SAYFALAR

11 Mart 2021 Perşembe

FALCILAR BAZEN BİLİYOR


Ünlü ve zengin bir kadın sabah uyandığı zaman içi sıkılıyordu. Anlamadığı bir nedenle çok huzursuzdu ve içinde büyük bir sıkıntı vardı. Biraz oyalandaıktan sonra geçer diye düşündü ama hiç geçmedi, daha da arttı. Kadın bu duruma çok endişelenmeğe başladı. Acaba neden içine böyle bir sıkıntı girmişti.

Daha önceden de defalarca yanına gittiği ve tanıdığı bir falcı dostu vardı. Bu falcıyı zaten o memlekette tanımayan hiç kimse yoktu. Çözemediği bazı sorunları olduğu zaman hep onun yanına gider ona fal baktırırlardı ve baktığı falların çoğu da üç aşağı beş yukarı tutar, insanlar biraz olsun rahat olurlardı.

Bu kadın da düşündü ve karar verdi en iyisi o falcıya gitmekti. Kendisine ancak o yardımcı olabilirdi.

Bu ünlü falcıya telefon açtı ve randevu istedi.

''İmkansız, tam çıkmak üzereydim!'' dedi falcı kadın.

Israr etti ve falcı kadını bekletti. O çok zengin ve içi sıkılan kadın yanına gitti. Karşılıklı oturdular ve biraz sohbetten sonra sıra esas dertlerine fal bakmağa geldi.

Falcı kadın fal baktığı küresini yanına getirdi önlerine koydu ve ikisi birlikte içine baktılar. Falcı kadın bir taraftan da kürada gördüklerini anlatıyordu. Birden kaşları çatıldı, göz bebekleri büyüdü, yüzü korkunç bir hal aldı ve kafasını kaldırıp o fal baktırmağa gelen içi sıkıntılı zengin kadının yüzüne baktı.
''Ay, olamaz, çok üzgünüm!'' dedi. Bir an için durakladı. Belli ki söylemek istemiyordu.

''Ne'' dedi öbür kadın.

Falcı Kadın;

''Kürede yarın yok, göremiyorum!'' dedi.

Yıkılmıştı içi sıkıntılı zengin kadın. Medyum bugüne kadar pek az yanılmıştı. Kürede yarın olmadığına göre, bu gece son. Ölecekti. İkisi de çok üzüldüler. Bir daha görüşmemek üzere sarılıp vedalaşıp ayrıldılar. Zengin kadın evine geldi. 

Ne yapmalıydı? Vasiyetini yazdı. Biraz televizyon izledi. Sonra da ölüm için bazı hazırlıklar yaptı. Biliyordu ki yarın ölecekti. Uykusu pek gelmemişti fakat son gecesiydi ve ne yapacağını bilemiyordu. Gitti evinin terasında ki yatağına girdi. Uyurken ölürse daha iyi olurdu. Hiçbir şey hissetmeden ayrılırdı bu dünyadan. Gözlerini kapattı, uyumağa çalıştı. Önce uyuyamadı ve sonra derin bir uykuya daldı.

Saatler sonra deliksiz bir uykudan uyandığı zaman güneş yeni doğuyordu. Cıvıl cıvıl kuş sesleri duyuluyordu. ‘Acaba Cennette miyim?’ diye düşündü. Her şey gece bıraktığı gibiydi ve ölmemişti evindeydi. Yatağından kalktı. Sabahlığını giydi ve salona indi. Her şey normaldı. Falcı kadın yanılmıştı galiba bu kez, kürede gördükleri olmamıştı. Kapısına bırakılan gazeteleri aldı ve tekrar terasa çıktı. Hazırladığı yiyecekleri masaya getirip, zevkle ve büyük bir sevinçle kahvaltı ederken bir taraftan da yanda duran gazetelere bakıyordu. Birden gözü gazetelerde ki bir habere takıldı.

Gazete manşetinde büyük puntalarla şöyle yazıyor; 
'Fal bakıp her şeyi bilen ünlü kahin, dün akşam trafik kazasında öldü.'
                                      (Alıntı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder