SAYFALAR

5 Mayıs 2013 Pazar

DUVARA VURDU

1970-72 yıllarında 45 günlük acemi eğitiminden sonra er öğretmen olarak kendi köyüm Ihlamurlu Köyünde askerlik yaptım. Yanı anlayacağınız ben sivil olarak öğretmenlik yaptım fakat askerliğime sayıldı. Amasya Carcurum Piyade Alayında çektiğimiz kurada bana Rize İli çıktı, tekrar Adacami ye almak isteseler de benim tercihim kendi köyüm oldu ve kendi Köyümde görev yaptım. Köyde herkes bilir ki faydalı olmak için ne gerekirse onu yaptım. Okuma yazma bilmeyen 5. sınıf öğrencilerine okuma yazma ve matematik öğrettim.

Tabi bu sırada ufak tefek tembel veya haylaz çocukların kulaklarını çektiğim de oldu. Hepsi komşularım ve akrabalarım olduğu için her ne kadar canla başla uğraşsam da, en ufak bir şeyi çocuklar abartır, anne babalarına kötü aksettirmeğe çalışırlardı. Bu her yerde böyledir. Daha öncede Rize Güneysu Adacami Köyünde de böyle şeyler başımdan geçmişti. Ödev yapmadıkları için bazı çocuklara sabahtan cezalar versem. Onlar akşamdan evlerine giderlerken yüksek sesle ağlarlardı. Anne babalarına bildirmek için böyle çeşitli yollara baş vururlardı.

Bir Cuma günü akşam üzeri okul tatil olunca 5. sınıf öğrencim komşumuz olan Neriman yüksek sesle ağladığını duydum ve yol boyunca evlerine doğru o sırada ki arkadaşları ile birlikte gittiklerini gördüm. Ben de zaten hemen arkalarından aşağı evime iniyordum. Çocuğa 'bir şey oldu' diye korktum ve kendilerine yetişebilmek için koşmağa başladım. Biraz gittikten sonra mesele anlaşıldı. Onlar 5. sınıf öğrencileri idi ve akılları kesiyordu. Meğer kulaklarını çektiğim için bana gönül koymuşlar ve beni cezalandıracaklarmış. Sebep sabahtan derse girerken kulaklarını çekmişim. Akşama kadar beklemişler ve akşamdan ağlamakları gelmiş. Tam bu sırada Neriman'ın annesi Nuriye karşıdan evlerinin altında ki bahçeden kızının ağladığını duyunca ve kendilerini yolda görünce çağırdı. "Neriman, Neriman, ne oldu, Güli niçin ağlıyorsun?" diye sordu. Neriman'ın kendisi meşgul ya, ağlıyor onun için konuşamadı, güya. Arkadaşı Halime Neriman'ın yerine cevap verdi. "Recep Ali Öğretmen kafasını duvara vurdu. Neriman onun için ağlıyor" dedi. Ve bekliyorlar ki 'Neriman'ın annesi Recep Ali Öğretmen için kötü bir şeyler söylesin.' Güya anne ve babasını tahrik edecekler.

Annesi de bu durumu anlamış olacak ki, karşıdan o öğrencileri alaya alarak büyük bir ustalıkla şaka yollu soruyor. "Recep Ali Öğretmen kafasını duvara vurdu ise, Neriman'a ne, O niçin ağlıyor? Öğretmenin kafasına bir şey oldu mu? Neriman şimdi öğretmeninden sebep mi ağlıyor? Recep Ali Öğretmenin başına bir şey oldu mu? Güli" diyor. Ve bu hıçkıra hıçkıra ağlayan kızının sesini kesiyor. Yanı Neriman ağlamaktan vaz geçiyor. Tabi oynadıkları oyunu annesi yutmuyor. Her ya memlekete gittiğim zaman bu olayı anlatırlar ve defalarca dinleriz.

4 Mayıs 2013 Cumartesi

ARACI KİM

Bektaşi her gittiği yerde; "Her şey Allah tan, her şey Allah tan" diye söylenir gezermiş. Bu Bektaşi yı o civarda tanımayan yokmuş. O 'her şey Allah tan' dedikçe herkeste alay edip gülermiş. Bir gün yine Bektaşi Her şey Allah tan diye diye giderken mahallenin gençlerinden biri arkadan Bektaşi ya yaklaşarak ensesine kuvvetli bir tokat vurmuş. Çok sinirlenen Bektaşi hışımla geri dönerek ensesine vuran gence vuracakmış, fakat gözü kesmeyince vuramamış, ters ters bakmış. Gençte "Hayrola baba erenler, hani her şey Allah tandı. Niye ters ters bakıyorsun?" diye sorunca. Bektaşi cevap vermiş "Tabii her şey Allah tan da, ben hangi deyyusu aracı etti, tanımak istedim" demiş.

2 Mayıs 2013 Perşembe

SAF TEMEL

Temel gurbete giderken yolda canı sıkılmış. Yanında ki yolcular ile arkadaşlık kurmak isterken. Uyanık bir adam devreye girmiş. Bu kerizi kandırıp parasını alayım diye düşünmüş. "Bak Temel bu uzun yol çekilmiyor. Hem para kazanmak, hem de yolculuk yapmak ister misin?" demiş. Temel de "Nasıl olacak" demiş."Bir birimize sorular soracağız, bilmeyen bilene 100,00tl verecek" demiş. Temel de "Kabul fakat iki şartım var. İlk soruyu ben soracağım. Birde ben cahilim onun için bilmediğim soruya paranın yarısını veririm" demiş ve anlaşmışlar..
Temel ilk soruyu sormuş; "Bana üç bacaklı, dört kafalı, iki kuyruklu bir hayvan ismi söyle."
Adam düşünmüş, düşünmüş, bu nasıl bir hayvan "Valla ben böyle bir hayvan bilmiyorum" demiş. Temel adamın100,00tl sını almış. Bu sefer adam Temel'e sormuş "Bana sorduğun bu hayvanı sen bana söyle" demiş. Temel de "Vallahi bende bilmiyorum. Al şu 50,00tl ni geri. Bu oyundan da sıkıldım daha oynamıyalım" demiş.