Uzun yıllar önce Çin de Li-Li
adında genç ve güzel bir kız yaşar. Evlenme çağına gelen Li Li mahallenin en
yakışıklı delikanlısı ile evlenir. Evlenir fakat evlendiğine de bir zaman sonra
çok pişman olur. Çünkü Li Li aynı evde kocası ve kaynanası ile birlikte
yaşamaktadır.
Bir müddet iyi geçindikten sonra
kocası ile iyi de, kaynanası ile geçinmenin çok zor olduğunu anlar. Çünkü kaynanası her yaptığı işe karışır ve aralarında sık sık tartışmalar, hatta kavgalar bile olur.
Arada sırada yaşlı kadın Çu-En gelini Li
Li’yi döver. İkisinin arasında kalan eşine de üzülen genç kadın Li Li, yaşlı kadın kaynanasının bu evde fazlalık olduğunu ve ölmesi gerektiğini düşünür. Babasının Pekin de ki eski
bir arkadaşı olan baharatçının yanına giderek derdini ona anlattıktan sonra
kaynanasını öldürmek için ondan bitkilerden bir zehir yapmasını ister. Yaşlı baharatçı adam bir kaç gün sonra tekrar yanına uğramasını ve zehrin hazır olacağını söyler. Yaşlı baharatçı adam bitkilerden bir zehir
şurubu hazırlar ve bir şişe içerisinde, bir kaç gün sonra yanına gelen Li Li’ye verir. Her gün bu zehirden kaynanasının yemeklerine bir çay kaşığı karıştırarak azar azar altı ay yedirmesini söyler.
Bu arada yaşlı baharatçı adam, genç kadın Li Li'ye, zehirden kimsenin ve eşinin şüphelenmemesi için kaynanasına çok iyi davranmasını, her
dediğini yapmasını, en güzel yemekleri pişirip ona yedirmesini, asla tartışmaya
girmemesini, sıkı sıkıya tembihler.
Li-Li sevinçle eve döner ve
yaşlı adamın dediklerini aynen uygular. Her gün en güzel yemekleri
yaparak kaynanasına yedirir. Ama tabağına, yemeklerinin içerisine de azar
azar yaşlı baharatçı adamın verdiği zehri damlatır. Kimseler şüphelenmesin diye de
ona çok iyi davranır. Kaynanası kavga etmek istese de o her zaman alttan alır, hiç bir zaman sürtüşmeğe girmez ve kavgaya meydan vermez. Bu böyle devam ederken bir süre sonra kayın
validesi de çok değişir ve ona çok iyi, nazik, kendi kızı gibi davranmağa başlar. Hatta bazı konularda karar verirken unun da fikirlerini sorar. Ev
de artık kaynanası, kocası ve kendisi herkes birbirini çok severler ve çok mutludurlar.
Dört beş ay sonra Li Li de kaynanası Çu-En'i annesi kadar çok sever ondan ayrılmak istemez fakat yemeklerine koyduğu zehirle
kaynanası bir iki ay sonra öleceğini hatırlar. Artık öz annesi gibi sevdiği
kaynanasını öldüreceğine çok pişman olur ve onu kurtarmak için çareler arar. Aynı
baharatçıya koşar, gider. Yaşlı adamdan şu ana kadar kaynanasına verdiği
zehri onun kanından temizleyecek ve onu yaşatacak bir ilaç daha yapması
için ona yalvarır. Yaşlı adam, yaşlı gözlerle karşısında duran Li-Li ye bakar ve
gülerek..
Sevgili Kızım Li-Li;
“Sana verdiğim zehir değil, doğal otlardan yaptığım kuvvet şurubuydu. O şurup kayın valideni öldürmez daha da güçlendirir. Asıl gerçek zehir ise senin beyninde olandı. Sen kaynana iyi davrandıkça oda sana iyi davrandı ve hem senin, hem de kaynananın beyninizde ki zehir dağıldı, yok oldu. Yerini sevgiye bıraktı. Onun için başka ilaç yapmamıza gerek yok.” der.
Eski bir Çin atasözü; ‘Gül veren elde gül kokusu kalır.’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder