Yıllar önce Doğu Karadeniz de yaşayan halkın elle imal ettiği ve kullandığı bazı malzemeler var. Bu malzemelerin bazıları unutulmuş bazılarının hala daha da kullanılmasına devam edilmektedir. Resimleri olanları tanıtmak için resimlerini bastım. Elimize geçtikçe yörede tanındığı isimlerle burada paylaşacağım. Ayrıca Doğu Karadenizde yetişen ve insana bir çok faydaları olan bazı meyveleri tanıtacağım. Belki de bu bölgenin insanları bu meyveleri yedikleri için o kadar çok akıllıdırlar. En sonda kimsenin aklına gelemeyecek bazı enteresan Rize'li uygulama ve icatları var. Karadenizli hemşerilerim memleketlerini özledikleri zaman, diğer sıradan vatandaşlar da öğrenmek istedikleri zaman bakıp görebilirler.
Lütfen resimleri tıklayınız.Çaruk: Kurutulmuş büyük baş hayvan derisinden kesilerek ve dikilerek elle yapılır. Genelde çaruk derler. Eski zamanlarda ayakkabı yerine ayaklarına giyerlerdi. Bunu daha çeşitli şekillerde süslü püslü ve üzerindeki tüyleri temizlenmeden dikenlerde olur. Fakir kişiler yenisini alamadıkları için yırtıldığı zaman yamalayıp tekrar giyerlerdi.

Sandek: İki adettir. Biri alçak, diğeri yüksek. İkinci resimde sandeğin yardımcı aparatları da görülmektedir. Tahta şeklinde olan ile çorap örüldüğü zaman kalıba koyulur. Koyunun yünü (yapağı), keçinin kılları alındıktan sonra sandekle taranıp düzgün hale getirildikten sonra iğlerle iplik haline getirilir ve kazak çorap örülür.
İğ, İlik ve Liser: Koyunu kırkarak elde edilen yün ve keçiyi kırkarak elde edilen kılların iplik haline getirilmesi için her ikisi de kullanılır. Kışın iş güç azaldığı zamanlar, her Doğu Karadenizli kadınların elinde bulunur. Bunlarla yün eğirirler ve daha sonra da 'çiğili' denilen beş adet şişlerle çorap ve kazak örerler.

Kıl veya Yün Çorabı: Keçi kılından elle örülür. Kışın karda giyilir. Romatizma ile ilgili bazı hastalıklarda faydalı olduğu kanıtlanmış.
Zangal: Keçi kılından elle örülerek yapılır. Ayaktan dize kadar uzun olur ve pantolon üstünden çizme gibi kışın çobanlar tarafından giyilir. Kar ve suyun geçmesini büyük ölçüde önler.






Kaşuk: Özel aletleri ile şimşir ağacından yapılır. Çok sağlamdırlar. Yemeklerde kullanılır. Daha büyüklerine kepçe denir.

Dibek: Büyük kaya parçası oyularak yapılır. Eğri özel bir ağaç bulunarak arkada ki ağaç geçmeye takılıp yapılır. Kaldırıp düşürülür. Kurutulmuş mısır koçanından (kürkasından) ayrıştırılmak için kullanılır. Sabit yerinde duran çukur taş içine bu mısırlar doldurularak ayakla kaldırılıp indirilen eğri ağaç düzenek taşın çukuru içinde olan mısırları kürkasından ayırır.









Bardak:

Küp: Topraktan yapılır. Büyüklerine küp, küçüklerine bardak denir. İçerisine turşu, pekmez, ayran, sirke, kavurma
gibi şeyler konur ve uzun süre özellikleri bozulmadan doğal olarak
saklanır. Üzümsuyu doldurulup toprağa gömülür ve şarap ta bunun
içinde yapılır. Ayrıca özel yapılan kapak ve liserli çubuğu ile çalkalanarak içinde ayran ve yağ da yapılır.


Agış: Açık ateş yakıldığı zaman koroğ denilen közleri karıştırmak ve pileki ile ekmek yapıldığı zaman pilakinin ateşten kaldırırken el yanmaması için kullanılır. Demirciler tarafından yapılır.


Evin iç kısmı tepilerek
sertleştirilmiş topraktır. Bu toprak kısmın üst duvar dibine
gelecek şekilde özel yontulmuş üç adet düz büyük taş yerleştirilmiştir. Bu
taşlardan en baştakine yanı duvar
tarafında olana ‘KERA’ denir. Kera yanlardaki taşlar ile bir sacayak oluşturur ve
bu taşların arasında açık ateş yakılır. Ekmek filan pişirilirken ‘PİLEKİ’ bu
taşlar üzerine yüzü koyu konularak ısıtılır. ‘AGIŞ’ ile ateşten geri alınarak kera
üzerinde içinde hamur pişirilirdi. Ateşin üzerinde kazan filan asmak için ta
tavandan yere kadar özel yapılmış uzun bir ucu iki tarafa kıvrılmış sğlam kalın
zincir asılırdı.
Sonraları zemin kısmı tahta döşeme yapıldı, açık ateş yerine
de kuzine veya soba kullanılmağa başlandı. Zincir filan da kendiliğinden
kalktı. Bu anlattığımız yer evin ilk girişi ve gelen komşular ev halkı ile
birlikte burada otururlardı. Hayat ve Odalar ise evin aşağı bölümüdür. Evden
bir kapı ile ayrılır. Salon da denen hayat ta da bir soba kuruludur fakat her
zaman kullanılmaz. Ağır bir misafir geldiği zaman o misafır evin bu bölümünde
ağırlanır. Yan taraflarda da yatak odaları bulunur. Genelde karyola değil de ‘MEMSUFA’
dedikleri, tahtadan yapılmış karyola şeklinde ki yerlerin üzerine yataklar
serilirdi ve buralarda yatılırdı. Evin iç kısmında ki oda bölmeleri tahtalardan
yapılmıştır.










Karayemiş: Dünyada sadece Doğukaradenizde yetişen ve ABD Bilim adamları tarafından vitamin deposu olduğu ve ilaç olduğu tespit edilen güz meyvesidir. Deli bal dedikleri, insanı komaya sokan tutucu bal bu meyvenin çiçeğinden olur.


Karadeniz Hurması: Çin, Japonya ve Doğukaradenizde yetişir. Cennet hurması olarak da bilinir. Dalında yenen ve saklanan olmak üzere iki cinsi vardır. Kışın dahi ağacında durur dayanıklı bir meyvedir. ABD ye Karadenizden götürüldü. Yapılan araştırmalarda lifleri ile kollestrolu sürükleyip götürdüğü tespit edildi ve ilaç sanayiinde kullanılıyor. Karadenizde de yerlerde çürüyüp gidiyor.












