SAYFALAR

9 Mart 2024 Cumartesi

MEVALİ NE DEMEK


İslamiyet'ten önce Araplar ''Azad edilmiş kölelere'' Mevali derlerdi. İslamiyet'ten sonra da Araplar, kendilerini diğer Müslüman milletlerden üstün görmeye başladılar. İslamiyet'ten sonra, Mevali kavramı, Arap olmayan Müslüman Milletler için kullanılmağa başlandı ve halen daha kullanılıyor.

Arap geleneğine göre; Mevali'nin malı, parası, karısı, kızı Araba gibi bütün malları Araplara helal sayılıyor.
Mevaliden doğan çocuk veliaht olamıyor.
Arap tarihinde, Mevali denildiği zaman akla TÜRKLER geliyor.
TÜRKLER, islamiyet dünyaya indiği 612 yılından, üç asır sonra, 934 yılında Müslüman olmuşlardı. Onlara göre Kuran 'Mekke ve etrafında yaşayan insanları uyarmak için, Arapça inmiş' bir kitaptı ve bu ayet ile sabitti. O dönemde, Mekke etrafında Araplar yaşadığına göre mekanın sahibi onlardı.

''Her millete bir peygamber gönderdik'' şeklindeki Kuran hükmünü, Araplar, 'Hz. Muhammed Araplar için gelmiş Peygamberdir' diye anladılar.
Arap olmayanların Müslümanlığını kabul etmediler. Sonradan Müslüman olan başka milletleri MEVALİ diye tanımladılar.

Emevi döneminde başlayan, İslam'daki ayrıcalığa ilk karşı çıkan Hanefi Mezhebinin kurucusu Ebu Hanife 699-767 olmuştur. Büyük İmam diye tanımlanan Ebu Hanife, Mevali geleneğine karşı çıkması yüzünden, Arapların hışmına uğramıştır.

Sonradan Müslüman olan TÜRKLER'İN Hanefi Mezhebini seçmeleri tesadüf değildir.

Mevali kavramı, sadece Emevilere mahsus değildi. Abbasiler de aynı geleneği devam ettirdiler.

Bağdat'taki Abbasi Halifesi, kendini kurtaran Selçuklu Sultanı Tuğrul Beye kızını vermedi.

Gerekçe, Tuğrul Bey'in TÜRK olması ve Mevali sayılmasıydı.
Tarihin hiç bir döneminde, Araplar, TÜRKLER'İN İslami liderliğini ve egemenliğini tanımadılar. İlk fırsatta TÜRKLERE karşı isyan ettiler. Hilafeti temsil eden Osmanlıya karşı, İngilizlerle beraber savaşan Arap isyancılar binlerce Mehmetçiğimizin vahşice kanını akıttılar.

Bu anlayışın gerisinde MEVALİ inancı yatıyordu.
Nitekim; Osmanlıya isyan eden Arapların başındaki isyancı Şerif Hüseyin İstanbul doğumluydu ve Haşimi soyundan geldiği için Mekke Şerifi tayin edilmişti. Hain Şerif Hüseyin'e göre, TÜRKLER Mevali idi. Mevaliden Halife olamazdı. Mevalinin iktidarına karşı gelmek, İslama karşı durmak anlamına gelmezdi. Bu anlayış, Arapların TÜRKLERE karşı isyan etmelerine yeterli gelmiştir.

2020 yılı Mart ayında Suudi Müftüsü:"TÜRKLER mevalidir, İslami temsil edemezler'' diye fetva verdi. TÜRKLERE karşı Suudilerin, Yunan tarafını tutması ve PKK'ya para yardımı yapmasının gerisinde Mevali anlayışı yatıyor.

Tarihin hiç bir döneminde Araplar TÜRKLERİ kendileri ile eşit Müslüman saymadılar. Zira, Arap kültürüne göre, Mevalinin iktidarı meşru sayılmıyor.

TÜRKLER ise ısrarla tüm bunlara rağmen Araplara layık olmadıkları sevgiyi göstermişler, siyasi ümmetçilik yaparak, Arapları bile kendilerine güldürmüşlerdir. Bu tarihi gerçeği her TÜRK insanı bilmeli, ona göre hareket etmelidir.
TÜRKLER'İN Araplar için ağlaması Atalarına hakarettir! Alıntı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder