SAYFALAR

29 Kasım 2013 Cuma

TUZAĞA DÜŞMEYİN

Dün sabah telefondan aradılar:
-Burası…sigortalar kurumu. Hasan Kendigelen ile mi görüşüyoruz?
-Evet.
-Size vereceğim bilgiler doğru ise lütfen onaylayınız.
Adresimi, doğum tarihimi, anne adı, baba adı, ev tlf. numaramı, medeni halimi, emekli olduğumu ve (en önemlisi) kimlik numaramı söylediler. Doğru olduğu için ben de EVET cevabını verdim.
-Şu anda kullandığınız kredi kartı x bankasına ait.
-(O da doğru) Evet de bütün bunları niçin soruyorsunuz?
-Bakın, siz de anladınız ki bütün doğru bilgileriniz bizde var. Biz bunları size ait bir poliçeden okuyoruz. Üç yıl önce, iki yıllık bir kaza sigortası yaptırmışsınız. Binlercesinde olduğu gibi; İlk yılı kampanya imiş. İkinci yılın primini ödememişsiniz. Tutarı 600,00tl kadar. Kredi kartınızın her iki yüzünde ki numarasını lütfen verir misiniz? Tahsil edeceğiz.
-Siz banka hesap numaranızı verin.
-Beyefendi biz gereksiz komisyon vermemek için banka ile çalışmıyoruz. Ayrıca bankaya öderseniz ceza olarak, faiz ödemek mecburiyetinde kalırsınız. Bize öderseniz faiz almıyoruz.
-Peki. Bu defa benim size bir sorum olacak: Emekli olduğumu söylediniz. Nereden emekli olduğumu biliyor musunuz?
-Hayır.
-Ben emekli Cumhuriyet Savcısıyım. Bana tam olarak unvan ve açık adresinizi veriniz.
-Neden?
-Bulunduğunuz yerin emniyet müdürüne telefon açıyorum. Dolandırıcılık Masasından bir ekibi adresinize yollatacağım. Bilgileriniz doğru ise, o zaman adresinize havale çıkartırım.
Telefon kapandı. Ekrana çıkan telefon numarasını araştırdım. Tahminim gibi “Kayıt Yok” Kaza sigortası, poliçe falan da yok. Tamamen uydurma. Buradan anlıyoruz ki, gizli kalması gereken bütün kişisel bilgilerimiz maalesef ortalarda dolaşıyor. Bu görüşmeyi teferruatıyla anlatmamın ve burada paylaşmamın sebebi ise şu: Sizeler de böyle bir şey ile karşılaşabilirsiniz. O zaman bir savcı mı, hâkim mi, emniyet müdürü mü olursunuz? Hazırlıklı bulununuz. PAYLAŞALIM HERKES OKUSUN, BU TUZAĞA DÜŞMESİN KİMSE.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder