SAYFALAR

11 Ağustos 2023 Cuma

TUNUS

Gerçek ve örnek İSLAM Ülkesi.. "TUNUS"

BU ÜLKEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?

1- Halkı yüzde yüz Müslüman dır.

2- Cumhurbaşkanını halk, başbakanı parlamento seçiyor.

3- Nüfusu 9 milyon. Ülkede 35 üniversite, 80 kolej var. Her branşta eğitim veriyorlar. İlkokul birinci sınıftan, master veya doktoraya kadar tüm eğitim ücretsiz.

4- Aile planlaması yasası, 1956 yılında hazırlanmış. Bu yasa gereğince her aile 3'ten fazla çocuk yapamıyor.

5- Resmi nikah, tek geçerli aile sistemi. İmam nikahlı ikinci eş yasalarla yasaklanmış.

6- Ülke, çevre değerlerini kabul ettiğinden her yer tertemiz. Çünkü çevreyi kirletenler hapis cezası ile cezalandırılıyor.

7- 800 gr ekmeğin fiyatı 30 kuruş, Bir kg dana bifteği 13 TL.

8- Bu ziraat ülkesinin ihracat malları zeytinyağı, tahıllar, portakal, limon, ton balığı.

9- İthalat çok yüksek vergilere tabi.

10- Türban resmi daireler ve eğitim kurumlarında yasak ancak sosyal yaşamda serbest.

11- Yılda bir kez ağaç festivali düzenleniyor. Festival sırasında herkes bir ağaç dikiyor.

12- Yılda bir kez dağa tırmanma festivali düzenleniyor. Her ülkeden bu ülkedeki boynuz dağına tırmanmak için turistler akın ediyor.

13- Ülkede 60 milyon zeytin, 3.5 milyon portakal ve 800 bin adet limon ağacı var.

14- Din ve devlet işleri tamamen birbirinden ayrı. Tam bir laiklik abidesi.

15- Başkentin ana caddesinde kocaman posterde, bir kadın, polisin 3 çocuklu bir hanımı trafikte yönlendirişi resmedilmiş.

16- Bu posterin altında şöyle yazıyor: ''Ülkemizdeki iş kadınları, sokak düzenimizi sağlamakta baş etkendir."

17- Her öğrencinin birinci lisanı Arapça, ikinci lisanı Fransızca. Bunun haricinde, isteyenlere 5 yıl İngilizce eğitimi veriliyor.

18- Ülkenin dış borç gibi bir derdi yok.

19- Her taraf çiçek, çimen ve ağaçlarla süslenmiş. Bunları koparan, yolan, sertifikasız ağaç budayan herkese hapis cezası veriliyor.

20- Sokaklarda gezen bir tek başıboş kedi veya köpek yok.

21- Bir şoförün aylığı 400 dolar. Bunun dörtte yada beşte birini kiraya veriyor. Kalanı ile kimseye muhtaç olmadan yaşayabiliyor ve para biriktirebiliyor.

22- Emeklilik yaşı 60 olarak belirlenmiş. Her vatandaş vergisini vermekle gurur duyuyor.

23- Elli - altmış bin kişilik üstü kapalı futbol stadyumları var.

24- Devlette hortumculuk şimdiye kadar hiç duyulmamış ve görülmemiş.

25- İthalattan çok yerli üretime önem veriliyor.

26- Kentlerdeki duvarlarda sanatçıların yaptığı, bizde bazı çevrelerin ''müstehcen'' bulma ihtimali olan kadın resimleri yer alıyor.

27- Art deko tarzı süslü mimariyi yansıtan eski binalar çok iyi korunmuş durumda.

28- Siyasette 4 parti var. Bu yıl yapılacak başkanlık seçimine 2 aday katılacak. Hükümette 24 bakan var.

29- Halk sürekli çalışıyor ve üretiyor. Lüks ve ihtiras peşinde olan yok. Kazanç ''eşitlikçi'' bir biçimde paylaşılıyor. Bu yaşamlarından belli oluyor.

30 -Bu ülkede ezan okunurken mutlaka durup dinlersiniz. Zira hiçbir minarede sonuna kadar açılmış, yarısı da patlak hoparlörler yoktur. Müezzin şerefeye kadar zahmet edip çıkar ve oradan okur. Ve gerçekten çok güzel okur, herkes de onu dinler.

31-Kadınlar yasalar önünde gerçekten birinci sınıf vatandaştır. Mirasta kız çocukları daha önde tutulur. Kadın istemediği sürece boşanmak çok zordur. Ve en çarpıcı fark ta şudur: Bir kadına arabanızla çarpıp yaralarsanız, alacağınız ceza, erkeği yaraladığınız zaman alacağınız cezadan yaklaşık yüzde elli daha fazladır.

32-Çöldeki bedevi bile ana dili gibi bir yabancı dil konuşur.

33-Kanun ve kurallara uyulur: çölde LandRover la bizi safariye götüren şoför, dümdüz ve kaymak gibi bir asfalt yolda günlerce, saatte 60 km. hızın üstüne çıkmayarak beni deli etmişti.

34-Ne tarihi dokuları, ne de cennet gibi bir doğaları var. Aslında, yılan, akrep ve çölden başka hiçbir şeyleri yok. Ama Şubat'ta da Mayıs ta da, Eylülde de, Kasımda da, her taraf turistle doludur.

35-Etrafta bir tane bile maganda göremezsiniz.

36-Zeytin ağacı ve zeytin üretimi neredeyse bizim kadardır.

37-Ülke büyüklüğü bizimkinin BEŞTE BİRİ. Nüfus ta yaklaşık SEKİZDE BİRİ kadardır.

Bu ülkenin adı TUNUS!

Hani Müslüman ülkelerden örnek aranıyor ya? Türkiye, Mısır falan deniyor ya?

Neden kimsenin aklına 'TUNUS' gelmiyor.

O Tunus'un efsanevi  kurucu lideri Habib Burgiba ise tam bir Mustafa Kemal ATATÜRK hayranıdır ve ülkeyi şekillendirirken Atatürk’ün fikirlerini esas aldığını defalarca beyan ettiğini bilir misiniz? Veya hiç bir İslam Ülkesinin Tunus'u örnek aldığını duyar mısınız? Veya kısaca Tunus'u hatırlayan arada bir bahseden İslam Ülkesi duydunuz mu?

Ey Tunus halkı biz sahip çıkıp koruyamadık, bu değerlerimiz yavaş yavaş yok olmağa doğru yaklaşmaktadır. Aman ha, göreyim sizi değerlerinize iyi sahip çıkınız!  ALINTI



6 Ağustos 2023 Pazar

ADAMA GÖRE


Hikaye bu ya; Padişahın biri, bir imamla bir Bektaşi dedesini huzura kabul buyurmuş ve onları sorgudan geçirmiş.

Önce imama;

-İmam efendi, içki var mı ?
-Haşa sultanım !
-Kumar var mı ?
-Sümme haşa sultanım !
-Kadın kız ayakları var mı ?
-Elfi elfi haşa sultanım !

Padişah kuşağından bir altın çıkarıp imama hediye etmiş.

Sonra dönmüş alevi dedesine;
-Erenler içki var mı ?
-Akşamdaaaan akşama sultanım !
-Kumar var mı ?
-Arada sırada oynarız sultanım !
-Kadın kız ayakları var mı ?
-Eh işte, o da oluyor bazen sultanım !

Padişah kuşağından bir kese altın çıkarıp dedeye hediye ediyor.

Bunu gören imam padişaha çok içerliyor fakat bir şey de diyemeyip,  soruyor;
-Sultanım bu nasıl bir iştir !
-Ben içki içmem, kumar oynamam, harama uçkur çözmem...
-Bana bir altın verdiniz, bütün bu süfli işleri yapan dedeye bir kese altın verdiniz.
-Ben bundan bir şey anlamadım ! deyince imam.

Padişah :
-İmam efendi senin hiçbir masrafın yok. Ama dedenin masrafları çok. Onun için ona fazla verdim. der.

Eee..... Emekliye seyyanen zamma gerek yok, yüzde yirmi beşlik zam bile çok fazladır.
Bu kesimin et, süt, yumurta yeme.....
Arabaya binme, tatile gitme......
Otellerde konaklama,
Eğlenlenmeye, dinlenmeye.....
Yeni kıyafetler almaya, ailece lokantaya gitmeye, kitap dergi alma, vb gibi hiçbir masrafı yok.

Padişahım çok yaşa... 

21 Temmuz 2023 Cuma

İBRETLİK OLAY

Mahkeme salonunda savcı iddanameyi okuyordu;

“Sayın hakim, kitap kırmızı kapakla çıkmıştır ve adı "Sınıf"tır. Bu nedenle TCK’nın 216. madde sine göre, yani “halkın; din, dil, ırk, mezhep, sosyal sınıf veya bölge farklılığı açısından farklı özelliklere sahip bir kısmını, diğer bir kısmı aleyhine kin ve düşmanlığa ittiği gerekçesiyle suçludur. Gereğinin yapılmasını arz ederim."

Adam şaşkınlıkla etrafına baktı. Her şey ona şaka gibi geliyordu. Bir şiir kitabı için miydi tüm bunlar?

Bu mahkeme, bu savcı, yanında kendisini savunmak için duran avukat, hakimin önündeki yazman..

Öğretmendi, yıllarını okuldaki öğrencilerine vermişti. ”Çocuklarım” diyordu onlara..

Kitabında da çocuklarını anlatmıştı zaten.

O halde neydi suç olan? Neden buradaydı?

Savcı devam ediyordu.

"ama kitap kırmızı, üstelik adı da Sınıf.”

Şiirlerinden kesik kesik mısralar geldi adamın aklına…

“yoklama defterinden öğrenmedim sizi, benim haylaz çocuklarım! “İsterken adam olmanızı çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun palto, ayakkabı yüzünden, kiminiz limon satar, Balıkpazarı’nda kiminiz Tahtakale’de çaycılık eder.”

Buydu söyledikleri sadece..

Bu nedenle bu kitap toplatılmış ve yasaklanmıştı.

Yasaklanmıştı kitap, kapağını rengi kırmızı, adı da Sınıf’tı.

Beyninde zonklamaya devam ediyordu, yasaklanan kitabındaki şiirler..

“Benim bilgili, becerikli çocuğum, kalktığın zaman tahtaya yüzünün kızarması neden?

Ayağında sağlamca bir papuç sırtında bir ceket yok diye mi?

Ne var bunda sıkılacak, utanmak bize düşer çocuğum!”

Birden herkes ayağa kalktı. Hakim kararı açıklıyordu.

Hayatında ilk kez tutuklanıyordu Rıfat Ilgaz. 6 ay hapiste yattığı halde 6 aydan fazla yatmış gibi gösterilip öğretmenlikten de atıldı.

Yılmadı, onlara güzel bir dünya kurabilmek için yazmaya devam etti.

Tutuklandı yine, işkenceye maruz kaldı, hatta yetmiş yaşında kendi köyünün halkı içinde gözleri bağlanarak elleri kelepçeli gözaltına bile alındı.

Bu adam kim mi?

Bu adam; sizin romanlarını okuduğunuz, tiyatro ve filmlerini izlediğiniz "Hababam Sınıfı"nın yazarı Rıfat Ilgaz'dır.

Onun yazdıklarına hep güldünüz. Şimdi bu okuduklarınıza da gülebilirsiniz.

Gülün doğal olarak ama, halk için bu değerli insanı Rıfat Ilgaz gibi değerlerimizi unutmayın Unutturmayın!

Rıfat Ilgaz, tam adıyla Mehmet Rıfat Ilgaz, 8 Mayıs 1911 Cide, Kastamonu, 7 Temmuz 1993 te İstanbul da öldü. Türk şair, romancı, öykü ve tiyatro yazarı. Takma adı Stepne

Biz Türkler çok okumadığımız için, onu özellikle Hababam Sınıfı romanıyla, romandan sinemaya uyarlandığı için filmleriyle tanıdık. Türkiye'nin en çalkantılı siyasi dönemlerinde devam ettiği dergiciliği, onun adliye koridorlarında ve hapishanelerde zaman geçirmesine neden oldu. Oldukça üretken olan şiir, mizah, öykü, roman ve çocuk kitaplarında birçok farklı eserler verdi. Bir zamanlar toplatılan Karartma Geceleri eseri 2004 yılında 100 Temel Eser listesine girdi. Yazarın eserleri günümüzde bile Çınar Yayınları'nda çıkmaktadır.

Ana hatlarıyla hayatı

1944'ün Ocak ayında yayınladığı Sınıf kitabıyla adliyeler ve hapishaneyle tanışmış oldu. Bir süre saklanan Ilgaz, 24 Mayıs 1944'te Birinci Şubeye teslim oldu. 6 ay cezaya çarptırılan yazar, hapishaneden çıktığında hem öğrenciliğini hem de öğretmenliğini kaybetmişti. Sağlığı da oldukça bozulan Ilgaz, Heybeliada Sanatoryum Hastanesine yattı. 1946 yılında öğretmenliğe kısa bir süreliğine dönse de, sonunda 1947'de temelli olarak bu şansı de kaybetti. Bununla birlikte sanatoryuma yatabilme hakkını da kaybetmiş oluyordu.

Sizlere onun eserlerinden bahsetmeyeceğim. Bahsetsem de zaten sayfalara sığdıramam. Onun sadece mücadeleci ruhunu anlatmağa çalıştım. Saygılar sunarım. (Bilgiler internetten alıntı.)