SAYFALAR

8 Kasım 2011 Salı

HANGİSİ PATLADI

Üniversite finallerinde üç öğrenci geç kaldıkları için bölüm hocası tarafından sınava sokulmazlar. Öğrenciler itiraz ederek mahkemeye verirler ve 'Üçü de aynı arabada gelirken tekerin patlaması nedeniyle geç kaldıklarını, bu nedenle sınava yetişemediklerini ,kendilerinin yeniden sınava alınarak mağduriyetlerinin giderilmesini savunurlar. O üç öğrenci davayı kazanırlar. Hoca kendilerini yazılı sınav edecek. Bulundukları sınıfta hoca diğer öğrencilere ders verirken o üç öğrenciyi sınıfın üç köşesine yüzleri köşeye dönük olarak oturtur ve soruyu sorar;
"Geçen hafta geç kaldığınız sınava gelirken otomobilinizin hangi tekeri patladı? Yazınız" Nasıl? Mahkemeyi kazandılar ama davayı kayıp ettiler değil mi?.

4 Kasım 2011 Cuma

KARABİLAL

karabilal
Alanya'nın Alaçam Köyü'nde çok ilginç bir olay yaşanır.
Bu köyde Nisan, Mayıs aylarında danaları yaylaya götürüp başı boş bırakırlar, sonbahar da hayvanlar kendileri geri evlerine döner sahiplerini bulurlarmış.
Gelip evini bulan siyah renkli bir tosun sahibi Emel Hanım tarafından başka bir köy de Ahmet'e kurbanlık satılır. Fakat Emine isimli bekar bir bayan tosunun kendine ait olduğunu iddia ederek geri almak ister.
Tosunu satın alan komşu köylü Ahmet Bey bakar ki tosunun geleceği karanlık, almaktan vaz geçer ve geri satın aldığı Emel Hanıma tosunu iade ederek işin içinden çıkar.
Emel Hanım eniştesi Turgut Beyi çağırır ve tosunu kimsesizler yurduna götürüp bağışlaması için verir.

Bu arada Emine Hanım da Jandarma Karakoluna giderek "Tosunumu Çaldılar" diye şikayette bulunur. Emel'in eniştesi Turgut Bey kamyoneti ile tosunu Alanya'ya kimsesizler yurduna getirirken yol da tosun ile birlikte yakalanır ve jandarma olaya el koyar. Hepsini Karakola getirirler.
Tosunun ve diğer adamların yakalandığını duyan Emine Hanım da Karakola gelir.
Emine Hanımın tosununun adı 'Karabilal'dir.
Emine Hanım tosunu karakolun bahçesinde görünce;
"Vay benim Karabilal im, sen soygun mu yaptın? Sen kız mı kaçırdın? Sen ırakı mı içtin? Sen karakollara niçin düştün? Vay kara talihli Karabilalim? diye karakolda öküzüne ağıtlar yakar.
Konu mahkemeye intikal ettirilir. Avukatlar tutulur.
Tosun yedi emin olarak muhtara teslim edilir. Bir veteriner tayin edilerek heyet oluşturulur.
Tosun takibe alınır.
Emine Hanım köy meydanında 'Karabilal im'diye her çağırışında tosun bakmadı diye tutanaklar tutulur. Bunlarda yetmez ve DNA tespiti istenir. Dava üç sene sürer.

Sonunda tosun Emel Hanıma ait olduğuna, yanı onun ineği doğurduğuna karar verilir ve kendisine teslim edilir. Hatta Emel Hanımın altı yaşındaki oğlu da bir konu olduğunda veya tosunu gördüğünde "Çaldığımız öküz geliyor anne" diye bahseder.
Emel Hanım teslim aldığı tosunu eniştesi Turgut Beye verir. Şu anda tosun Turgut Beydedir.
Satın almak isteyenler var fakat Turgut Bey: "Tosun hapis yatmış meşhur bir tosundur. Asla satıp kayıp etmem" diyor.

Emine Hanım ise "Herkes birlik oldu Karabilal'imi elimden aldılar. Bizi ayrı kodular, asla mücadelemi bırakmam. Karabilal lımı geri alıncaya kadar devam edeceğim." diyor.
Dava Temyiz Mahkemesinde bakalım ne olacak.

3 Kasım 2011 Perşembe

KİM BİLİR

Barut icat olduğu zamanlar kral ağaçtan bir top namlusu yaptırmış ve düşmanlarına karşı kalenin üzerinden ateş emri vermiş. Büyük bir gürültü ile patlama olmuş, ağaç namlu da paramparça olarak ateşlemeyi yapan yirmi kadar kralın askerlerini öldürmüş. Kral da "Burada yirmi kişi öldüyse kim bilir karşı tarafta düşmanlarımızdan kaç kişi öldü?" demiş.