SAYFALAR

17 Eylül 2011 Cumartesi

GÖZÜNE DÖKECEKTİN

Bizim Fındıklı İlçesi'nin buluşma günü Perşembe günüdür. Bu güne haftası denir ve herkes veya işi olanlar İlçeye giderek satıcılar satışını, alıcılar alışını yapar işlerini görürler.
Ağustos sıcağında bir kaç hafta günü dolandırıcı Rüzgar Hüseyin parasız kalınca kiremit i iyice dövüp kül haline getirdikten sonra caminin önünde 'sinek ilacı' diye bağırarak satmağa başlar.
 Sulak Köyünden yaşlı bir kadın bu dolandırıcıya yaklaşır ve sorar:
-E. uşağum geçen hafta senden alduğum sinek ilacını ineklere vurdum hiç fayda etmedi, sinekler sığırların üstünde cirit atai.
-İlacı nasıl vurdun anacuğum? diye sorar.
-Sulandurdum ve filit ile sığrların üzerine vurdum fayda etmedi. der.
Rüzgar Hüseyin cevap verir;
-Yanlış ettin anacuğum, sen sinekleri tutup ilacı gözlerinin içine dökecektin. der.

14 Eylül 2011 Çarşamba

TEMEL'İN KULAĞI

İnşaatta çalışan Temel'in kulağı kazaen kesilir.
Ne ise kulağın kesilen parçasını yerde bulurlar ve alelacele Temel ile kulağını hastaneye yetiştirirler.
Doktor müdahale eder ve kopan kulağı tekrar yerine diker. Temel'in kulağı eskisi gibi olur.
Temel bir ayna ister  yerine dikilen kulağına bakar.
Ve hemen itiraz eder.
-Oyı...bu kulak benim değildur. Benum kulağımın arkasında kalem varıdı. Ben kendi kulağımı isteirum der.
Hala Temel'in adamları inşaatta kalemli kulak aramaktadırlar.

9 Eylül 2011 Cuma

şiir UMARIM

Her kapı çalınınca, yarım geldin, sanırım,
Çok hasret oldum sana, aşkın ile yanarım,
Mazimiz bana yetmiyor, soluk hatıraların,
Ama hala umutluyum, geleceksin umarım.

Gel beni bekletme, kork artık kaderimden,
Ömrüm senin oldu, yaş akar gözlerimden,
Ummadığım anda gel, tut artık ellerimden,
Belki de çok az kaldı, sen yoldasın umarım.

Tez gel böyle bekleme, kış ayları olmadan,
Gel de ne olursun, çok fazla geç kalmadan,
Sen beni çok beklettin, sabaha uyutmadan,
Hayalın hep yanımda, ben onunla kanarım.
Belki ben de yanında, kalbindeyim umarım.
                                        Recep Ali Öztürk