SAYFALAR

4 Ekim 2011 Salı

KİM AKSIRDI

Çok gaddar bir diktatör varmış, askeri birliklerini teftiş ederken aralardan bir yerden bir aksırık sesi gelmiş. Diktatör hemen sormuş "Kim aksırdı?" Korkudan kimsede ses yok. Hemen emir vermiş:
-Birinci sıra beş adım ileri marş. Hepsi ileri tabi.
-İkinci sıra birinci sırayı nişan al. Ateş. Birinci sıranın hepsi yerde. Diktatör tekrar sorar "Kim aksırdı?" yine kimsede ses yok. Yine emir verir:
-İkinci sıra beş adım ileri marş. Hepsi ileri.
-Üçüncü sıra ikinci sırayı nişan al. Ateş. İkinci sırada yerde. Tekrar sorar "Kim aksırdı?"
Orta sıralardan benzi beti soluk bir asker "Ben aksırabildim Kralım" der ve titreyerek ileri çıkar. Diktatör o askere;
-Çok yaşa evladım, çok yaşa, der ve teftişine devam eder.

NAÇİZANE

Ne iyi-ne kötü? Kim iyi kim kötü? Bilen var mı? Misal bir topluma girersin orada on kişi vardır. Sende katılırsın aralarına. İçlerinde iki tane hırsız varsa, hırsızlık konusu konuşulur.
Onlar konuyu ele alırlar, birisi çalmağı met eder, diğeri de onu destekler. Dürüst olanlar da ses çıkarmazlar kabullenmiş olurlar.
Veya polissin bir hırsızı yakalarsın, her şeyi ile ispatlı adam hırsızdır. Sonra seni mahkemeye verir, ceza alırsın veya posteki sayarsın.
Mesela fuhuş yapan bir kadına 'genel kadın dersen' suç işlersin. Şikayetçi olursa ceza alırsın. Kadını fuhuşa zorlayan veya yaptıranlara 'pezevenk' dersen suç, ceza alırsın.
Toplumda konuşurlarken bu şahısların hepsi 'namustan, şereften' bahsederler, çok iyi insan olduklarını söylerler. Kendinden şüphe edersin, ikimizden birimiz kötü, fakat ben mi o mu dersin? Peki bunları toplumda nasıl çağıracağız? İyi hangisi-kötü hangisi? Nasıl anlayacağız? Anlayan varsa anlatsın bizde anlayalım. Hiç başınıza böyle şeyler gelmedi mi yoksa? Nasıl bir adam olalım şimdi?

NAL

Eskiden bizim oralarda araba yolu yokken çarşıya pazara yaya gidilir gelinir ve buda yaklaşık olarak iki saatten fazla zaman alırmış.
Atı veya katırı olan biraz zenginler at ile patika yolda kolaydan gider gelirlermiş.
Köylünün biri bir sabah pazara giderken yolda bir at nalı bulmuş. Yaya gidip gelmekten o kadar bıkmış usanmış ki hemen bu at nalını alıp cebine koymuş ve akşam eve gelirken onu da beraberinde evine getirip hanımına vermiş ve;
"Bak hanım, yolda bir at nalı buldum. Al bu nalı sakla. Üç tane daha nal bulup bir de at alacağım. Sabahları binip çarşıya gideceğim. Akşamları da binip çarşıdan eve geleceğim." demiş.
Hanımı da:
"He herif, sen ki eve gelirsin, bende biner babamın evine giderim." demiş. Fakaaat vay anasını "Yorgun ata binilir mi? Sen atı mı çatlatacaksın. Be hanım?" der ve hanımına bir araba sopa atar.