SAYFALAR

10 Kasım 2012 Cumartesi

BEBEK KİM

Şu yanda görülen resim, toplu çekilmiş bir aile resmidir.
Resmi çeken kişi biraz acemi imiş ki kusurlu çekmiş. Erkeğin başını üstünden kesmiş. Fakat esas sorun o değil, esas sorun nedir bilir misiniz? Annesinin kucağında ki o bebek.

Evet esas sorun O. O resim bize aittir. Toplu çekilmiş bir aile resmi, fakat hiç iyi etmemişiz.
Zaten resimde bellidir, çekilirken bile ağlıyor. Bu resim çekildikten iki yıl kadar sonra; annesinin kucağında ki O bebek bu resmi albümde bulmuş. Çıkarmış, eline almış. Ağlayarak yanımıza geldi. "Bu bebek ile niçin resim çektirdiniz? Kucağınıza niçin almış siniz?" diyordu.

Kendi resmi olduğunu söyledik inanmadı. Komşuları şahit getirdik, yine inanmadı. Bir gece sabaha, ertesi gün akşama kadar aralıksız ağladı. "Başka bebeği kucağınıza alıp resim çektirmiş siniz. Bunun saçı yok, ben değilim. Beni kandırmayın. Bu kimin bebeği? Niçin kucağınıza aldınız?" diyordu. Ve ağlıyordu evin küçük kızı YEŞİM.

9 Kasım 2012 Cuma

ANTEPLİ

Antep li köy ağası İstanbul'da lokantaya girerken kapıda kafeste ki papağan "Hoş geldin Antep li, hoş geldin Antep li" diye bir kaç defa bağırır.
Antep li Ağanın papağan çok hoşuna gider. Lokantacıdan papağanı satın almak ister.
Sahibi satmaz. Antepli çok ısrar edince; "Sana yumurtalarından vereyim civcivleri de kendisi gibi çok zeki olur." Der ve 20-30 tane yumurta ağaya yüksek fiyatla satar.

Ağa yumurtaları alır. Antep te köyüne götürür. Durumu adamlarına anlatır. Papağanın meziyetleri bütün Antep'e yayılır. Herkes neticeyi merakla beklemeğe başlar. Yumurtalar özel bir bakımla bir kuluçka makinesi ile bir kaç gün sonra  civciv olurlar. Olurlar fakat civcivlerin hiç biri papağana benzemezler.
Yumurtalardan çıkan civcivler; tavuk, güvercin, bıldırcın, hindi, kaz, ördek, karga vs olurlar. Lokantacı galiba başka kuşların yumurtalarını 'papağan yumurtası' diye ağaya vermiş.

  
Çok sinirlenen ağa bir hışımla tekrar İstanbul'a yumurtaları aldığı lokantaya gider. Tam içeri girerken aynı papağan lokantanın kapısında kafesin içinden "Keriz Antep li, Keriz Antep li" diye bağırmağa başlar. Antep li Ağa da eğilir papağanın kulağına ; "Yovrum, benim keriz olduğumu tek sen biliyon ama, bütün Antep senin kötü kuş olduğunu öğrendi" der.

7 Kasım 2012 Çarşamba

BEN KATİL

1998 yılında Çankaya da ki barlarda ekibimle uygulamalar yaptık ve çok sayıda şüpheli yakaladık. Emniyet Müdürlüğünde durumlarını tetkik ettikten sonra bir kısmını salı verip, bir kısmını nezarete attık.

Evime gitmek üzere saat 05.00 sıralarında Emniyet Müdürlüğü kapısından çıkarken, nizamiye nöbetçi memurlarıyla tartışan bir bayan gördüm. Bu güzel ve temiz giyimli bayan orada polislere bağırıp duruyordu. Polisler uzaklaştırmak isteseler de o gitmiyor, başlarına bela olmağa çalışıyordu. Yanlarına gittim ve ne istediğini sordum. Bu bayan Gürcü imiş ve Türkiye de randevu evi çalıştırıyormuş. Biz de farkında olmadan sermayelerinden bir bayanı yakalamışız. O nu görmek için gelmiş, polis memurları içeri almayınca bağırıyormuş. Bayanı arabamın yanına çağırttım. Yanıma geldi, polisleri bana şikayet ediyordu. "Sizin ne biçim polisleriniz var? Bazen yakalıyorlar, suç susuz bırakmıyorlar. Bazen da suçluyuz yakalamıyorlar. Veya yakalayıp bırakıyorlar.

"Ben şimdi arkadaşımı görmek için içeri girmek istiyor. Yalvarıyor, yok almıyor. Ben katil şimdi birini öldürdüm teslim oluyor, diyor, gene yok, almıyor. 'Sen şimdi git katil isen biz seni sonra yakalarız' diyorlar. Sizin polisleriniz ne biçim polis? Bey" diyordu bana. Onu da göz altına aldım. GBT sini sorduk kendisinin haberi yok. Yedi ay kesinleşmiş hapisliği vardı ve İnfaz Büro Amirliğince aranıyordu. Sermayesi serbest kaldı, kendisi cezaevine girdi. Hakikaten az evvel dediği oldu.