SAYFALAR

18 Eylül 2013 Çarşamba

AHLAKLARINI BOZAR

Temel Adalet Bakanı olmuş. Bazı hapishaneleri dolaşmaktadır. Ankara Ulucanlar Ceza ve Tutukevine gelir. Bakanlık görevlileri ve hapishane görevlileri ile hapishaneyi dolaşarak mahkumların dertlerini dinler. Bütün mahkumlar 'Suçsuz olduklarını, haksız yere içerde tutulduklarını iddia ederler. Sadece bir tutuklu 'Suçlu olduğunu, cinayet işlediği için içerde tutulduğunu' söyler. Bunları iyice dinledikten sonra Temel döner Hapishane Müdürüne "Ola ha bu suçlu adamı bu uşakların içine niçun attunuz? Onların da ahlakını bozacak. O cinayet işleyeni dışarı çıkarun da" der.

17 Eylül 2013 Salı

ONUN BUNUN

Eski zamanlarda eski memurlar veya Orta 'K' lı başkomiserler gördükleri olaylar nedeniyle mi, yoksa başka bir sebepten mi, bilemem çok sinirli olurlar. En ufak bir şey de karşısında kine küfür bile ederlerdi. Bu gibi insanları amiri, müdürü hepsi bilir, dalga geçer, hatta bazen gider kendilerine sövdürürlerdi. Bu insanlar küfür etmeği alışkanlık ettikleri gibi, karşısında kiler de küfür ettirmeği alışkanlık haline getirmişler di. Mesela Ankara Atiş Poligonunu kuran Giresun lu Başkomiser rahmetli Hurşit Şimşir alışkanlık yaptığı için sövmediği üst düzey yetkili veya personel yokmuş. Vali, hakim, savcı ona sövdürmek için poligona gelirler. Ateş etmeği öğrenirler. Kalayı yeyip giderlermiş. Hatta atış esnasında enselerine vurduğu bile olurmuş. 12 Eylül 1980 den sonra Sayın Kenan Evren Atış Poligonuna  geleceğini o zamanın Emniyet Müdürüne bildirmişler. Müdür Bey de koşa koşa Hurşit Bey'in yanına gitmiş. "Durumu bildirmiş ve kendine mukayıt ol. Sakın küfür etme demiş." Gün gelmiş Kenan Evren Generaller ile Ankara Atış Poligonuna gelmiş. Kendisine de yaverleri tarafından durum anlatılmış ve böyle bir ortam olursa bu yaşlı adama tolerans tanıması söylenmiş. Fakat durum hiç te öyle olmamış. Yanı Hurşit Başkomiser küfür etmeyip, kendilerine müthiş bir izzet ikramda bulunarak, çok ciddi davranması ve yerine göre herkese fırça atması, Kenan Evren'in çok hoşuna gitmiş. Poligondan ayrılırken "Senin için çok küfürbaz diyorlar. Hâlbuki sen çok iyi adama benziyorsun." demiş. Başkomiser Hurşit Şimşir de "Sayın Paşam, bu şerefsiz onun bunun çocukları hep beni böyle kötülerler, işte." demiş.

16 Eylül 2013 Pazartesi

ECEVİT DİYE

1974 yılında Şanlıurfa dan Mahmut Ş. (Topal Mahmut) adında Sivas lı bir arkadaşımız Adana ya tayın olmuş geldi. 1975 yılında bir görev için üç arkadaş Urfa ya gittik. Urfa da çalıştığı için arkadaşımız Mahmut ta bizimle birlikte Urfa ya geldi. Urfa sokaklarında dolaşırken bir fotoğraf stüdyosunun vitrinin de bu arkadaşımızın çerçeveli resmini gördüm. Hemen Mahmut'a sordum "Sen ayrıldın geldin resmin vitrinlerde ne geziyor? Yoksa artist mi olacaksın?" dedim. "Ya hakikaten bir ara burada resim çektirmiştim. Bu böyle çerçeveli büyük resmimi niçin yapmış?" dedi ve içeri girip kendisine sorduk. Fotoğrafçı zaten bizim Mahmut u tanıdı. Çay filan ikram etti. Mahmut bu çerçeveli fotoğrafını almak istedi. Fotoğrafçı "Alma kardaş, ben senin resimlerini bu beyinsiz adamlara 'Bülent Ecevit' diye satıyorum. Çok para kazandım. Hala daha kazanıyorum. Bu resmi yaptıran adam da biraz sonra gelecek" dedi. Hepimiz şoke olduk. Hakikaten Bülent Ecevit'e çok benziyordu. Urfalılar vitrinde gördükleri zaman "Hele biye de yapiysen Karaoğlan ın yesminden." deyip satın alıyorlar mış. Mahmut hemen tepki gösterdi. Mahkemelik oldular. Gazeteler bu resimleri bastılar ve olayı anlattılar. Bülent Ecevit bu arkadaşımızı koruma olarak yanına almak istedi, Mahmut gitmedi.