1998 Ankara Ahlak Büro Amirliği, daha Kısım Amiri olmadan evvel
her yerde duyuyordum. Ankara da kumar, bar, pavyon ve gayri meşrü alemi dur
durak bilmiyor. Bir gecede aileler bölünüyor. Yuvalar yıkılıyordu. Önce büyük
kumarlar oynatan yerleri bir bir tespit ettim. Bu yerlerden bir tanesi de Kızılay
Akayı Caddesinde yukarı doğru çıkarken sol tarafta üçüncü katta bulunan, dernek
adı altında bir batakhane idi. Bu yer sanki bu iş için özel yapılmış bir yerdi.
Buralarda kumar yakalamak çok zordur. Çünkü her tarafta gözetleme
yerleri ve erketeleri vardır. Zaten balkonda oturan erkete görmeden buraya
yaklaşmak imkansız gibi bir şeydi. Ahlak Polisinin arabalarını ve memurların da
bir çoğunu tanırlar, zaten memurların benden başkası bu adamlarla içli
dişliydiler. Daha caddenin başına gittiğimiz zaman erkete bizi görür ve içeri
haber verirdi. Biz içeri girdiğimiz zaman gecenin o saatlerinde sanki hayır
kurumları imiş gibi herkes oturmuş önünde gazete okurlardı. Kumar oynandığına
dair hiçbir emare bulunmazdı. Biz dışarı çıkar çıkmaz hemen masalarda kumarı
kurarlar ve çeşitli hilelerle birbirlerinin paralarını alırlardı. Bazıları da
kayıp ettikçe yüklü miktarda senetler imzalatıp, borç batağına düşürülür ve
çeşitli tehdit ve şantajlarla tekrar kumar oynamağa mecbur bırakılır, yuvaları
yıkılırdı.
Yıl başı gecesi saat 02.00 sıralarında bu derneğe normal bir
şekilde giderek arabaları aşağıda park ettikten sonra iki ekiple bu derneğe girdik.
Kalabalık bir topluluk oturmuş gazete okuyorlardı. Hatta biz içeri girmemize
rağmen başlarını kaldırıp bize bile bakmıyorlardı. Burası normal bir apartıman
dairesi olduğu için, birkaç oda ve banyo tuvaletten ibaret normal bir oturma
yeriydi. İçeride bulunan 40-50 kişinin hepsini salona topladım. Güya kimlik
kontrolü yaptım. Bu sırada güvendiğim Polis Memurlarından Şeref’e banyoda
saklanıp bizimle birlikte dışarı çıkmamasını ve içeride kalarak kumar yakalama
görevini verdim.Orada saklanacak bir yerde yoktu fakat "Kendine bir yer
yap saklan veyahut ta seni zaten tanımazlar, içerisi kalabalık. Görseler de
müşteri bilirler. Sen burada dur." dedim. O banyoya doğru
gitti ve içeride zaten loş olan banyo ışıklarının altında bir köşede
durdu. Ben herkesin kimliklerini kontrol ettikten sonra memurlarımla birlikte kulupten
çıkıp gittim. İçeride bir memur bıraktığımı hiç kimse şüphelenemedi ve
anlayamadılar.
Bir saat kadar sonra Memurum Şeref el telsizi ile aradı ve haber
verdi. “İş tamam gelin.” dedi. Zaten oraya yakın yerlerde bulunduğumuzdan hemen intikal ettik .
Şeref banyoda saklandığı müddetçe az karanlık olduğundan veya orada
bulunanların kumar sıkıntıları olduğundan hiç görünmemiş. Banyoda ki klozet
tuvaleti kullandıklarından salonda bulunanların hepsi gelmiş gitmiş fakat kimse
kendisini fark edememiş. Şeref işini sağlam tutmak için duvarda el kurulamak
için klozetin üstünde asılı duran büyükçe havluyu eline alarak açmış. Ucundan
önüne tutarak kendisine siper edince, tuvalet ihtiyaçları için gelenlerin hepsi
ihtiyaçtan sonra memurun açarak önüne tuttuğu havlu ile ellerini kurulamasına rağmen
yine de memuru fark edememişler. E tabı kumar oynayan adam sıkıntılı olur. O
zarları veya kağıtları, verdiği paraları düşündüğü için memuru görse de uyanamamıştır.
Şeref saklandığı yerden duyuyormuş. Başka yerlere de telefon açarak "Ahlak
Amiri geldi ve gitti. Çabuk kumar oynamağa gelin" diyorlar ve diğer
kumarcıları da davet ediyorlarmış. Birkaç masa kumar kurmuşlar ve tüm hızıyla
devam ediyor.
Banyodan olup bitenleri izlediği için hemen çıkarak
oynadıkları kumar oyununa ve paralara el koymuş ve bizleri çağırmıştı. Hatırımda
tam kalmadı fakat orada da marklı, dolarlı bayağı çok bir kumar parası
yakalamıştık. Ayrıca birkaç kişi de daha önceden suç işleyip ceza aldıklarından
infazları bulunduğu için yakalandılar. Haklarında işlem yapıp geçici bir süre
için bu derneği kapattık.