SAYFALAR

8 Nisan 2016 Cuma

KATİL HAYVANLAR

Dünyada hiç beklenmedik yerde ve hiç ummadık bir zamanda insanların karşılarına çıkıp bazen açıktan, bazen de gizlice ve sinsice öldüren, belki de ölüm nedenleri bilinmeyen bir çok olayların sebebi bazen hayvanlar olabiliyor. Hiç ummadığımız çok küçük bir hayvan ölüm getirebilir. Bazen de insanlar bir başka insanı öldürmek için bu hayvanları silah olarak kullanabilir. ABD bir savaşta düşman askerlerini saklandıkları sığınaklardan dışarı çıkaramayınca özel yetiştirilmiş aç fareleri bölgeye salıverdiler ve o askerleri saklandıkları yerde farelere öldürttüler. İşte böyle hayvanlar da bazen silah olarak kullanılabiliyormuş. (Resimler alıntıdır.)
                                                
Afrika aslanları her yıl yol açtıkları ölüm sayısı 550 civarında

Kara ve sarı akrepler yılda yaklaşık 6000 kişiyi öldürürler.

Arılar yüzünden geçen yıl 53 kişi hayatını kaybetti.

Deniz anaları yüzünden yılda yaklaşık 600 kişi  hayatını kaybediyor. Köpek balıklarından can kaybının neredeyse yüz katı.

Filler tarafından her yıl yaklaşık 1400 kişi öldürülüyor

Hiç beklemediğiniz bir anda başınıza her şey gelebilir. Hayvanların insanlara saldırı anı saniye saniye görüntülendi. İşte o görüntüler. Ve bu adam düşerek öldü.

Hipopotam yılda yaklaşık 3000 kişi öldürebiliyorlar. 

Kaplanlar yaklaşık 1000 kişiyi öldürüyor.

Karadul dünyanın en zehirli hayvanıdır. Her yıl 6000 kişiden fazla bilhassa ABD de adam öldürürler.

Kartallar da yeri geldiği zaman insana saldırıyorlar ve yılda 3.
  insan öldürdüler.
Köpekler bazen çok tehlikeli olabiliyorlar ve yılda 300 kişi öldürdüler.

Leopar geçen yıl 15 kişi öldürdüler.

Sinekler hastalık bulaştırdıkları için yılda 1 milyona yakın insanın ölüme sebep oluyorlar.

Timsahlar yılda 1500 ile 2500 arası can kaybına yol açıyorlar.

Yılanlar yılda 5000 insanı öldürüyorlar.

Zehirli karıncalar onların da yol açtığı ölüm sayısı 500'ü buluyor.

                               Köpek balığı her yıl çok sayıda insan öldürerek karnını doyurur.                                                                            

7 Nisan 2016 Perşembe

ZEHİR

Uzun yıllar önce Çin de Li-Li adlı bir genç kız evlenir. Aynı evde kocası ve kaynanası ile birlikte yaşamağa başlar. Kısa bir süre sonra kaynanası ile geçinmenin çok zor olduğunu anlar. 

Çünkü aralarında sık sık tartışmalar olur ve her gün kavga ederler. İkisinin arasında kalan eşine de üzülen genç kadın, babasının eski bir arkadaşı olan baharatçının yanına giderek derdini anlattıktan sonra kaynanasını öldürmek için ondan zehir ister. 

Yaşlı adam ona bitkilerden zehir hazırlar ve 6 ay boyunca her gün bir çay kaşığı yemeklerine koyarak kaynanasına vermesini söyler. Zehir az az verilecek , ölüm uzun zaman sonra gerçekleşecek ki öldürüldüğü anlaşılmayacaktır. 

Bu arada yaşlı adam genç kadına, kimsenin ve eşinin şüphelenmemesi için kaynanasına çok iyi davranmasını, her dediğini yapmasını, en güzel yemekleri pişirip yedirmesini önerir.

Li-Li sevinçle eve döner  ve yaşlı adamın dediklerini aynen uygular . Her gün en güzel  yemekleri yaparak kaynanasının tabağına azar azar zehiri damlatır. Kimseler şüphelenmesin diye de ona çok iyi davranır. Bir süre sonra kayın validesi de çok değişir ve ona kendi kızı gibi davranmağa başlar. Ev de artık herkes birbirini çok sever ve mutludurlar.

Li Li üç ay sonra kaynanasını kocasından daha çok sever. Öldüreceğine pişman olur ve onu kurtarmak için aynı  baharatçıya koşar. Yaşlı adama şu ana kadar kaynanasına verdiği  zehiri onun kanından temizleyecek ve onu yaşatacak bir  ilaç yapması için yalvarır. Yaşlı adam, yaşlı gözlerle karşısında duran Li-Li ye bakar ve gülerek,

Sevgili Li-Li der ;
“Sana verdiğim zehir değil, kuvvet şurubuydu. O şurup kayınvalideni öldürmez güçlendirir. Asıl gerçek zehir ise senin beyninde olandı. Sen ona iyi davrandıkça oda sana iyi davrandı ve beyninde ki zehir de dağıldı, yerini sevgiye bıraktı.” dedi.

Eski bir Çin atasözü vardır; Gül veren elde gül kokusu kalır.

6 Nisan 2016 Çarşamba

HAMSİ DE

Komutan bir gün Temel'i nizamiye nöbetine dikmiş ve;
- Evladım Temel, sivil, asker herkese parolayı soracaksın. Parolayı bilmeyenleri kesinlikle içeri sokmayacaksın. Parola 'hamsi'dır demiş.

Temel
- Başustine komitanum. demiş ve gitmiş nöbet yerine dikilmiş. Gelene geçene parola soruyor, bilmeyeni kesinlikle içeri sokmuyormuş.

Terhis olmuş ve çarşıya otobüs bileti almağa giden bir er geri gelmiş nizamiye kapısına içeri girip yatakhaneden valizini ve eşyalarını alacakmış. Parolayı bilmiyor tabi. 

Temel kapıda hemen durdurmuş ve parolayı sormuş. Bilmeyince de içeri girememiş. Yalvar yakar mümkünü yok. Temel bırakmamış. Bir saat sonra da otobüsü kaçıracak. Asker orada başlamış tepinip ağlamağa.

Temel askeri çok acımış, o haline çok üzülmüş ve;
- Hadi 'Hamsi' de de geç pakalum da. demiş.