İŞARET

Temel ile Dursun bir kayık kiralayıp balık avlamaya çıkarlar. Biraz dolaşıp uğraştıktan sonra bir kayık dolusu balık tutarlar. Temel ile Dursun’un keyifleri yerine gelir.
Temel Dursun’a:
-Ula Tursun haburiya bi işaret kuyalum ki yarun burayi bulmamuz kolay olsun. der
Sahile dönerler, kayıktan inerken Temel Dursun’a gene sorar:
-Ula Tursun işaret koymayi unutmadun değil mi?
Dursun:
-Ula hiç unutur miyum, işaret tamam...
-Nasi işaret koydun?
Dursun:
-Bağa soracağuna kayuğun ucina bak... Çarpi koydum.
Temel sinirlenir:
-Ula sen salak misun o işareti denize yapacağidun kayuğa değil... Ayni kayuğu başkasi kiralarsa gitti baluklar...

UZUN SÜRER

Temel ile Dursun parasızlıktan ne yapacaklarını şaşırmışlardır.
Sonunda Dursun Temel'e:
- Ula Temel haçan biz neden panka soymayıruz? Kisa yoldan köşeyi döneruz.
Temel:
- Ula hakkattende cüzel fiçir.
Bunlar planlarını yaparlar. Artık her şey hazırdır. 

Bankayı soyarlar eve gelirler.
Dursun:
- Ula Temel sayalum mi ne kadar para var?
Temel paralara şöyle bir bakar ki çok para var, en az 3 günlerini alacak;
- Ula Tursun bu kadar parayi saymak uzun sürer. Yarın ki gazeteleri bekleyelim. Orada yazar ne kadar para olduğunu daa. der

.

DÖRT DUA

Dursun Temel'e sormuş:
- Ula uşağum Temel, sen kaç tane dua biliysun?
Temel:
- Dört tane dua piliyrum, demiş.
Dursun:
- Hanci duaları pilisun? demiş.
Temel:
- Üç İhlas, bir Fatiha'yi piliyrum daaa.