SAYFALAR

11 Aralık 2015 Cuma

BABA VANGA

O bir kehanetçi kadın. Dünyanın ve insanların geleceği hakkında birçok konuda inanılmaz tahminlerde bulunmuş. Her tahmini yerine gelmiş, mücize bir kahinci. Esas ismi Vangeliya Gustherova olan Baba Vanga, 31 Ocak 1911'de Osmanlı toprakları olan Makedonya Ustrumca Strumitza köyünde dünyaya gelmiş. 1996 yılında ölmüş.

Doğduğu Köyde yaşarken 16 yaşlarında genç bir kız olunca kasırga sırasında yıldırım çarpması sonucu uzaklara atılır. Görme yeteneğini kaybeder ve Baba Vanga adını alan bu kadın, o tarihten sonra kehanetlerde bulunarak, uluslararası üne kavuşur.

İkinci Dünya Savaşı'nın sonucundan Gandi'nin ölümüne, 11 Eylül saldırılarından Obama'nın ABD Başkanı olacağına, eski komünist diktatör Todor Jivkov, Bulgaristan'da 1989 yılında devrilen çok sayıda devlet adamı hakkında pek çok söylediği gerçekleşmiş. İkinci dünya savaşı sırasında Nazi lideri Adolf Hitler tarafından bizzat ziyaret edilmiş. Rus gizli servisi KGB'nin bile tavsiyeler aldığı Baba Vanga, 84 yaşında ölmüş ve söyledikleri kehanetlerin hepsi Bulgar hükümeti tarafından kaleme alınarak saklanmış.

İşte Baba Vanga'nın kayıtlara geçmiş, 2016 ve sonra ki yıllara ait bazı kehanetleri:
1- 2016 Avrupa'nın nüfusu azalacak.
2- 2018 Dünyanın yeni hakimi Çin olacak.

3- 2028 Yeni bir enerji çeşidi geliştirilecek. Yavaş yavaş açlığın önüne geçilecek. İçinde insan bulunan bir uzay gemisi Venüs'e yollanacak
4- 2033 Kutuptaki buzullar eridikçe yerkürenin su seviyesi artacak.
5- 2043 Müslüman bir devlet Avrupa'ya hükmedecek.
6- 2046 Hastalanan ve iş göremez olan her organın yerine yenisi yapılacak.
7- 2076 Bütün dünyada sınıfsız bir komünizm sistemi yerleşecek.
8- 2088  Hastalıklar birkaç saniyede tedavi edilecek.

9- 2097  Kimse yaşlanmayacak.
10- 2100 İnsan yapımı yapay bir güneş Dünya'nın karanlık yüzünü aydınlatmada kullanılacak.
11- 2111 İnsanlar robota dönüşecek.


12- 2123 Küçük ülkeler arası savaşlar olacak. Büyük ülkeler tüm bunların dışında kalacak.
13- 2164 Hayvanlar yarı insan haline dönüşecek.
14- 2167 Yeni bir din gelecek.
15- 2170 Büyük bir kuraklık yaşanacak.
16- 2196 Asya ve Avrupa ırkları tamamen birbirine karışacak.

17- 2201 Güneş'teki termonükleer reaksiyonların yavaşlaması sonucu hava sıcaklığı düşecek.
18- 2221 İnsanlar dünya dışı yaşam arayışında korkunç bir şeyle karşılaşacaklar.

19- 2256 Bir uzay gemisi Dünya'ya yeni bir hastalık getirecek.

20- 2304 Ay'ın tüm sırları çözülecek.
21- 3797 yılı Dünyanın sonu gelecek. İnsanoğlu başka bir gezegene göçecek ve yeni bir hayat başlayacak.










2 Kasım 2015 Pazartesi

KOLLUK TEŞKİLATI

Geçen sefer "Polis teşkilatı sahipsiz bir teşkilattır." dedik. Her teşkilatın mutlaka bir sahibi vardır. Yanı başlarına bir şey gelince onları savunan mutlaka birileri çıkar. Emniyet teşkilatında ise 'SORUŞTURMANIN SELAMETİ BAKIMINDAN' seni açığa alırlar ve unuturlar, aylarca hiç bir Allahın kulu seni hatırlamaz.

Eski polisler bu durumu bizlere daha iyi anlatabilmek için bir hikaye uydurmuşlar veya gerçek olmuş bilmiyorum. Ta Osmanlı döneminde her teşkilat kurulurken ulemalar toplanmış duasını yapmış hatta o teşkilat için dua edip mevlut okutmuşlar, kurban kesmişler. Tam Kolluk Zabıtasının duası yapılıp mevlut okutulacağı zaman çok büyük bir olay olmuş. Olaya müdahale etmek için herkes töreni bırakıp gitmiş ve polis teşkilatı duasız kurulmuş. İşte onun için derler ki "Bir polis mesleğe pamuk ipliği ile bağlıdır. " İstedikleri zaman seni tayın eder hatta her türlü iftira atarak harcayıp açığa alırlar veya cezaevine atarlar.

Daha önce anlatmıştım. Bazı kurnaz suçlular nezarette veya yakaladığın zaman üzerlerinde, dilinin arasında veya saçlarının arasında sakladıkları jiletin yarım parçası ile kendilerini kollarından veya boyunlarından keserler. Yahut hırsızlık yaptıkları sırada vatandaş yakalar, kolunu bacağını kırarlar. Polis gider kurtarır. Getirip tedavi ettirdikleri halde salıverildikleri veya cezaevine atıldıkları zaman, bir dilekçe ile Cumhuriyet Savcılığına baş vururlar "Beni falan Komiserin emriyle falan falan polisler dövdü, kesti, bu hale getirdiler." der ve gider birde doktordan rapor alır. Ondan sonra ayıkla pirincin taşını.

Şahsen ben bu durumdan kurtulmak için suçluya davasından vaz geçsin diye cezaevine giderek yalvarıp rüşvet verdiğim de oldu. Şimdi ki kanunlara göre suçlu davasından vaz geçse de, dava kamu davası olarak devam ediyor ve polis mutlaka ceza alıyor. Hem de vatandaş olsan sadece Adli yönden yargılanır ceza alırsın. Polis olursan hem Adli hem de İdari yönden iki defa yargılanıp ceza alırsın. Kolluk Kuvvetlerinin eli kolu bağlanmış öyle göstermelik görev yaparlar. Sanki bu devlet için değil de suçlular için çalışıyorlar. Düşünün bir devlet var ama kendini koruyamıyor. Allah aşkına dünyanın neresinde başka böyle bir devlet var?        

30 Ekim 2015 Cuma

şiir KALKMAYACAK MISIN

Hep merakla bekledik, hele şu gün gelsin diye,
Sana bayramlık çok yakışır, giymeyecek misin?
Hayalını çok kurardık, bizim de bir olsun diye,
İşte her şeyimiz oldu, artık bakmayacak mısın?

Sana toplamıştım bahçeden, mor menekşeleri,
Hiç beğenmem demiştin, başka yerdeki gülleri,
Saçlarına takıyorum, beyaz hanımeli çiçekleri,
Aynanın karşısında durup, bakmayacak misin?

Hayalını kurardık, düşünemezdik kötü şeyleri,
İyiye yoralım ki derdin, başımıza gelsin iyileri,
Aç gözlerini de bir bak, anlamalısın her şeyleri,
Bir sesini ver ne olursun, konuşmayacak mısın?

Yeni urubalar giymişsin, galiba sen gidiyorsun,
Sevenlerin baş ucunda, hiç birine bakmıyorsun,
Son defa gözlerini aç ki, böyle hoş olmuyorsun,
Cümle alem merakta, artık kalkmayacak mısın?
                                     Yazan: Recep Ali Öztürk