SAYFALAR

5 Ocak 2025 Pazar

DOĞU KARADENİZ ESKİ YER İSİMLERİ VE ANLAMLARI


Doğu Karadeniz'de bulunan eski yer isimleri kelimelerin, hangi dil grubuna ait oldukları incelenip tespit edilirse, bu isimler kimler tarafından verilmiş olabilecekleri ve bölgede ilk yaşayan insanların milliyetleri hakkında bilgi edinilebilir.

İşte sonuçları;

ESKİ YERLEŞİM YERLERİ VE ANLAMLARI:

Rize Bölgesi;

1. POTAMYA; Rize de Taşlıdere tarafında yerleşim yeri, yeni adı Güneysu.

NEHİR: Kazak, Kırgız Türkleri, Yunanca, Ermenice, 

2. SENOZLİ; Rize Çayeli de yerleşim yeri;

ŞEN ÖZLÜ: Kazak, Kırgız Türkleri,
YAŞLANMIŞ-ÖZET: Uygur, Türkmenler.
ANLAMLI: Azeri,
ŞEHVETLİ: Uygur, Özbek Türkleri,

3. HEMŞİN; Rize de yerleşim yeri, Hemşin İlçesi.

AYRICA-DAİMA-HER ZAMAN: Kazak, Kırgız, Özbek, Uygur, Tacik Türkleri,
DAİMA-HALA; Tatar Türkleri,
HER ZAMAN, DAİMA, İKİSİ BİRDEN: Türkmenler,
GÜMÜŞ-MÜCEVHER e de ĞEMŞEN derler.

4. ÇAMLIHEMŞİN: Rize de yerleşim yeri, Çamlıhemşin İlçesi,

ANANAS: Çeçen, Yakut, Çuvaş, Avar Türkleri

5. ZUĞA; Hemşin de bir yer adı;

DÜZ, DÜMDÜZ, KALP: Kazak ve Tatar Türkleri ZUĞA der.
UZATMAK: Avar, Çeçen, Çuvaş, Tatar, Kırgız, Yakut Türkleri ZUĞA derler.
DOĞRUCA: Tatar ve Uygur Türkleri ZUĞA derler.
DENİZE: Tatar ve Tacik Türkleri ZUĞA derler.

6. ÇUPENDUZ - ÇOPENDOZ; Hemşin - Zuğa da yarışmalar yapılan geniş bir düzlük alan ismi ÇUPENDUZ ve yarışmaya katılıp kazananın ismi ÇOPENDOZ.

ÇOBAN, ÇOBANLAR, ÇOBAN ÇANTASI, ÇİFÇİ: Türkmen, Kırgız, Özbek, Tacik, Tatar, Uygur Türkleri, ÇOPENDOZ der.
DOĞRAYICI: Azeri Türkleri, ÇOPENDOZ der.
ŞEF: Kazak, Tacik Türkleri ÇOPENDOZ der.

7. BADARA;

HAVALİMANI: Avar, Çeçen, Çuvaş Türkleri, 
KÖTÜ: Kazak, Kırgız, Özbek, Tacik Türkleri,

8. MELESKUR;

MELANKOLİ: Uygur, Türkmen, Tatar, Azeri Türkleri,
MELEK: Ermenice,

Fındıklı Bölgesi;

9. PİÇHALA DERESİ; Dere boyu bir vadiye verilen ad. Yeni adı yok. Rize-Ardeşen tarafından, Fındıklı'ya girişte geçilen köprünün altından akıp, Kara Denize karışan derenin; Kaçkar tepelerinde ki kaynağından, Kara Denize döküldüğü bu yere kadar olan bölgenin adı Piçhala dır. Bu bölgede Lazlar ve Hemşinliler karışık yaşarlar ve yer adlarının anlamları şöyledir;
 
PİÇHALA nın anlamları;

TUTAM: Türkmen ve Özbek Türkleri der. 
YÜZ: Uygur Türkleri 
KÜÇÜKKIZ: Azeri Türkleri
PİÇKURUSU: Çeçen, Avar, Çuvaş Türkleri, 

10. VİÇE; Fındıklı'nın ilk zamanlarında, Nahiye olduğu zaman ki adı.

MENGENE, AHLAKSIZLIK: Çuvaş, Avar, Azeri, Çeçen, Tacik, Tatar, Yakut Türkleri
KİBİR: Özbek Türkleri,
YARDIMCISI, AHLAKSIZLIK: Kırgız, Kazak, Uygur Türkleri, Ermeni, Yunan

11. ÇURÇEVA; Yeni adı; Çınarlı, Yerleşim yeri;

KİLİSE: Kazak, Çuvaş, Tatar, Kırgız, Türkmen, Tacik Türkleri,

12. MANASTER; Yeni adı yok.

ÇEVİRİ: Tatar Türkleri, Yunan ve Ermeni,

13. ÇAMPET-ÇANPET; Yerleşim yeri, yeni adı Meyvalı Köyü,

ŞAMPİYON-İLAHİ: Türkmen, Uygur, Tatar Türkleri, 
ŞAMPANYA, KAMP: Tacik, Azeri, Çeçen, Tatar, Kazak, Kırgız Türkleri, Yunan, Ermeni
ÇANTA: Avar, Yakut Türkleri,
KANEPE-BEŞ: Tacik Türkleri, Yunanca

14. MEĞENİT: Bir yerleşim yeri adı; 

BAYILDIM: Tatar Türkleri.
BEĞENMEK: Kazak, Kırgız Türkleri.
EVET: Uygur Türkleri
SIKI ÇALIŞMA: Türkmenler, 
AY: Yunanca
ŞUNU SÖYLE: Ermenice

15. MEKESKIR; Yer ismi

BİR TAMİRCİ: Çuvaş, Avar, Çeçen, Yakut Türkleri,
KESKİN: Özbek, Kırgız Türkleri,
KÜÇÜK: Uygur Türkleri,
KURNAZ; OLGUN: Türkmenler,
YEŞİL: Tatar Türkleri,

16. DAVRAN; Yerleşim yeri adı.

DAVRANMAK: Tatar, Azeri, Kazak, Kırgız, Türkmen Türkleri
ARKANI DÖN: Özbek Türkleri,
DÖNÜŞ: Tacik Türkleri
TAŞINMAK: Uygur Türkleri,
BAŞINDAN SONUNA KADAR: Çuvaş, Avar, Yakut Türkleri

17. ZUĞU; Fındıklı da bir yerleşim yeri. Ihlamurlu ve Sulak Köylerinin eski adı. Hemşinli ve Lazlar birlikte yaşarlar. Burada yaşayan halkın çıktığı yaylanın adı ZUĞU VANAĞİ dir. Şimdi değiştirmişler SULTAN YAYLASI yapmışlar.

GÜNEŞ, KALP: Kazak, Kırgız, Tatar ve Tacik Türkleri GÜNEŞ'e ve KALP'a ZUĞU derler.
DİKEN: Özbek Türkleri,
DAVUL: Avar, Çeçen, Çuvaş, Tatar ve Yakut Türkleri DAVUL'a ZUĞU derler.
KORNA: Azeri Türkleri de KORNA'ya ZUĞU der.
KAZA: Türkmenler KAZA'ya ZUĞU der.
PİSLİK, KORNA: Azeri,
KÜFÜR: Tacik Türkleri,
NEŞE: Türkmenler,

18. ZUĞU ULYA: Yukarı Zuğu, Ğayna, Şimdiki Ihlamurlu Köyü,

BÜYÜK KARDEŞ: Kırgız, Özbek, Tacik, Tatar, Türkmen, Uygur Türkleri,
ASLAN YELESİ: Kazak Türkleri,
BÜYÜK KIÇ: Azeri,

19. ZUĞU SUFLA; Aşağı Zuğu, Şimdi ki Sulak Köyü,

GÜNEŞ PARLIYOR: Tacik Türkleri,
KÖRÜK: Avar, Çuvaş Türkleri,
KAŞIKLA: Azeri,
DÜDÜK ÇALMAK: Yakut, Çeçen, Kırgız, Uygur, Özbek, Kazak Türkleri,

20. OSKOR; Yerleşim yeri köy;

HIZLI: Türkmence
OSKAR: Azeri, Avar, Çuvaş, Kazak, Kırgız, Özbek, Tacik, Tatar, Uygur Türkleri, Ermeni ve Yunanca.

21. ZENİMOŞ; Yerleşim yeri köy;

BİR KADIN: Türkmence, 
KADIN: Özbekçe

22. ĞEMŞET; Yerleşim yeri

OYUN: Kazak, Uygur Türkleri, 
MÜCEVHERKER: Kırgız, Tacik Türkleri, 
DEĞERLİ TAŞ SETİ: Özbek Türkleri,

23. ÇENNET; Yerleşim yeri

ZİNCİR: Kazak, Kırgız, Türkmen, Uygur Türkleri, 
CENNET: Azeri, Çeçen, Tatar, Tacik, Yakut, Özbek, Çuvaş, Avar Türkleri,

24. METASKUR; Yerleşim yeri; Mezra

KARANLIK: Azeri: Uygur, Tacik, Özbek Türkleri,
META TIRPAN: Yunanca,

25. MANUTTAY; Patika yol boyu kısa süreli dinlenme yeri;

İZLEMEK: Çeçen, Yakut, Çuvaş, Avar Türkleri
DAKİKA: Türkmenler,
KAYINVALİDE: Yunanca,

26. ZADİĞA; Yerleşim yeri;

ASILZADE: Tacik, Türkmen, Uygur, Azeri, Ermenice.
SOYLU KADIN: Tatar Türkleri, Yunanca

27. MOLENDİĞA; Semt, yer adı;

ANAVATANA: Uygur Türkleri.
KÖSTEBEK: Kazak, Kırgız, Azeri, Özbek Türkleri,
DEĞİRMEN: Türkmenler, Yunanca,

28. CİRĞOL; Yer adı;

KERTENKELE: Çeçen, Avar, Çuvaş Türkleri.
TIRPAN: Azeri, Tatar Türkleri,
CERRAH: Kazak, Kırgız, Tacik Türkleri, Ermenice,

29. ŞİMA; Yer adı;

BURADA: Tacik Türkleri,
PANTOLON: Özbek Türkleri,
SEN: Tacik Türkleri,
KUZEY: Tatar, Uygur Türkleri,
YOL: Türkmenler,

30. ÇALA; Yer, arazi adı;

OYNAMAK: Kazak, Tatar, Çuvaş, Azeri ve Kırgız Türkleri.
DELİK: Tacik Türkleri.
ESKİ: Türkmenler.

31. ÇORÇOL; Yer, arazi adı;

AĞ: Türkmenler
SERÇE: Çuvaş Türkleri.

32. KARBAĞU; Yerleşim yeri;

HAVUÇ: Çuvaş Türkleri.

33. OKURA; Zuğu'ya ait merze, yerleşim yeri.

TAMAM: Kazak ve Tacik Türkleri. TAMAM'a OKURA diyorlar.
BÜYÜME: Yakut Türkleri

34. SALTASKUR; Okura da çocukluğumda gidip oynadığım ormanlık büyük düzlük alan, yer.

DANS: Tatar, Türkmen, Kırgız, Özbek Türkleri.
ZIPLAMAK: Azeri Türkleri.
KARANLIK: Tacik Türkleri
TUZLUK: Çuvaş ve Yakut Türkleri

35. POZUT; Zuğu deresi patika yol boyu giderken kısa süreli dinlenme yeri;

KIRMAK: Kazak, Azeri ve Kırgız Türkleri.
OLACAK: Yakut Türkleri.

36. SAL; Zuğu deresi patika ol boyu, kısa süreli dinlenme yeri.

ÇÖP: Avar, Çuvaş, Yakut Türkleri
BİRAZ: Özbek Türkleri,
YILLAR: Tacik Türkleri,
KOYMAK: Türkmenler,

37. MANDERMOS; Küçük yerleşim ve kısa süreli dinlenme yeri.

MANDERMOLAR: Avar, Azeri, Çeçen, Çuvaş, Kazak, Kırgız, Özbek, Tacik, Tatar, Türkmen, Uygur, Yakut Türkleri, Yunanca, Ermenice,

38. GÜLİNUN DÜZİ;

TATLI RULO: Avar, Yakut, Çuvaş, Çeçen Türkleri,
GÜL TUZU: Uygur Türkleri, 
GÜLÜN DİZİ: Azeri, Türkmen, Tatar, Özbek, Kazak, Kırgız Türkleri, Yunan, Ermeni,
GÜLÜN BURNU: Tacik Türkleri

39. ĞABARGUT; Yol boyu kısa süreli dinlenme yer ismi, semt

KABARCIK: Uygur, Türkmen, Tacik, Özbek, Kırgız Türkleri
PÜRTÜKLÜ GÖRÜNÜM: Azeri,

40. NECUNA; Yer ismi

TORUNU: Avar, ÇeçenTürkleri ,  
NASIL: Azeri, Özbek Türkleri
YAŞLI DEĞİL: Tacik Türkleri
AYNEN: Türkmenler, 

Yayla yollarında yer isimleri; Şimdi adı Sultan Yaylası olan ZUĞU VANAĞI'na giderken yayla yolunda soluk alma ve kısa süreli dinlenme yer isimleri;

41. VANAG; Yaylada evlerin bulunduğu toplu yerleşim yeri;

SADECE: Avar, Çeçen, Çuvaş, Kazak, Kırgız, Yakut Türkleri 
ŞAHİN: Azeri, Özbek Tacik, Tatar, Türkmen, Uygur Türkleri ve Ermenice


42. AKUP; Yayla yolunda dinlenme yeri;

BİR FİNCAN: Kazak, Türkmen, Azeri, Tacik Türkleri
AKÜ: Çuvaş Türkleri
SATINALMAK: Kırgız Türkleri
TAMAM: Ermenice

43. PİLONÇHUT; Yayla Zuğu Vanağında hayvanların otlak yerine verilen ad;

PİLOT: Çeçen, Çuvaş, Türkmenler, Avar Türkleri.

44. SALERES; Zuğu Yaylasına çıkarken, yarı yollarda kısa süreli dinlenme yeri. İsmi SATICILAR olduğuna göre eskiden pazar yeri olabilir. Burada hemen tepe üstünde küçük fakat çok derin ürkütücü bir göl var. Hemen yanından patika yayla yolu geçer. Biz yaylaya giderken 'taş atmazsan ağzın eğilir' derlerdi. Gölün etrafında çok miktarda altın gömülü olduğu söylendiğinden, zaman zaman yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından kazılmaktadır.

SATICILAR: Kazak, Tacik, Tatar, Türkmen, Özbek, Kırgız, Azeri, Uygur Türkleri buraya SALERES demişler.

45. İNSUZ; Yayla yolunda bir dinlenme yeri adı;

OLMADAN: Kazak, Azeri, Kırgız, Tatar, Uygur Türkleri
ONSUZ: Türkmenler
SARHOŞ: Özbek Türkleri

46. POĞUT; Zuğu Yaylasında hayvanların otlak yeri;

KONUŞMAK: Tacik Türkleri
ZAMAN: Türkmen, Uygur Türkleri
ARKADAŞ: Avar, Çuvaş Türkleri,
HAVA: Kırgız Türkleri

47. POŞĞUT; Zuğu Vanağına çok yakın, yaylaya inip çıkarken dinlenip eğlence yapılan düzlük geniş yer;

SORMAK: Uygur Türkleri
DENEMEK: Türkmence
GÖSTERİŞLİ: Azeri,
ARKADAŞ: Çuvaş Türkleri
POSTALAMAK: Kazak Türkleri
İŞ: Kırgız Türkleri
İTMEK: Özbek Türkleri
SORDU: Tacik, Uygur Türkleri
DENEMEK: Türkmence

48. EDİGÖL; Zuğu Vanağında göl kenarında hayvanların otlak yeri;

GÖL MÜYDÜ: Yakut, Çuvaş, Avar, Çeçen Türkleri ,
O BİR GÖLDÜ: Türkmence, Tacik, Özbek, Kazak, Kırgız Türkleri,

49. ÇENGUT; Zuğu Yaylasına ait hayvan otlak yeri;

ÇANTA: Tacik, Azeri, Türkmen, Uygur Türkleri
BÖCEK: Çuvaş Türkleri

50. VANAG; Yaylada evlerin bir arada bulunduğu yerleşim yeri;

BURADA: Türkmenler, 
DÜN: Tacik Türkleri,
TATİL: Çuvaş, Avar Türkleri

51. AYENG; Eğlence etmek;

SALLAMAK: Avarca, Çuvaş 
Türkleri 
IŞIK: Türkmenler,

52. VAYTEVOY; Toplu olarak, çok kalabalık, bazen günlerce süren kemençe, tulum çalıp türkü söyleyip horon oynamak, eğlenmek;

BEKLEMEK: Türkmen, Azeri, Özbek Türkleri
DİKKAT: Avar, Çuvaş Türkleri

53. KALDIRIM; O bölgede ikinci bir yayla adı, Kaldırım Yaylası veya Kaldırım Vanagı;

AYRILACAĞIM: Avar, Çuvaş Türkleri

54. ĞORĞUT; O bölgede üçüncü bir yayla adı; Ğorğut Yaylası veya Ğorğut Vanagı

KORKU: Türkmen, Çuvaş, Avar, Kırgız, Uygur Türkleri
HOMURDANMAK: Azeri 
HORLAMA: Özbek Türkleri

55. ÇUMANİK; Komşu yaylaların bir yerleşim yeri;

SEN DELİSİN: Tacik Türkleri
İNSANİ: Türkmenler

56. ABU DERESİ; Dere boyu bir vadiye verilen ad. Yeni adı yok. Fındıklı'dan Arhavi-Artvin tarafına giderken, geçilen, köprünün altından akıp, Kara Denize karışan derenin; Kaçkar tepelerinde ki kaynağından, Kara Denize döküldüğü bu yere kadar olan bölgenin adı Abu dur. Bu bölgede bulunan yer adlarının anlamları şöyledir;
 
57. ABU nun anlamları;

ERKEK KARDEŞ: Türkmen ve Azeri Türkleri 
KÜL: Avar, Çuvaş, Yakut, Kırgız Türkleri 
ERKEK KARDEŞ: Azeri, Türkmenler, 
ABİ: Ermenice 
İTİBAREN: Yunanca 

58. ÇUKULİT; Yeni adı Beydere olan Abu Deresinde bir yerleşim yeri, köy;

SERİN: Kazak, Tatar, Kırgız, Çeçen, Çuvaş Türkleri 
KÜÇÜK: Kazak, Tacik, Özbek Türkleri 
SAÇMA SAPAN: Uygur ve Tacik Türkleri 

59. ÇHUPE; Yeni adı Aslandere olan bir yerleşim yeri, köy;

ŞURUP: Kazak, Türkmen, Tacik, Tatar, Özbek, Kırgız Türkleri 
ÖPÜCÜK: Çuvaş ve Kırgız Türkleri 
ZIRVA: Uygur Türkleri de ZIRVA ya ÇHUPE der.

Ardeşen Bölgesi;

60. OCE; Ardeşen de bir köy. Yeni adı Yeniyol Köyü. Hemşinli yerleşim yeri; 

OKYANUS: Tatar, Azeri, Kazak, Çeçen, Çuvaş, Tacik ve Yakut Türkleri OKYANUS'a OCE derler.
AH: Özbek Türkleri AH'a OCE derler.
EKİM: Uygur ve Kazak Türkleri EKİM'e OCE der.
YAKINDA: Türkmenler der.

61. ĞOTOT; Yukarı Yeniyol Köyünde bir semt.

ÜTÜ: Kazak Türkleri.
HAYALET: Tacik Türkleri.

62. CAĞAK; Oce ye ait bir yer ismi;

CAĞ: Kazak Türkleri.
TEKRAR: Tatar Türkleri.
NE ZAMAN: Türkmenler.
YAPACAĞIZ: Azeri.
BEBEK: Özbek Türkleri

63. VETKAR; Oce ye ait bir yer ismi;

KIDEMLİ: Kazak, Azeri, Kırgız, Özbek, Türkmenler
VETERİNER: Tatar, Uygur Türkleri

64. TAART; Oce ye ait bir yer ismi;

İTAAT ETMRK: Kazak, Uygur, Türkmen, Tatar, Azeri, Kırgız, Özbek, Tacik, Türkmen ve Uygur Türkleri, Ermenice,
KEDİ: Yakut Türkleri,

65. ARGEÇEKET; Oce ye ait bir yer ismi;

SIRT ÇANTASI: Yakut, Çuvaş
ÇOK GEÇ: Türkmence,
GEÇMİŞ: Kırgız ve Kazak
AFEDERSİN: Ermenice

66. KENOYİN; Oce ye ait bir yer ismi;

SORUN DEĞİL: Türkmence.

67. KAÇHUMA; Oce de eve yapılan balkon;

KAÇMAK: Türkmen, Azeri, Tatar, Kazak, Kırgız, Tacik, Özbek Türkleri

68. LANGELANT; Oce ye ait bir yer ismi;

MELEK: Türkmence, 
UZUN BOYLU: Kazak, Özbek, Tacik, Tatar, Uygurca, Azeri Türkleri ve Ermenice
DİL: Çuvaş Türkleri

69. DUMAYIN; Oce ye ait bir yer ismi;

DÜŞÜNME: Tatar, Tacik, Çuvaş Türkleri, 
MERAK ETME: Uygur, Kırgız Türkleri
SESSİZ OLMA: Azeri, Türkmenler
UNUTMA: Kazak Türkleri
TEREDDÜT ETME: Özbek Türkleri

70. GÖLAP; Oce ye ait bir yer ismi;

GÖL: Türkmen, Uygur, Tatar, Azeri, Tatar, Türkmen, Uygur Türkleri 
KARANLIK: Kazak, Kırgız, Özbek, Çuvaş Türkleri

71. MASAROD; Oce ye ait bir yer ismi;

KATMAK: Çuvaş Türkleri

72. ÇAYGE ÇEGİLOT; Oce ye ait bir yer ismi;

ÇAY İÇİN SAMAN: Yakut Türkleri
ÇAYLAK: Azeri Türkleri
ÇAY ÇEKİLDİ: Kazak, Kırgız Türkleri 
NEHİR DOLU: Özbek Türkleri
NEHİR: Türkmenler

73. DELİNPOS;

SINIR: Çuvaş Türkleri 
BAŞTAN ÇIKARICI BİR ŞEKİLDE: Yunanca,

74. DELİNPOST; Oce ye ait bir yer ismi;

POSTA: Yunanca

75. CEMAK; Oce ye ait bir yer ismi;

BU KADAR: Azeri Türkleri
ÇALI: Çuvaş, Çeçen Türkleri.
YAPMAK: Tatar Türkleri
BÜTÜN: Türkmenler

76. POSMUDUL; Oce ye ait bir yer ismi;

KESELİ SİÇAN: Türkmenler
DURUM: Ermenice,

77. SARIKOPA; Oce ye ait bir yer ismi;

SARI: Türkmenler, Kırgız Türkleri, 

78. NOCAĞAN;

ÇOCUK: Türkmenler,
KIRIK: Uygur Türkleri,
KAPIYI ÇALMAK: Avar Türkleri,
HAYIR: Kazak Türkleri,
HİÇ KİMSE: Tacik Türkleri,

79. NOKAKOR;

BİLMİYORUM: Türkmenler,
HİÇ BİR YERDE: Yakut, Çuvaş, Avar, Çeçen Türkleri
EŞLEŞME YOK: Özbek Türkleri,
HAYIR: Kırgız Türkleri,

80. ĞAÇİNDUZ;

KIZDÜZ: Çeçen, Azeri, Avar, Çuvaş, Yakut Türkleri
SEN GÜVENDESİN: Uygur, Türkmenler,
SİVRİSİNEK: Kazak Türkleri
ŞAHİN: Tatar Türkleri

81. LENGİLAT;

KANATLAR: Yakut, Avar, Çeçen Türkleri
UZATMAK: Kırgız Türkleri,
YAVAŞLA: Azeriler,

82. ARSAT;

DURDURULDU: Çeçen, Avar, Çuvaş Türkleri, 
BU MANTIKLI: Türkmenler,
ARSA: Kazak, Tatar, Uygur Türkleri, Ermenice,

83. CART;

ARABA: Uygur, Türkmen, Yakut, Tatar, Tacik, Özbek, Kırgız, Kazak, Çuvaş, Çeçen, Azeri, Avar Türkleri, 
KART: Yunanca

84. SUNGUR;

KAYIP: Avar, Çeçen, Çuvaş, Yakut Türkleri,
GÜNEŞ: Azeri, Kırgız Türkleri
ŞİRİN: Özbek Türkleri,
KÖPEK BALIĞI: Tacik Türkleri 
ŞARKI SÖYLEMEK: Tatar Türkleri
SÜNGER: Türkmen, Uygur Türkleri,

85. BODOLLU;

APTAL: Çeçen, Çuvaş, Avar, Yakut Türkleri,
DELİ: Tacik Türkleri,
SARHOŞ: Türkmen,
YARIM ÇİZMELER: Yunanca

86. TİTER; Hemşinlilerin kullandığı bir isim; KELEBEK.

TİTREK: Avar, Tacik, Tatar, Azeri, Kazak, Kırgız, Türkmen, Yakut, Uygur, Çuvaş Türkleri

87. KOLİVA; Küçük kulube,

ZEYTİN: Çuvaş, Avar, Çeçen Türkleri,
KULUBE, KABİN: Yunanca,

88. PENÇO; Hemşinlilerin kullandığı bir ad, SÜMÜKLÜ BÖCEK, SALYANGOZ demek.

KALEM: Çeçen, Çuvaş, Avar, Yakut, Tacik Türkleri, Ermenice, Yunanca,
YAĞMURLUK: Özbek, Kırgız Türkleri
KABAN: Tatar Türkleri,

89. MAPAVRE: Yer ismi;
FAKİR: Avar, Çuvaş, Çeçen, Yakut Türkleri 
HARİTA: Türkmen, Uygur, Azeri, Kazak, Özbek, Tacik, Tatar, Kırgız Türkleri, Ermeni  
HARİTA-LANET: Yunanca 



29 Aralık 2024 Pazar

HEMŞİN, ZUĞA, ZUĞU VE OCE

Atalarımızın gelip te bilinen ilk yerleşim yerleri vardır, Hemşin ve Zuğa. Hep merak etmişimdir fakat Zuğa'yı gidip yakından görmek hiç nasip olmadı. Bilmiyorum bu yerleri duymayan var mı? 

Daha sonra buralardan ayrılarak, yine  Kara Deniz Bölgesinde Ardeşen, Fındıklı, Hopa'ya, hatta başka bölgelere de gidip yerleşmişler. Yerleştikleri bu yeni yerlerde de, özlerinden hiç kopmamış, Hemşin'den geldikleri için hep aynı isimle Hemşinli olarak tanınıp kalmışlar ve hala daha da Hemşinli olarak tanınıp yaşamlarını sürdürüyorlar.

Bu insanların ilk yerleşim yerleri 'Hemşin, Zuğa, Senoz, Zuğu, Çhupe ve Çukulit' gibi eski isimlerin kökleri ile, mutlaka bir bağlarının olduğunu düşünerek, necedir, ne demektir? diye çok araştırdım fakat hiç bir yerde doğru dürüst bir cevap bulamadım.

Fındıklı da ki Hemşinli köylerden Ihlamurlu ve Sulak Köyleri eskiden ikisi bir köydü ve adı 'Zuğu' diye bilinirdi. Hatta kendi aralarında Zuğu Ulya, Zuğu Sufla diye ikiye ayrılırlardı. Zuğu; Hemşinde ki eski yerleşim yeri Zuğa'ya da çok yakın bir isim olmasına rağmen onunda bir türlü anlamını bulamamıştım, hep merakımda kalmıştı.

Anti parantez bir örnek vereyim, ABD uzaya ilk gittikleri zaman gördüklerini kayıt edememişler. 
Çünkü mevcut kalemlerin içinde ki mürekkep, uzayda yer çekimi olmadığı için aşağı akmamış ve gördüklerini yazamamışlar. Binlerce dolar harcamış, yer çekimi etkisi olmayan, uzaydan etkilenmeyen kalemler icat etmeğe çalışmışlar. Yeni icat ettikleri o çok pahalı kalemlerle ancak kayıt edebilmişler. SSCB uzaya gittikleri zaman bu sorunu nasıl çözüp, notlar almışlar biliyor musunuz? Çok basit. Hiç masrafsız, kurşun kalem kullanmışlar. ABD nin aklına bu basit fikir gelmemiş.

Ben de anlattığım meraklarımı gidermek için çalışmalar yaparken aynı şekilde cevabı hep uzaklarda, zor şartlarda aramışım. Sorunun cevabının çok zor olduğunu sanmışım. Benim gibi bir çokları da aynı hatayı yapmış olacaklar ki, hiç kimse bu bağı düşünüp anlayamamış, veya aklına gelmemiş ki sorun çözülsün. Bu bahsettiğim kelimelerin internette doğru dürüst bir karşılığı yok. Çıkmıyor. Ben bulamadım. Kimse de bulamaz herhalde.

Halbuki dünyada konuşulan dillerde sorunun cevabı saklıdır. Merak edilen bu yer isimleri kelimeler, Dünyada konuşulan dillerde araştırılınca, Türk Boylarının konuştuğu dillerde cevap şak diye çıkıyor ortaya. Ben araştırdım, aşağıda ki neticeleri buldum. Kesin olarak doğruluğundan da hiç bir kuşkum, şüphem yoktur.

Önce 'HEMŞİN' kelimesine bakalım. Türk Dünyası dillerinde ki Hemşin kelimelerinin karşılığı nedir? Ne demektir? Onu araştıralım;

1- HEMŞİN = HER ZAMAN; Kazak, Kırgız, Özbek, Uygur, Tacik, Türkleri dillerinde 'HEMŞİN' kelimesinin karşılığı 'HER ZAMAN' demektir. Yanı bize bir şey sorulduğu zaman nasıl ki 'HER ZAMAN' diyoruz, bu Türk devletleri insanları da 'HEMŞİN' diyorlar. 
2- HEMŞİN = HALA; Tatar Türkleri dilinde ise, 'HEMŞİN' kelimesi 'HALA' demektir.
3- HEMŞİN = AYRICA: Türkmen ve Uygur Türkleri de 'AYRICA' kelimesinin karşılığı olarak 'HEMŞİN' derler.

HEMŞİN adının anlamı ve esas cevabı, şimdi sizler bulun. Bence 1. sırada ki 'HER ZAMAN' da saklıdır. 'Biz artık her zaman burada kalacağız' anlamında 'HEMŞİN' denmiş ve yer ismi bu şekilde takılmıştır.

'ZUĞA' nın da kelime olarak işte Türk Dünyasında ki anlamları;

1- Dümdüz-Düz: Kazak, Tatar ve Tacik Türkleri. 'DÜMDÜZ veya DÜZ' yere 'ZUĞA' derler.
2- Doğruca: Tatar ve Uygur Türkleri.
3- Uzatmak: Avar, Çeçen, Çuvaş, Tatar, Kırgız ve Yakut Türkleri.
4- Hemen: Özbek ve Türkmen Türkleri.

Zuğa'nın anlamı da1. sırada ki 'DÜMDÜZ' kelimesi Kazak, Tatar, ve Tacik Türkleri tarafından kullanıldığına göre, bu isim 'Dümdüz Yer' anlamına gelen 'ZUĞA' olarak bu Türkler tarafından söylenmiş ve buraya verilmiştir.

İşte Şakir Bey'in yorumda bahsettiği ZUĞA daki düzlük yer ve  'ÇOPENDÖZ ve ÇUPENDUZ' un Türk dünyasında ki karşılığı;
Kazak, Uygur, Kırgız, Tatar ve Tacik Türklerinin dillerinde 'ÇOPENDOZ'='ÇOBAN' demektir. 
Türkler buldukları uygun yerlerde spor mahiyetinde her zaman savaş oyunları yapmışlardır ve ÇUPENDUZ de düzlük yerde oynanan bir savaş oyunudur.

Demek ki Amerikalıların Kovboyları olduğu gibi, Türklerinde eskiden aynen ona benzer ÇOPENDOZ dedikleri, bizim ÇOBAN dediğimiz kahramanları vardır. Türkler aynı zamanda doğadan ve diğer canlılardan da esinlenerek hareket etmişler, Türk Ordusunda ki düşmana karşı kapama savaş taktiği, Kurtların avlarını yakalamak için hilal ay şeklinde halka olup, av ortaya girdiği zaman halkayı kapatma suretiyle yakalama taktiklerinden alınmıştır. 

'SENOZ' Rize Çayeli de yerleşim yeri;
1- Şen özlü: 
Kazak, Kırgız Türkleri Uygur, 
2- Yaşlanmış-Özet: Türkmenler, 
3- Anlamlı: Azerice,
4- Şehvetli: Uygur, Özbek Türkleri,

Rize Fındıklı Ihlamurlu Köyü'nün eski adı 'ZUĞU' nun anlamı da Türk Boyları dilleri arasında araştırıldığında anlamları şöyledir:

1- Güneş: Kazak, Tatar ve Tacik Türkleri.
2- Kaza: Türkmence.
3- Korna: Azeri Türkleri.
4- Davul: Avar, Çeçen, Çuvaş, Tatar ve Yakut Türkleri.

Bu isim de 1. sırada 'GÜNEŞ ALAN YER' e 'ZUĞU' veya 'ZUGU' dediklerinden, Kazak, Tatar veya Tacik Türkleri tarafından bu yerlerde yaşanmış ve bu ad verilmiştir. 

Rize Fındıklı Aslandere ve Beydere Köyleri eski adları; 'ÇUKULİT ve ÇUPE' Türk Boyları arasında ki dillere göre kullanılan isimleri şöyledir:

ÇUKULİT; 
1- Serin: Kazak, Tatar, Kırgız, Çeçen ve Çuvaş Türkleri.
2- Küçük: Tacik, Özbek ve Kazak Türkleri. 
3- Saçma sapan: Uygur ve Tacik Türkleri.
ÇHUPE;
1- Şurup: Kazak, Tatar, Tacik, Özbek, Kırgız ve Türkmenler.
2- Zırva: Uygur Türkleri.
3- Öpücük: Kırgız ve Çuvaş Türkleri.
Bunlarında büyük bir ihtimalle 1. sırada ki Türkler tarafından bu isimlerin verildiği söylenebilir.

Rize Ardeşen yeni adı Yeniyol Köyü, eski adı 'OCE' nin anlamı; Türk Boyları dillerine göre hemen hemen her boyda mevcut olup anlamı 'OKYANUS' demektir.

1- Okyanus: Kazak, Tatar, Azeri, Çeçen, Tacik, Çuvaş, Kırgız ve Yakut Türkleri.
2- Ah: Özbek.
3- Ekim: Uygur ve Kazak Türkleri. 
4- Yakında: Türkmenler

Oce ismi de 1. sırada ki 'OKYANUS' tan bu Türkler tarafından verilmiştir. Çünkü Oce'nin neresinden bakarsan bak Kara Deniz ayaklarının altında Okyanus gibi serilmiştir ve bugün Turist Cenneti haline gelmiştir.

Hopa'da bulunan Hemşinli köyler; Çay Fabrikası, Güvercinlik,  Koyuncular ve Çavuşlu Köylerinin eski adlarını bilmediğim için araştırma yapamadım. Saygılarımla. 
Son güncelleme: 31.12.2024

YORUMLAR:
Şakir Aksu
Recep Bey Zuğa konusunda bir bilgi daha vermek isterim.
Hemşin ilçesinden Zuğa’ya giden yolda büyük bir düzlük vardır. Bu düzlük alanın adı ÇUPENDÜZ’dür.
Afganistan Türklerinin oynadığı bir oyun vardır. Büyükçe bir meydanın ortasına bir kazık çakılıp bu kazığa da bir buzağı veya oğlak bağlanır. Meydanın her iki başında atlı gruplar atlarını bu buzağı veya oğlağa doğru sürüp onu kendi alanlarına getirmeye çalışırlar. Avlarını birbirine kaptırmamak için mücadele ederler. Bu oyunun Afganistan’daki adı Buzkaşi’dir. Türkiye’de Kars, Erzurum, Sivas gibi illerimizde oynanır ve adı Gökbörü’dür.
İşte bu oyundaki savaşçı, yiğit at binicilerinin adı ÇOPENDOZ’dur.
Pazar sahilinden yaylalara kadar olan bölgede bu oyunun oynayabileceği tek düzlük alan ÇUPENDUZ’dur…
'ÇUPENDUZ' Kazak, Uygur, Kırgız, Tatar ve Tacik Türklerinde 'ÇOBAN' demektir.



7 Aralık 2024 Cumartesi

UYARI

 

Yüce Türk Milletine Uyarı

“Türk Milletine taaruz eden düşman, önce Türk Subayını aşağılamak, halkın gözünde küçük düşürmek ister”

Mustafa Kemal Atatürk’ün, 31 Temmuz 1920 tarihinde, Afyonkarahisar Kolordu Dairesi’nde subaylara hitaben yaptığı konuşmanın tam metni:

Efendiler!

Eski silah arkadaşlarımla böyle yakından ve samimi temasta bulunmaktan büyük vicdani zevk hissediyorum. Sizinle oturup uzun hasbıhal etmek isterdim. Fakat çoksunuz; müsait yer de yoktur. Bu sebeple hissiyatımı birkaç cümle ile mülahaza etmekle yetineceğim.

Arkadaşlar! İNGİLİZLER ve YARDIMCILARI milletimizin bağımsızlığını imhaya karar vermişlerdir. Milletler bağımsızlıklarını hiç kimsenin lütuf ve atıfetine borçlu değildir.

Hiç kimse kimseye, hiçbir millet diğer millete hürriyet ve bağımsızlık vermez.

Milletlerde tabiaten ve yaratılıştan mevcut olan bu hak, milletlerce kuvvetle, mücadele ile mahfuz bulundururlar. Kuvveti olmayan, dolayısıyla mücadele edemeyen bir millet, mahkum ve esir vaziyettedir. Böyle bir milletin bağımsızlığı gasp olunur.

Dünyada hayat için, insanca yaşamak için bağımsızlık lazımdır. Bağımsızlık sahibi olmak için kuvvet sahibi olmak ve bunun için mevcudiyetini ispat etmek icap eder.

Kuvvet ordudur. Ordunun hayat ve saadet kaynağı, bağımsızlığı takdir eden milletin, kuvvetin lüzumuna olan vicdani imanıdır.

İngilizler, milletimizi bağımsızlıktan mahrum etmek için, pek tabii olarak evvela onu ordudan mahkum etmek çarelerine giriştiler. Mütareke şartlarının tatbikatı ile silahlarımızı, cephanelerimizi, bütün müdafaa vasıtalarımızı elimizden almaya çalıştılar. Sonra kumandalarımıza ve subaylarımıza tecavüz ve taarruza başladılar. Askerlik izzetinefsini yok etmeye gayret ettiler. Ordumuzu tamamen lağvederek, milleti bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye teşebbüs ettiler. Bir taraftan da müdaafasız, ordusuz bıraktıklarını zannettikleri milletin de izzetinefsine, her türlü haklarına ve mukaddesatına taarruzla milleti alçaklığa, boyun eğmeye alıştırmak planını takip ettiler ve ediyorlar.

Herhalde ordu, düşmanlarımızın birinci taarruz hedefi oldu. Orduyu imha etmek için mutlaka subayını mahvetmek, aşağılamak lazımdır. Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta engeller ve müşkülat kalmaz.

Bu hakikat karşısında ve içinde bulunduğumuz vaziyete göre subaylar heyetimize düşen vazifenin mahiyeti, ehemmiyeti ve kıymeti kendiliğinden meydana çıkar.

Milletimiz hür ve bağımsız yaşamak lüzumuna tam bir iman ile kani olmuş ve buna kati azim ile karar vermiştir. Zaman zaman şurada burada üzüntü verici karaktersizliklerin görülmüş olması hiçbir vakit milletimizin genel kanaatine, hakiki imasına sekte vurmamıştır ve vuramayacaktır.

Dolayısıyla kuvvetin, ordunun vücudu için lazım olduğunu söylediğim kaynak -ki milettin vicdani imanıdır- mevcuttur. Ordu ise arkadaşlar, ancak subaylar heyeti sayesinde vücut bulur. Malum bir askeri hakikat, felsefi hakikattir. Ordunun ruhu subaylardadır. O halde subaylarımız, düşmanlarımız tarafından yıkılmak istenilen ordumuzu tamir edecek ve canlandıracak ve ordu ve milletimizin bağımsızlığını muhafaza edecektir.

Millet, bağımsızlığının muhafazasından ibaret olan hayati gayesinin teminini ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler. İşte subayların yüce vazifesi budur.

Allah göstermesin, milletin bağımsızlığı ihlal edilirse bunun vebali subaylara ait olacaktır. Subaylar, izah ettiğim yüce, mukaddes ve bütün açılarda üzerlerine düşen vazife itibariyle, bütün mevcudiyetleriyle ve bütün dikkat ve ferasetleriyle giriştiğimiz bağımsızlık mücadelesinde, birinci derecede faal ve fedakar olmak mecburiyetindedirler. Şahsi ve hususi hayatları itibariyle de subaylar, fedakarlar sınıflarının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler. Çünkü düşmanlarımız herkesten evvel onları öldürürler. Onları aşağılar ve hor görürler. Hayatında bir an bile subaylık yapmamış, subaylık izzetinefsini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan, hayatta iken, düşmanın tasarladığı ve reva gördüğü muamelelere katlanamaz. Onun yaşamak için bir çaresi vardır: Şerefini korumak! Halbuki düşmanlarımızın da kastettiği, o şerefi ayaklar altına almaktır.

Dolayısıyla subay için “YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” vardır. Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz. Bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız. Milletimizi daima bağımsız görmekten bahtiyar olacağız. Atatürk’ün Bütün Eserleri, 9. cilt

Bu sözleri anlamak, iyi değerlendirmek ve yorumlamak, olaylarla karşılaştırıp ders almak, yüce Türk milletinin ilk görevidir. Saygılarımla.