SAYFALAR

14 Temmuz 2015 Salı

ELUNİ ÇARPMA DA

Temel ile Dursun Londra'da bir akşam U2'nin konserine gitmişler.
Konser başlamış.
Millet coşkuyla şarkılar söylüyorlar, bizimkiler de ara sıra becerebildikleri kadar katılıp eşlik ediyorlar.
Şarkıcı Bono birden müziği kesip iki elini birbirine vurarak ses çıkarıyor.
Herkes sessiz ve şaşkın.
İki üç saniye sonra bir daha vurup şaklatıyor.
Bir daha.
Sonra,"Niye böyle yapıyorum biliyor musunuz?" diye kalabalığa soruyor.
On binlerce kişide çıt yok.
Bono, sorusuna kendisi cevap veriyor.
"Afrika açlık çekiyor. Ben elimi her çarptığımda oralarda bir çocuk açlıktan ölüp gidiyor." diyor. Konseri dinleyen insanlar şaşkın, şoklanmış gibi şarkıcı Bono'ya bakarlarken, o sessizliğin içinden birden Temel'in sesi sıyrılıp yükseliyor;
"E uşağum, o zaman sen da eluni çarpma da."

13 Temmuz 2015 Pazartesi

FARK YOK

Patronun biri bir gün şoförüne sorar.
- Söyle bakalım şoför, eşek ile şoför arasında ne fark var?
Şoför düşünür:
- Bilemedim efendim.
Patron:
- Bilemeyecek ne var? Eşeğe 'çüş' dersin durur, şoföre 'dur' dersin durur.

Şoförün zoruna gider ama bir şey de diyemez. Aradan zaman geçer. Patronun iyi bir zamanına denk getirir ve
- Efendim bir soru sorabilir miyim?
Patron da;
- Sor bakalım. der.
-Efendim, patronla eşeğin arasındaki fark nedir?
Patron düşünür:
- Bilmiyorum sen söyle. der
Şoför:
- Valla bende bilmiyorum, galiba fark yok efendim. der

10 Temmuz 2015 Cuma

EŞEK OKUR MU

(resim İngiltere'den)
Bir gün Timur'a dalkavuklarından biri bir eşek hediye eder.
Başka dalkavukları da;
"Hükümdarım bu eşek çok cins bir eşektir. Eğer iyi bir hoca tutulursa okumağı da öğrenir." derler. İyi bir hoca ararken de Nasrettin Hocayı önerirler.
Timur eşeği zorla Nasrettin Hocaya teslim eder ve
"Bu hayvana okumağı öğreteceksin." der.
Hocanın işi zor fakat aradan bir zaman geçtikten sonra herkese eşeğin okuduğunu bildirir.
 Timur ve dalkavukları toplanarak eşeğin kitap okuduğunu bir gurup halk topluluğu ile yakından görmek isterler.
Hoca eşeği aç olarak sarayın bahçesine getirir ve önüne yere bir kitap koyar. Kitaba da eşeğin seveceği otlardan sürer.
Kitabı gören eşek aç olduğu için yenecek bir şey sanar ve yanına gider. Sevdiği otların kokusunu da alınca çenesi ile bütün sayfalarını çevirir, karıştırır ve sonrada ard arda başlar anırmağa.
Timur Nasrettin Hocaya bakarak "Hanı eşek okuyamadı." der.
Nasrettin Hoca "Hükümdarım, eşek okudu ve anladığını bize anırarak anlattı fakat, söylediklerini ancak onun dilini bilenler anlar." der.