SAYFALAR

4 Kasım 2014 Salı

PROSEDÜR

Eskiden hırsızlık olaylarında halk yanlış bilgiye sahip ve polisin günahını alırdı. Eğer polis kendi hırsız değil ise ne bilsin hırsız kimdir. Hele bu zamanda herkes hırsız iken. 

Sabıkalı olanlar zaman zaman taranarak sorguya alınır fakat pek bir şey çıkmaz. Suç üstü, parmak izi veya mal satarken yakalanan hırsızlar sorguya alınır yalvararak, kandırarak bazen de döverek yaptığı hırsızlıklar söylettirilirdi.

Muhtelif tarihlerde yaptığı hırsızlıklar not alınır. Tek tek adreslere gidilerek teyit ettirilirdi. Bölge karakollarından o tarihte ki hırsızlık müracaatları çıkarttırılır. Hatta ev sahibi 'polis hırsızı yakalayamaz' diye düşünüp müracaat etmemiş olsa bile hırsızın belirttiği adrese gidilir ve o eski hırsızlık olayı için yeniden tutanaklar tutularak işlemler yapılır vatandaşın mağduriyeti giderilirdi. 

Hırsızlık olan evlerde ev sahibinin huzurunda tutanaklar tutulur. Hırsızın söyledikleri ile ev sahibinin müracaatında ki kayıp mallar karşılaştırılır. Tek tek çalınan mallar satıldıkları yerlerden temin edilerek ziynet ve diğer eşyalar müştekiye teslim edilir. Bulunamayan eşyalar ve çalınıp harcanan  para ifadelerle delil lendirilerek Adliyeye intikal ettirilirdi. 

Her olay için ayrı dava açılır. Hırsızlık şekline göre hırsız her davadan ayrı ayrı cezalar alırdı. Şimdi ise duyduğuma göre bu işlemlerin hiç biri yapılmıyormuş. İfadeler alınıp tez elden Adli mercilere gönderiliyormuş ve hırsız "Hatırlamıyorum" diyor, çaldığı mallar yanına kar kalıyormuş. 

Ee o zaman tabii ki hırsızlık ve gasp olayları artacak ve namuslu vatandaş huzursuz olacak. Devlette zararı ödemeyeceğine göre hırsız kârli, namuslu vatandaş mağdur olacak. Herkes hırsız olmak için teşvik edilmiş olacak. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder