SAYFALAR

3 Kasım 2014 Pazartesi

MAZERET

1992 yılı Ankara Asayiş Şube Cinayet Masası Nöbetçi Amirliğinde Nöbetçi Amiriyim. Amir arkadaşlara hafta da bir böyle nöbet gelir ve orada görevli üç polis memuru ile birlikte yirmi dört saat nöbet tutarlardı. Böylece bizim sorumluluğumuzda telefon ve telsizlerden aldığımız ihbarlara ekip sevk edip olaylara anında müdahale edilmesini sağlardık. Büyük olaylar olduğu zamanda Vali ve Bakanların bile geldikleri, hatta hiç olay olmasa da savcı, hakim ve tüm üst düzey yöneticilerin de çay içmeğe gelip günlerini burada geçirdikleri oluyordu.

Yerimiz Asayiş Şube oto garajının üstünde giriş kapısı kalın sağlam çelikten yapılmış, aynı zamanda içerisi Cinayet Masasının nezarethanesi olarak kullanılıyordu. Cinayet Büro Amiri, Asayiş Şube Müdürü, Müdür Yardımcıları, hatta Baş Müdür bile canları sıkıldığı zaman aşağı iner, burada çay filan içerler zaman geçirirlerdi. Sol tarafta suçluların kaldığı nezarethanemiz ve tam ön tarafta oturma yerimiz vardı. Her zaman suçlular bulunur giren çıkanı da çok olurdu.

O sağlam çelik kapıyı açmak için kilit sistemi de vardı fakat açıp kapamak zaman aldığından, veya sık sık açılıp kapandığından genelde özel yapılmış kapı kolu ile açar kapar sonrada kolu üzerinden çıkarıp nöbetçi memuru üzerine alırdı. Zile basıldığı zaman ortada ki küçük pencereyi açar, dışarı bakar, içeri alınacak adamsa içeri alınır yoksa alınmaz dı.

Ne aksilikse ben Nöbetçi Amiri olduğum zaman bütün nöbetçi memurların sağda solda işleri olur izin isterler, bende kimsenin gönlünü kırmaz herkese izin verirdim. Yine iki memurum izin istedi ve ben de izin verdim tek memurla kaldım. Hem telsizler hem de telefonlara cevap veriyor, aksatmadan görevi sürdürüyorduk. Yanımda ki Polis Memuru Sefer'ın çocuğuna Demetevler de araba çarpmış haberini aldık. Çocuğunun durumunu görmesi için Nöbetçi Amirliğin arabası ile Sefer'i çocuğun kaldırıldığı hastaneye yolladım ve ben içerde yalnız kaldım. Bu görevi tek başına sürdürmek biraz zor ve sakıncalı oluyor. Hem telefonlar hem telsizler bir iki de olay olursa altından kalkılmaz. Onun için bir ekip çağırarak o ekipte ki polis memurlarından birini geçici olarak yanıma almak istedim. Beş dakika kadar sonra çağırdığım ekip geldi fakat tüm aramalarıma rağmen kapı kolunu bulup kapıyı açıp ekibi içeri alamadım.

Son izin verdiğim Polis Memuru Sefer'e anons ederek telefon açmasını istedim. Sefer telefon açtı. Nöbetçi Amirliği kapı açma kolunun nerede olduğunu sordum. Yanında götürdüğünü söyledi. Derhal Kısma geri gelmesini istedim. On beş dakika sonra Sefer geldi. Neden kapı kolunu yanında götürdüğünü sordum.
Verdiği cevap: "Komiserim çok gelen giden olur, yerinden kalkar, oturur yorulursun, rahatsız olmayasın diye götürdüm." dedi. Akıllı memurun cevabı böyle. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder