SAYFALAR

4 Kasım 2013 Pazartesi

ÇEKTİRME AV


Av yasağı kalkar kalkmaz sanki avcıymışım gibi Rize'ye gittim. Beni motorla denize açıldırdılar. Sağ olsun Bacanağım Yüksel Varlı bacanak olmasak ta birbirimizi tanısak yine böyle sever miydik? Hep düşünüp durmuşumdur. Rize ye gittiğim zaman uğramadan geçmek olmaz. Her uğrayışımda da bir sürprizi ile karşılaşırım. Bu sefer ki sürprizi pek ender sürprizlerdendi. 

Kendisi Allah şifalar versin, biraz rahatsız olduğundan küçük oğlu Bülent ve Baldızım Gülten ile balık avlamak için denize açıldık. Öğleden sonra karanlık olana kadar Karadenizin o azgın dalgaları arasında balık tuttuk. Benim hanımı deniz tuttuğu için gelemedi. Biz tehlikeli şartlarda azgın dalgalar arasında dümen çevirdik ve balıklar yakaladık, daha da yakalamağa çalıştık. 

Amatör işi genelde misina ile iki türlü balık tutulur. Bir kayıkla hareket ederken çoklu olta denize atılır ve bir taraftan ilerlerken suyun içindeki oltalara balıklar takılır. Bunun adı biz kullandığımız usul 'Çektirme av' dır. Genelde palamut avlanır. Biz 8-10 tane tuttuk. İkinci usul Çaparı dedikleri usuldür. Bu da kayık denizde dururken, yanı durmaz da, beşik gibi sallanırken ucunda çok oltalar olan misina suya atılır. Bu şekilde de çinekop, istavrit ve sargan yakalanır. Biz bu usulle çok az yakaladık. Siz 'bulamayız' diye merak etmeyin. Sizler yakalamak isterseniz bu şekilde hazırlanmış oltalar hazır satılmaktadır. 

Bu görmüş olduğunuz tam doğal Karadenizin yarı azgın halinde ki kendisidir. Daha sinirlenmemiş fakat sinirlenmek üzeredir. Bütününü kayıt edemedim fakat bir kaçını cep telefonum ile kayıt ettim. Herkesin aynı duyguları yaşamasını isterim. Hele denizin dibi görünmezken, deniz ile kendi aranda bir santimetrelik bir tahta parçası olması insana daha çok endişe veriyor. Beşik gibi sallanan motor, içindekileri dışarı atacakmış gibi oluyor. Eh boşuna dememişler "Kumarcının parası pul, denizcinin karısı dul." diye  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder