNE TUTTU

1998 Ankara Ahlak Büro Amirliği, daha Kısım Amiri olmadan evvel her yerde duyuyordum. Ankara da kumar, bar, pavyon ve gayri meşrü alemi dur durak bilmiyor. Bir gecede aileler bölünüyor. Yuvalar yıkılıyordu. Önce büyük kumarlar oynatan yerleri bir bir tespit ettim. Bu yerlerden bir tanesi de Kızılay Akayı Caddesinde yukarı doğru çıkarken sol tarafta üçüncü katta bulunan, dernek adı altında bir batakhane idi. Bu yer sanki bu iş için özel yapılmış bir yerdi.

Buralarda kumar yakalamak çok zordur. Çünkü her tarafta gözetleme yerleri ve erketeleri vardır. Zaten balkonda oturan erkete görmeden buraya yaklaşmak imkansız gibi bir şeydi. Ahlak Polisinin arabalarını ve memurların da bir çoğunu tanırlar, zaten memurların benden başkası bu adamlarla içli dişliydiler. Daha caddenin başına gittiğimiz zaman erkete bizi görür ve içeri haber verirdi. Biz içeri girdiğimiz zaman gecenin o saatlerinde sanki hayır kurumları imiş gibi herkes oturmuş önünde gazete okurlardı. Kumar oynandığına dair hiçbir emare bulunmazdı. Biz dışarı çıkar çıkmaz hemen masalarda kumarı kurarlar ve çeşitli hilelerle birbirlerinin paralarını alırlardı. Bazıları da kayıp ettikçe yüklü miktarda senetler imzalatıp, borç batağına düşürülür ve çeşitli tehdit ve şantajlarla tekrar kumar oynamağa mecbur bırakılır, yuvaları yıkılırdı.

Yıl başı gecesi saat 02.00 sıralarında bu derneğe normal bir şekilde giderek arabaları aşağıda park ettikten sonra iki ekiple bu derneğe girdik. Kalabalık bir topluluk oturmuş gazete okuyorlardı. Hatta biz içeri girmemize rağmen başlarını kaldırıp bize bile bakmıyorlardı. Burası normal bir apartıman dairesi olduğu için, birkaç oda ve banyo tuvaletten ibaret normal bir oturma yeriydi. İçeride bulunan 40-50 kişinin hepsini salona topladım. Güya kimlik kontrolü yaptım. Bu sırada güvendiğim Polis Memurlarından Şeref’e banyoda saklanıp bizimle birlikte dışarı çıkmamasını ve içeride kalarak kumar yakalama görevini verdim.Orada saklanacak bir yerde yoktu fakat "Kendine bir yer yap saklan veyahut ta seni zaten tanımazlar, içerisi kalabalık. Görseler de müşteri bilirler. Sen burada dur." dedim. O banyoya doğru gitti ve içeride zaten loş olan banyo ışıklarının altında bir köşede durdu. Ben herkesin kimliklerini kontrol ettikten sonra memurlarımla birlikte kulupten çıkıp gittim. İçeride bir memur bıraktığımı hiç kimse şüphelenemedi ve anlayamadılar.

Bir saat kadar sonra Memurum Şeref el telsizi ile aradı ve haber verdi. “İş tamam gelin.” dedi. Zaten oraya yakın yerlerde bulunduğumuzdan  hemen intikal ettik .

Şeref banyoda saklandığı müddetçe az karanlık olduğundan veya orada bulunanların kumar sıkıntıları olduğundan hiç görünmemiş. Banyoda ki klozet tuvaleti kullandıklarından salonda bulunanların hepsi gelmiş gitmiş fakat kimse kendisini fark edememiş. Şeref işini sağlam tutmak için duvarda el kurulamak için klozetin üstünde asılı duran büyükçe havluyu eline alarak açmış. Ucundan önüne tutarak kendisine siper edince, tuvalet ihtiyaçları için gelenlerin hepsi ihtiyaçtan sonra memurun açarak önüne tuttuğu havlu ile ellerini kurulamasına rağmen yine de memuru fark edememişler. E tabı kumar oynayan adam sıkıntılı olur. O zarları veya kağıtları, verdiği paraları düşündüğü için memuru görse de uyanamamıştır. Şeref saklandığı yerden duyuyormuş. Başka yerlere de telefon açarak "Ahlak Amiri geldi ve gitti. Çabuk kumar oynamağa gelin" diyorlar ve diğer kumarcıları da davet ediyorlarmış. Birkaç masa kumar kurmuşlar ve tüm hızıyla devam ediyor.

Banyodan olup bitenleri izlediği için hemen çıkarak oynadıkları kumar oyununa ve paralara el koymuş ve bizleri çağırmıştı. Hatırımda tam kalmadı fakat orada da marklı, dolarlı bayağı çok bir kumar parası yakalamıştık. Ayrıca birkaç kişi de daha önceden suç işleyip ceza aldıklarından infazları bulunduğu için yakalandılar. Haklarında işlem yapıp geçici bir süre için bu derneği kapattık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder