SAYFALAR

17 Şubat 2015 Salı

ERKEK SANMIŞLAR

İlk yıllarda benden eski ağabey polislere takılırdım. Sizleri Anakara Bit Pazarından ve Hergele Meydanından davul zurna ile toplamışlar. Siz öyle polislersiniz derdim. Meslekte orta okul mezunu polisler bile yoktu. İlk okul mezunları çoğunlukta fakat hiç okula gitmemiş okuma yazmayı bilen kişilerden polisler dahi vardı. Ama inanın birbirlerine çok bağlı sanki aralarında hiç bir şey pay etmeyen kardeşler gibiydiler. Onların çalışma koşulları da çok zordu. Bizden bir kaç devre önceki polisler, polis olduktan sonra evlerine hiç gitmezler. Karakolda yatarlar. Sadece hafta sonları, hafta izinli oldukları zaman evlerine giderlermiş. Mesela bizler görev bitince akşamları evlerimize gidebilirdik fakat 24/24 veya 12/12 çalışırdık.

Bizlerin zamanında polis olabilmek için kişiyi çok sıkı bir tahkikattan geçirirlerdi. Hatta bir polis evleneceği zaman alacağı kızın kimliğini birimine bildirerek onun hakkında da gizli soruşturma yapılır ve uygun görülmezse o kişi ile evlenmeğe izin vermezlerdi. Kaçakçılık ve uyuşturucu ile ilgili suçlarla bir yakını arasında akrabalık varsa kesinlikle mesleğe giremez, böyle bir aileden eş de alamazdı. Böyle suçlarla ilgili ilişkiler sonradan tespit edilse de derhal açığa alınır, meslekten ihraç edilirlerdi. Fakat yine de aşikar olmadan kaçakçılık yapanlar ve uyuşturucu kullananlar, satanlar vardı. Zaman zaman duyardık, ihraç edilenler de olurdu.

Ben 1974 yılında evlenmek için müracaat ettim. Altı ay bekledim hiç bir haber çıkmadı. Gittim memlekette düğünü yaptım, bir altı ay daha geçti hala haber yok. Verdiğim müracaatın kayıt numarasını aldım. Eşim Rizeli olduğu için Rize Emniyet Müdürlüğüne yollamışlar. Senelik izine gittiğim zaman Rize de Emniyet Müdürlüğüne gidip takip ettim. Ardeşen Emniyet Amirliğine tahkikat için yazmışlar aradan iki seneye yakın geçmiş, bir cevap vermemişler. Ardeşen Emniyet Amirliğine gittim. Evrağı diğer tozlu evrakların arasında buldum. "Buna cevap niye yazmadınız? Bakın evlenmek için ben sizin yazacağınız yazıyı bekliyorum." dedim. Bir Komiser Muavini "Valla ben buna nasıl cevap yazacağım bilmiyorum." dedi. Oturdum daktilonun başına, hem tahkikat raporlarını, hem de cevap yazısını yazdım, bıraktım ve onlar yolladılar. Cevap ben evlendikten bir yıl kadar sonra geldi. Eğer ters bir durum olsa beni meslekten ihraç ederlerdi.

Ne gariptir ki böyle enteresan olaylar bazen meydana geliyor. Bu kadar ince ve titiz kanunlarla beslenmiş Emniyet Teşkilatı, yine de kanunlar uygulayıcısına göre değiştiğinden İzmir Gürçeşme Polis Okuluna bizden önce ki 21. döneme kadar polis adaylarının hepsi erkek, içlerinde hiç bayan polis adayı yokmuş. 21. dönemde ismi Yaşar olan bir bayan kursiyer, isminin 'YAŞAR' olması nedeniyle yanlışlıkla erkek diye İzmir Gürçeşme Polis Okuluna verilmiş. Notlarının çok yüksek ve verimli olması nedeniyle 22. dönem yanı bizlerle birlikte 14 bayan arkadaşın ilk defa bu okula verilerek eğitim gördüklerini Okul Müdürü Şukru Beşbudak defalarca anlattı. Başka bir derste de "Arkadaşlar, gelişmiş ülkelerin tespitlerine göre ABD Polisinin olaydan bir saat sonra, Fransız ve Alman Polisinin iki saat sonra, İngiliz Polisinin yarım saat sonra, Türk Polisinin ise olay olmadan bir saat önce haberleri olduğunu söylemesi üzerine, dayanadım ve hemen parmak kaldırdım.

"Müdürüm bu nasıl oluyor? Hanı geçen sene bir kızı erkek sanıp bu okula gönderdiklerini söylüyordunuz. Türk Polisi daha bir kişiyi erkek mi kız mı tespit edememişler ve kızı erkek diye bu okula yollamışlar." dedim. Hayatımda en ağır cezayı o zaman orada ve okul bitene kadar da daha sonraları aldım. Defalarca azarlandım. Ondan sonra da bir şey sorarlarsa konuştum. Kendim hiç soru sormadım. Her hangi bir  soruya da cevap vermek için hiç parmak kaldırmadım. Bu alışkanlığı daha sonra da ömür boyu sürdürdüm. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder