SAYFALAR

21 Mart 2017 Salı

DAVET ETMİŞ



Temel Nişanlısı Fadime'ye; 

"Fadime, bu akşam bize gel. Evde hiç kimse olmayacak." demiş.
 
Fadime de bir yolunu bulup, akşamdan gizlice Temel'in evine gitmiş. 

Kapıyı çalmış, çalmış, kimse açmamış. 

14 Mart 2017 Salı

BENİM Kİ YAPMAZ

Bir tv kanalı her ülkeden bir kadın seçerek kocaları tarafından aldatılmaları üzerine bir araştırma yapmak ister.
Her milletten bir kadın çıkarır ve şöyle sorar :
Kocanızı başka bir kadınla yakalarsanız ne yaparsınız ?
İşte kadınların cevapları :
İsveç’ ten Katılan Kadın
 – Benim neyimi beğenmedin diye sorardım der.
Rusya’ dan Katılan Kadın
– Hiç bir şey sormam ve direk evi terk ederim der.
Fransa’ dan katılan Kadın
 – Sevgilime gider beni teselli etmesini söylerim der.
İtalya’ dan gelen Kadın
 – Kadını öldürürüm der.
Yunanlı Kadın
 – Kocamı da onunla yatan karıyı da öldürürüm demiş.
İspanyol Kadın
 – Kocamı alnından vururum der.
Ve Türkiye’ den Katılan Kadın
 – Benim Kocam Yapmaz. der.

2 Mart 2017 Perşembe

MANKAFA

Dilimizde bugün argo olarak kullandığımız 'mankafa' sözcüğü, 'mankurt, mankut, mankof' sözcükleri ile aynı anlamdadır. Bu kelimeler nedir? Nasıl oluşmuş? Kimlere denir? Kimse bilmiyor. Mankutlaşmak kavramı; bilinçsiz bir şekilde, kendi bilincinin dışında, başkasına köle olarak yaşamaktır.

Mankurtlaştırma; bir dış gücün içerideki egemen sınıfla işbirliği yaparak, ülkenin eğitim ve kültür politikalarını milletin aleyhine değiştirerek, ulusal kimliğinden uzaklaştırma, kendi toplumuna ve kültürüne yabancılaştırma, bilinçsizleştirme ve sömürüye açık hale getirme, sonra da yardım ediyormuş kanaati yaratarak toplumun zihnini yeniden kurgulayıp sömürgecilerin zihinsel kölesi durumuna getirmek için milleti kendi değerlerine düşman etmeyi anlatan sosyo-kültürel bir kavramdır. Bu süreçten geçenlere mankurt denir ve mankurt, mankafa, mankut, mankof, çok eski yıllardan beri var olmuş, günümüze kadar gelmiştir.

Milattan önce 330-551 yıllarında Orta Asya da yaşayan Juan-Juanlar kabilesi Türk yerleşim yerlerine anı baskınlar yapar, yakalayıp esir aldıkları güçlü kuvvetli gençleri, sesleri duyulmasın diye çöle veya ıssız bir yere götürür, saçlarını yolup kafa derilerini yüzdükten sonra, kafalarına deve derisi geçirir ve yere çaktıkları dört kazığa ellerinden ayaklarından bağlarlar, bir ay güneşin altında beklettikten sonra, ölenler ölür, sağ kalanları ömür boyu çok sadık birer köle olarak kullandıkları bilinmektedir. Çünkü yolunup yüzülen kafada, yeniden gelen saçlar kafaya sıkı sarılan deve derisini delip yukarı çıkamaz, geri dönerek beyine saplanırlar ve beyin daha görev yapamaz hale gelirmiş. Şahıs anne baba hiç kimseyi tanımaz, sadece sahibini, yanı esir alıp kendisine bu işkenceyi yapan adamı tanır ve ona taparmış. Artık o ne derse onu yaparmış. Böyle bir insana ta ozamanlarda da MANKAFA, MANKURT, MANKUT, MANKOF denirmiş. Köle denmezmiş. Çünkü köle de düşünme yeteneği var. Mankurtlarda düşünme yeteneği hiç yok. Sadece sahibi ne derse onu yapar. İşte dilimize de 'MANKAFA' ta o zamanlardan gelmiş. Bu zulmu yapan Juan-Juanlar kabilesini sonunda Türkler ortadan kaldırmış, tarih ve dünya sayfalarından silmişler ama yaptıkları barbarlık dünyada baki kalmış hala daha konuşuluyor. 

Osmanlı döneminde düşman devletler KARDEŞ ÇOCUKLAR CEMİYETİ adı altında bir cemiyet kurmuşlar ve kaçırdıkları küçük Osmanlı çocuklarını İmparatorluğun içinde kurdukları gizli okullarda veya derneklerde İmparatorluğa düşman bir nesil olarak yetiştirirlermiş. İmparatorluğun yıkılması için terör olaylarında kullanırlarmış. Bu dönemlerde elleri kolları bağlanan vatan perver askeri paşalar bile, askerleri ile birlikte dağa çıkarak vatanı kurtarmak için eşkıyalık bile etmişlerdir. (Bknz. İnternet Resneli Niyazi, Mustafa Kemal, Enver Paşa)

Cumhuriyet döneminde bu faaliyetler çok değişmiş, daha sinsi, daha etkili ve daha tehlikeli bir hal alarak, kandırarak MANKURTLAŞTIRMA mankafa etme sistemi uygulanmağa başlanmış. Sadece insanları öyle güneşin altına bağlayıp ta bağırtarak mankurt yapmak sistemi kalkmış, yerine çok daha tehlikeli 'KANDIRMA' sistemi getirilmiş. Çocuk kaçırıp MANKURT yaparak Türkiye'ye düşman yetiştirmek yerine, çocukları hiç kaçırmadan resmi okullarda eğitimle MANKURT yaparak ülkeye düşman yetiştirme sistemi, çocukları uyuşturucu yoluyla MANKURT yapma yöntemi, gençleri kadın ve kızlarla; kız çocuklarını da erkek çocuklarla kandırıp MANKURT yapma yöntemi, kendini aynı dinden gösterip kandırarak MANKURT yapma yöntemi vs.

Soruyorum bu yazdıklarımın hangisi olmadı, Türkiye de? Veya hangisi yanlış? Vaktiyle Fetüllah Gülen için devlet büyüklerimiz bile ‘Türklüğün yayılmasını isteyen bir vatan sever’ deyip hakkında bilgi toplayıp soruşturma açan, Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral’ı kızağa almadılar mı? Şimdi buyurun; geçen internette bir yazı gözüme ilişti. Ermeni Yazar Arthur Akopyan bir yazı yazarak Fetüllah Gülen’in Ermeni olduğunu ve Erzurum isyanını başlatıp Türk ve Kürtleri katledenlerin torunu olduğunu açıklamış. (www.asikurtlar.com/ermeni-yazar-gercegi-acikladi-fethullah-gulen-ermenidir.html ve biliyomusun.com)

Ben meslek hayatımda polisle çatışmaya giren 8 sünnetsiz cami imamı teröriste rastladım. Onun için diyorum ki Allah ile aranıza kimseyi almayınız. Dünyada din yoluyla kandırılıp bir çok müslüman ülkesi yıkılmıştır. Afganistan'ı yıkan Topal Molla lakaplı İngiliz Ajan yazdığı kitapta her şeyi anlatmasına rağman müslümanlar hala uyanmıyorlar. Herkese saygılar.