SAYFALAR

14 Kasım 2012 Çarşamba

DELİNİN BİRİ

Delinin biri Anka Malda sinemaya gitmek için bir bilet alır.
Üç dakika sonra gelir bir tane daha alır.
Beş dakika sonra bir daha derken 8-10 defa bilet alır.
Bilet satan gişe görevlisi merak eder ve;
"Sen karaborsa bilet mi satıyorsun? Neden çok bilet alıyorsun?" diye sorar.
Deli şöyle cevap verir:
"Kapıda bir deli var, tam içeri girerken, biletlerimi alıp yırtıyor, bende yenisini almak zorunda kalıyorum." der.

ONBEŞ LİRA

İki kafadar Kayseri li, Kayseri ye bir sinema yapmışlar. En güzel filmleri oynattıkları halde hiç kimse seyretmeğe gelmemişler. Malum para vermek istemiyorlarmış.
Adamlar iflasın eşiğinde iken akıllarına iyi bir fikir gelmiş. Hemen her tarafa ilan yapıştırmışlar. 'Cumartesi günü 21 matinesi herkese bedava dır.' 
Herkes hücum etmişler. Koltuklar ve aralar bile dolmuş. Her taraf ful, millet ayakta filimi seyretmişler.
Filim bitmiş dışarı çıkacaklar, bakmışlar ki bütün kapılar kapalı. Tek bir kapı açık ve üzerinde 'ÇIKIŞLAR 15.00TL DİR' diye yazıyormuş.

13 Kasım 2012 Salı

MARKO PAŞA

Hanı derler ya "Derdini Marko Paşa'ya anlat" Marko Paşa Sakız adasında doğmuş 1800 lü yıllarda Osmanlı tebaasında yaşamış ve üst düzey mevkilerde görev yapmış bir Rum hekimdir. Saray baş hekimliği ve Askeri Tıbbiye başkanlığı filan da yapmış.
Saray içinde ve dışında bir çok entrikalar çevirdiği, hatta Sultan Aziz'in öldürülmesinde bile rol aldığı söylenir. 'Derdini Marko Paşa'ya anlat' deyimi; sorunlara çözüm bulduğu için değil, sorunları daha problemli, içinden çıkılmaz hale getirdiği için kullanılırmış.

İlk bakışta Marko Paşa dertlere çare buluyormuş gibi bilinir. Halbuki öyle değil. Sorunu olan kişiler Marko Paşa'ya gider sorunlarını anlatırlarmış. Marko Paşa sorunlarını dinledikten sonra "Anlaşıldı, fakat sen ne demek istiyorsun?" dermiş.

Sorunu kişiye defalarca anlattırdıktan sonra, sorun sahibini bezdirip, şikayetlerinden vaz geçirtirmiş. Basit sorunları bile çözmez, her sorunu içinden çıkılmaz bir hale getirirmiş.

Düşünün; olayı veya sorunu anlatıyorsun, O sana "Anlaşıldı fakat sen ne demek istiyorsun." deyip, aynı şeyi defalarca sana anlattırıyor. Ne demek istediğimi veya ne yapacağımı bilsem zaten sana gelip sormam değil mi?

Hala görev yapan böyle insanlar yok mu? Tonlarca. Türkiye de sürülerce var. Hem de hep kilit yerlerde çalışırlar. Onlar için vatandaş üçüncü sırada gelir. Birinci görev; eziyet ve işkence ile vatandaşı bezdirip devlete karşı kışkırtmak, ikinci görev; vatandaşın ışı için, rüşvet alarak zengin olmaktır. Onlar için devlet dairelerinde yapılacak başka hiç bir görev yoktur. Menfaatsiz hiç bir iş yapılmaz.

Tıpkı Marko Paşa gibi. Ve biliniz ki Osmanlı da böyle Paşalardan bir sürü var, yeri geldiği zaman bahsedeceğiz. Çünkü çok önemlidir. İşte Osmanlı'yı böyle paşalar yıktılar. Böyle adamlar Osmanlı da üst düzey mevkilerde bulunmuş ve Meclisi Ayan da bile çalışmışlar.