SAYFALAR

16 Aralık 2023 Cumartesi

MOUSTPHA KEMAL

Naciye Günçavdı· 13 Aralık, 09:30 Facebookta anlatıyor;

Kanada'nın Ontario eyaleti, İngiliz bölgesidir. Benim de hayatımın önemli bir kısmı ve çocukluğum burada geçti.

Burada doğdum ve bu kültürün eğitim sisteminde temel eğitimi aldım.

Bir öğretmenimiz vardı, şimdi ismini hatırlamıyorum. Orta boylu, turuncu kafa, yuvarlak gözlüklü sevimli bir tipti. Bildiğin İngiliz kızılı.

Badi badi yürüyen, koltuğunun altında hep bir kitaplar olan, arada onları düşüren bu adamı hepimiz severdik.

Tuhaf da konuşurdu ama her şeyi bilirdi bak. Ne sorsak; 'şak' diye cevap verirdi.

Birleşik Krallığa bağlı ülkelerin eğitim sisteminde, Çanakkale ve Türkiye konuları biraz hızlı geçilir. Çünkü bu savaşlarda mağlup olmuşlardı, pek anlatmazlar.

Aylarca Paupa Yeni Gine'yi ne biçim fethettiklerinden bahseder de, bundan pek söz etmemeye çalışırlar.

Ama gerçekler, acıtsa da gerçektir...

Bir gün, konu dönüp dolaşıp birinci dünya savaşında gelmişti.

Bizim turuncu kafa, öyle örtbas edebilecek bir adam değil, yekten anlattı.

"Savaşı kazanırken kaybettik." dedi.

Devam etti.

"Biz aslında birinci dünya savaşında bu Osmanlı ve Almanya'yı feci şekilde yendik. (Biz dediği, Birleşik Krallık ve oyun arkadaşları)

Fakat nasıl olduysa; Türkler, bu işten daha karlı çıktı.

Bir devlet kurdular, yok olmaya yüz tutan kültürel değerlerini geri getirip, batının çok ilerisinde bir cumhuriyet ilan ettiler" Dedi.

O dedikçe, ben sıramda devleşiyor, triplere giriyordum.

Devam etti ve tahtaya;

"Moustpha Kemal Ataturk"

Yazdı.

"Bakın millet"

dedi ve doğru cümleyi kurabilmek için elindeki tebeşiri çevirerek biraz düşündü kafasını kaldırdı;

"Bu ismi iyi tanıyın. Hatta kafanıza yazın ve hiç unutmayın. Dünya tarihinde, bu adamın vizyonuna sahip başka birisine ben hiç rastlamadım.

Çok iyi bir asker, çok iyi bir öğretmen, çok iyi bir yönetici, çok iyi bir matematikçi, çok iyi bir tarihçi, çok iyi bir diyebileceğiniz bir sürü şeyi, kendinde barındıran başka bir insan yok.

Tanıyın ve unutmayın." dedi.

Çocuğum, en çok 12 falan sanırım. Başladım ağlamaya.

Yanıma geldi;

"Senin yerinde olsam böyle hissederdim" dedi, başımı okşadı ve yerine gitti.

İngiliz Hoca böyle dedi..”

                   Gülerden Altıntaş Sayın Dr. Mehmet Okan Özdemir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder