SAYFALAR

2 Şubat 2017 Perşembe

NANKÖR ARMEN GARO

1896 Osmanlı Bankası Baskını 

Armen Garo'nun Anıları

Armen Garo

BELGE YAYINLARI
https://www.kitapyurdu.com/kitap/osmanli-bankasi..
www.agos.com.tr/tr/yazi/115/1896-osmanli-bankasi-baskini

Armen Garo kod adlı, Kaçatur Pastırmacıyan'ın Torunu Karekin Pastırmacıyan, 1896’nın 14 Ağustos ayında Galata’daki ünlü Osmanlı Bankası’nı ateşli silahlar ve bombalar taşıyan yoldaşlarıyla birlikte bastığında, bütün İstanbul hiç alışılmamış bir eylemle çalkalanacaktı. Bugünün Bankalar Caddesi, bomba ve silah sesleriyle birbirine girecek, bankayı ele geçirenlerle kuşatanlar arasındaki çatışma gün boyu sürecek, yüzlerce kayıp verilecekti. Eylemcilerin beklentisi, Avrupa devletlerinin Sultan Abdülhamit’in despotik rejiminin Doğu Anadolu da ki güya Ermeni köylülerine yönelik, zulmüne dikkat çekmekti.

Ermeni Devrimci Federasyonu’nun aktif bir lideri, 1908 ila 1914 yılları arasında Osmanlı Meclisinde mebus, 1920’de bağımsızlığı tanınan Ermenistan Cumhuriyeti’nin Birleşik Devletler’deki ilk ve tek Büyükelçisi olan Armen Karo takma adlı Dr. Karekin Pastırmacıyan’ın anıları yakın tarih(imiz)e biraz daha ışık tutuyor.

Şimdi sizlere çok basit bir örnek vereyim:

Televizyonlar güya aydınlarımızla programlar yapıp Çanakkale, Gelibolu ve Kurtuluş savaşımızı anlatırlar. Kahramanlıklarımızdan bahsederler. Hepsi iyi güzel de. Osmanlı İmparatorluğu bu hale nasıl gelmiş. Durup dururken birden halkına işkenceler etmiş ve ta Avusturalya’dan, bütün dünya devletlerinden askerler gelerek halkı kurtarmak için Osmanlı topraklarını işgal etmek mi istemişler? Dünya devletleri topraklarımızı niçin işgal etmek istemişler? Bilen var mı?

Hanı ahkam kesen Türk aydınları bu durumu araştırıp belgelerle kaynak teşkil edecek bir tek eser yazmışlar mı? ‘Kardeş Çocuklar Cemiyeti’ o zamanlar faaliyet gösteren bu cemiyeti bilen su yüzüne çıkaran bir tek Türk aydın veya eser var mı? Hepsi araştırmacı yazar vs. sadece yemek için, vatana millete faydaları yok. İşte bu Cemiyet küçük çocukları kaçırır, Osmanlı’ya düşman olarak eğitir, devletin yıkılması için şimdi ki Fetullah Gülen’in adamları gibi kullanırlardı.

Soykırımı diyorlar; Ermenilerin Erzurum’da Türk halkını camilere doldurup toplu halde yaktıkları gerçeklerini anlatan bir tek belge araştırılıp yazılmış mı? Yok. Gene bu hususta Ermeni kitapları var. Doğrusunu yazan Ermeni Papaz Gevond Turyan’ı yine Ermeni militanlar katletmiştir.

Yukarıya bir belge kopyalayıp yapıştırdım. Bu belgeye dikkatle okuyun. Güya Osmanlı Ermenilere baskı uyguladığı için bu soygun girişimini yapmış. Dedesi Kaçatur Pastırmacıyan da Osmanlı döneminde çetecilik yapıp Erzurum dolaylarında halkı camilere doldurup yakarken Erzincanlı Teşkilatı Mahsusa Kahramanı Brastikli Aziz Ağa tarafından adamlarının arasında tek kurşunla vurularak masum halk onunun zulmünden kurtarılmıştır. Daha sonra da torunu Karekin Pastırmacıyan aynı zulmü yapmıştır. Halbuki açın tarihi bakın o zamanlar Osmanlı da ki bütün üst düzey paşalar Ermenidirler. Elimizde o tarihte soygunu yapan adam Karekin Pastırmacıyan'ın anılarını yazdığı kitaptan başka belge yok. Yanı araştırma yapan kimse yok. Ki o soygunda sadece 128 tane Osmanlı askerleri ölmüştür. O zamanlar doğru dürüst nüfus kayıtları olmadığından ölen sivillerin sayısı belli değildir. Ve bu soygunu yapan kişi bu kadar adam ölmesine rağmen af edilmiş ve Osmanlının Meclis-i Mebusan’ında mebusluk yapmıştır.

Daha sonra ABD de Elçilik yaptığı söylenir. Kitabında bahsettiğine göre; güya Osmanlı Ermenilere baskı uyguluyormuş ta dikkat çekmek için bu soygunu yapmış. Bak şimdi ben bir şey demeyeceğim, siz bu adama ne dersiniz? Veya buna inanan ahmaklara ne dersiniz? Kendisi soygun yapıp bu kadar kişiyi öldürmesine rağmen af etmişler. Millet vekili olmuş dört yıl mecliste kalmış. Osmanlıdan maaş almış. Ve yine o zamanlar Osmanlı İmparatorluğunun üst düzey bütün paşaları Ermeni oldukları halde Beyefendi Ermenilere baskı yapıldığından bahsetmiş.

İşte aydınlarımızın bunları araştırıp delillendirmeleri gerekir. En azından bunlarla ilgili programlar yapıp halkımıza gerçekleri anlatmalıdırlar ki yarın öbür su gün yine bunlar sokağa çıkıp ‘Baskı yapılan halkı faşistlerden kurtaracağız.’ Dedikleri zaman taraftar bulamasınlar. Türk milleti gerçeği öğrensin ve uyansınlar ki düşmanları tarafından kandırılarak yem olmasınlar.

Osmanlı İmparatorluğu, Armen Garo ve Armen Garo gibiler tarafından yıkılmıştır. Onlar oynanan oyunların figuranlarıdır ve usanmadan aynı oyunu unutturup unutturup sahneye koyuyorlar.

https://www.kitapyurdu.com/kitap/osmanli-bankasi...
https://de.wikipedia.org/wiki/Karekin_Pastermadjian
https://military.wikia.org/wiki/Armen_Garo

31 Ocak 2017 Salı

ONU DA SEN ANLA

Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdili kıyafet Başveziri ile dolaşıp halkı denetlemeğe çıkar. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görürler. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyor bir taraftan da ellerine üfleyip ısıtmağa çalışıyor.


Padişah ve Başvezir ihtiyara yaklaşıp selamlamış:
"Selamunaleykum ey Pir'i Fani."
Adam cevap vermiş;
"Aleykumselam ey Serdar'i Cihan."
Padişah sormuş:
"Altılar da ne yaptın?"
Adam cevap vermiş;
"Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor."
Padişah gene sormuş:
"Geceleri kalkmadın mı?"
"Kalktık. Lakin, ellere yaradı."
Padişah gülmüş:
"Bir kaz göndersem yolar mısın?"
"Hem de ciyak ciyak bağırtmadan..." gibi bir konuşma geçmiş ihtiyar adam ile Padişah arasında.

Padişah ve baş vezir adamın yanından ayrıldıktan sonra Baş Vezir Padişah a sormuş:
"Padişahım o ihtiyar ile ne konuştunuz?"
Padişah cevap vermiş;
"Ne konuştuğumuzu anlamadın mı?"
Başvezir
"Hayır padişahım." demiş.
Padişah öfkelenmiş:
"Sabaha kadar ne konuştuğumuzu anlayıp bana anlatmazsan kelleni alırım." demiş.

Korkuya kapılan Başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına o adamın yanına koşmuş.

Bakmış adam hala orada çalışıyor, adama sormuş:
"Sen padişahı, Serdar-ı Cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu."
Adam, Başveziri şöyle bir süzmüş:
"Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver yüz altın söyleyim." demiş.
Başvezir, yüz altın vermiş.
Adam;
"Ben dericiyim, Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi. Ondan anladım." demiş.
Vezir kafasını kaşımış.
"Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor dedin; o ne demek?"
Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.
Ve;
"Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü çalışıyorsun, demek istedi. Ben de, yalnızca altı ay yazın çalışırsak aç kalıyoruz. Dedim." der.
Vezir yine sormuş:
"Peki geceleri kalkmadın mı? diye sordu, o ne demek?"
Adam bir yüz altın daha almış.
"Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim..."
Vezir gene kafasını sallamış ve .
Bir de "Kaz göndersem onu da yolar mısın?" dedi, ne demek istedi.."
Adam gülmüş ve;
"Onu da sen anla! Artık" der.

30 Ocak 2017 Pazartesi

DELİLER ÇOĞALIR

Elazığ tımarhanesinden on sekiz lokomotif delisi kapıyı kırarak kaçarlar. Başhekim durumu Valiye bildirmeden halletmek ister. 

Bir hafta geçer, bir türlü delileri toparlayamaz. 

Sonunda aklına bir fikir gelir:

Başına tanınmayacağı gibi bir fes takar ve diğer doktor arkadaşlarıyla birlikte omuzlarını tutarlar ve caddenin başından lokomotif gibi "KÜFF, KÜFF, FÜFF" diye bağırarak koşmağa başlarlar.
 
Caddenin öbür başına gidene kadar kaçan delilerden sonra kırk bir deli daha arkalarına takılır ve hastaneye gelirler.