SAYFALAR

31 Mayıs 2012 Perşembe

BİRİNCİ KAT

Temel İstanbul da bir gökdelenin 29. katından aşağı düşmüş.
Büyük bir hızla 28-27-26-25. katları geçmiş.
Tam birinci katın hızasına geldiği zaman "Ey Allahım sana şükürler olsun.
Buraya kadar bir şey olmadı sağ kaldım ya, şimdi birinci kattan düşsem de bir şey olmaz. En azından ölmem" demiş.

28 Mayıs 2012 Pazartesi

MALİYECİLER ORMANDA

Tilki ormanda nefes nefese koşuyormuş. Karşısına çıkan kaplumbağa:
-'Tilki kardeş ne bu telaş?'
-'Ormana maliyeciler gelmiş' demiş tilki. 'şimdi bir bakarlar bende kürk, hanımda kürk, çocuklar da kürk, dünyanın vergisini yazarlar...'
Bunu duyan kaplumbağa telaşla yürümeye başlamış. 
 

Onu telaşlı gören leylek:
-'Hayrola kaplumbağa kardeş ne bu telaş?' diye sormuş.
-'Maliyeciler ormanda' demiş kaplumbağa. 'Bende ev, hanımda ev, çocuklarda ev, yakalanırsak dünya vergi alırlar.'

Leylek de hemen uçuşa geçmiş. Ağaçların üzerinden maymun seslenmiş:
-'Leylek kardeş, ne iş? Bu ne acele?'
-'Vergi memurları herkese ceza yazıyormuş. Bende yazlık, hanımda yazlık, çocuklarda yazlık, vergi borcundan batarız...'

Maymun bunu duyar duymaz koşarak ağaçtan ağaca atlamaya başlamış. Biraz ilerledikten sonra durmuş. Kendi kendine:
-'İyi de ben niye kaçıyorum ki? Benim kıçım açık, hanımın kıçı açık, çocukların kıçı açık...' demiş.
 

27 Mayıs 2012 Pazar

SAVCIDAN RÜŞVET

Bir gece Adana Taş Köprü ayağında bir kişinin bıçakla öldürüldüğü Haber Merkezi tarafından anons edildi ve bizleri de olay yerine gidip olayı araştırıp sanığı yakalamamız için sevk etti. Zaten cinayet, Gasp gibi ağır suçlar bize ait, bir de polis olaylarına yanı polislerin işledikleri suçlara da biz bakıyorduk.

Olay yerine gittiğimizde Çorum lu Murat isimli bir genç cenazenin başında ağlıyordu. Ağabeyi Ceyhan Cami İmamı  Hüseyin öldürmüştü. Cenazeyi hastaneye yolladıktan sonra biz Murat'ı arabamıza alarak failin yakalanması için çalışmalar sürdürürken Haber Merkezinden bir yardımcı trafik ekibi göndermesini ve Mersin tarafına seyreden araçlar üzerinde uygulamalar yapacağımızı bildirmemiz üzerine bir trafik ekibi yolladılar. Onlar gelen bütün araçları durdurup kendi yönlerinden kontroller yaparken biz Cinayet Masası ekipleri de bu cinayetin katilini arıyorduk. Bu esnada Trafikçilerde kendi yönlerinden araçlar üzerinde kontrol yapıyor ve bazı araçlara cezalar kesip müeyyide uyguluyorlardı. O zaman en yüksek para cezası 35.00tl idi. Ayrıca 'Trafikten men cezası gibi cezalarda vardı.

O sırada yanımızda bulunan ölen kişinin kardeşi Murat'a bizim polis arkadaş Şahin bir kaç soru sorduktan sonra "Katil Murat olduğu , arazi meselesinden dolayı ağabeyini öldürdüğü anlaşıldı ve tam şahsın ifadelerini alacağımız bir sırada, Haber Merkezi bizi aradı; "Acele Merkeze gelin." dedi. Ben biraz bir pislik olduğundan şüphelendim ve merkeze gittik. Emniyet Müdürlüğü kapısında o yolda arama esnasında gördüğüm kırmızı renkli bir Reno arabanın durduğunu gördüm. Nöbetçi Amiri ve Müdürü de oradaydılar. Demek ki durum çok önemli ki hepsi toplanmışlardı. Bir de bayan ile birlikte tanımadığımız bir adam ve Adana Suçüstü Savcısı Mehmet Can da orada hepsi birlikte oturmuş çay içip bizi bekliyorlardı. Meğer o tanımadığımız adam Maraş ta savcı imiş. Özel arabası ve bayanla birlikte Mersine doğru giderken o uygulamamızda durdurulur ve Hasan Hüseyin isimli Trafik Polisi tarafından aracı incelenir. "Aracınızın şu şu noksanları var. Trafikten men edilip bir parkta bağlanması lazım. Lütfen araçtan inin" der. Adam "Memur bey, ben Maraş Savcısıyım, idare et. Yarın arabamın noksanlarını halledeyim" der. Polis Memuru da "Hayır hiç mümkünü yok. Bana 500.00tl rakı parası verirsen sana bir iyilik eder arabanı bırakırım. Yoksa arabanı bağlarım. Başka hiç ısrar etme, sayın savcım" der. Savcı bakar olacak gibi değil, üzerinde tüm 500lük varmış, gizlice seri numarasını alır ve parayı memura vererek geçer gider.

Gider fakat az ilerden geri dönerek gece saat 01.30 sıralarında Adana Suç üstü Savcısı Mehmet Can'ı yatağından kaldırır. Birlikte Haber Merkezine gelirler ve şikayetçi olur. O Trafikçiyi yakalamak için Ekibimizi Haber Merkezine çağırmışlar. Ağır suç Masası olarak bu tür suçlara da biz bakıyorduk. Konuyu anlattılar. Savcılarla birlikte uygulama yapan Trafik ekibinin yanına gittik. Adana Savcısını zaten tanıyorduk.. İkisi de indiler. Maraş Savcısı Trafik Polisini hemen tanıdı ve gösterdi. Hemen aldık ve üst araması yaptık. Savcının verdiği seri numaralı tüm 500.00tl para üzerinden yakalandı. "Trafik Polisi durun ne yapıyorsunuz?" diye bağırıyordu. Asayiş Şube de Büromuza gittik. İfadeler alındı. Trafik Polisi şöyle bir ifade verdi: "Evet bu şahsı tanıdım. Yanında birde bayan vardı. Kusurundan dolayı otosu trafikten çekilmesi gerekirdi. Maraş Savcısı olduğunu söyleyince kendisine 35.00tl ceza kestim. Bana tüm 500.00tl verdi. 35.00tl yı aldıktan sonra 465.00tl sını kendisine geri iade ettim. Ben kimseden rüşvet veya hakkım olmayan bir para almadım. İncelerseniz makbuzun sureti dip koçanda mevcuttur." dedi. İnceledik, gerçekten o plakaya 35.00tl ceza yazılmış. Savcı Bey verdiği parayı helal etti ve "Şu 500 tl yi de al meze yaparsın." dedi fakat Trafikçi almadı. Savcı davasından vaz geçti, çekip gitti.