SAYFALAR

4 Mart 2014 Salı

TEŞKİLATI MAHSUSA ÖRGÜTÜ

Teşkilatı Mahsusanın İlk başkanı Süleyman Askeri, İkinci Başkanı Ali Başhampa, son başkanı Hüsamettin Ertürk'tür. Teşkilat ın kurulmasında Kuşcubaşı Eşref'in çok büyük emekleri geçmiştir. 

Teşkilat-ı Mahsusa ismini öneren Veteriner Rasim Bey, Kuşçubaşı Eşref'in de katıldığı bir toplantıda: "Bu hareket, kendisine has bir teşkilata dayanıyor. Gayesi kadar, ona katılabilmenin şartları da belirli vasıflar ister. Öyle ki başka düşünce ve fikirde olanların bu düzen içinde barınabilmeleri imkansızdır. Bu lalettayin bir hürriyet mücadelesi de değildir. En tehlikeli sahalarda ve anlarda icap eden tedbirleri kendi şuuru ile benimseyen, mutlak müsavatın hakim olduğu, politikadan uzak bir vatan hareketidir. Bence ona en uygun isim Teşkilat-ı Mahsusa'dır" diyordu. 

Teşkilat kısa sürede benimsendi. Cemal Kutay'ın "Lavrense Karşı Kuşcubaşı" adlı kitabına göre Şam'da kolağası olan Mustafa Kemal'in, Kuşcubaşı Selim Sami'yi Teşkilat yapmak için İzmir'e gönderirken, yazdığı tavsiye mektubunda "Bizim Teşkilat-ı Mahsusa için.." diye yazıyordu. Eşref Bey’e göre; Musevi Prof. Avram Galanti, Rum doktor İstalyanos ve Ermeni Keseryan Efendi nin de teşkilatla ilişkileri olduğu söylenir.

Osmanlı Devleti artık çökmek üzeredir, Padişah ilişkiler bozulmasın diye hala Avrupa Ülkelerinin dayatmalarını yerine getirmektedir. 

Ülkenin ulusal güvenliği tehlikeye düştüğü ve kurtuluştan ümit kesildiği zaman, vatanına ve milletine kendini feda eden bir gurup fedai topluluğudur. 

Teşkilatı Mahsusa İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesinden Enver Paşa tarafından kurulmuştur ve kendisine bağlıdır. Hangi şartlarda olursa olsun, hiç bir yerden emir beklemeden, vatanın kurtarılması ve korunması için ne gerekiyorsa onu yapacaklardır. Aslında bu teşkilat biraz geç kalınarak kurulmuştur. Ondan sonrada maksadından hiç sapmadan her tarafta faaliyet göstermişler. Canları pahasına biz değerini bilmezlere bu ülkeyi bırakmışlardır. Kurtuluş savaşında sadece Türkler değil, Libyalılar, Araplar, Afganlar, Türkmenler, Hintliler ve daha başka başka Irklar dünyanın her tarafından gelerek bizim ülkemizi savunmuşlar. 

Teşkilatı Mahsusa nın tam kuruluş tarihi bilinmemekle 1911 de Enver Paşa'ya bağlı olarak kendisi tarafından kurulduğu bilinir. Böyle bir teşkilatı kurarak hainlerin emellerini engelledikleri için 'Asi veya Vatan haini' ilan edilmişlerdir. Ey hak bu topraklarda hep düşmanın dedikleri mi olacak? Şimdilerde de en ufak bir şüphelenseler yok 'kontur gerilla', yok 'derin devlet' diyerek devleti suçlarlar ve meydanın tamamen kendilerine kalmasını sağlarlar. Padişahlarımız Devletin Bekası için kardeşlerini, evlatlarını cellatlara boğdurup birlik ve beraberlik için her şeylerinden vaz geçmediler mi? Eee derin devlet bir kaç tane soysuz çapulcuyu yok etse kötü mü olur? 

İşte o çapulcular bu ülkeyi uçuruma götürmektedir. Ülkenin geleceğini tehlikeye sokanlar besleniyorlar, hem de en iyi bir şekilde. Kanunlar her şey onlardan yana. 

Yakın tarihimize imzalarını atmış subaylar ve bir çok sivil gönüllü fedai kişi bu teşkilata üyedir. Üye sayısının Kurtuluş Savaşına doğru 30.000 kişiyi geçtiği söylenir. 

Devletten ve hiç bir yerden maddi veya manevi hiç bir yardım almadan, bugünkü Türkiye yi çeşitli zorluklarla kurmuşlardır. Meşhur 'İpek Mendil Harekatı'nı yapan subaylar da bunlardır. Bütün Osmanlı ve Türk dünyaları ile irtibatlar kurularak o zaman ki şartlarda çalışmalar yapmışlardır. Başaramadıkları bir iş yoktur. Kayıp etme veya başarısızlık gururlarına dokunur ve intihar edenler bile olurmuştur. (Süleyman Askeri) 

Bu teşkilata girmek kolay değildi. Bir kişi teklif edildi mi, o kişi incelenir, alınmasına karar verildiği zaman, gözleri bağlanarak bilinmeyen merkeze götürülür. Orada özel giyinmiş beş maskeli kişi tarafından "Vatana hizmet etmesini öğren. Görevli olduğunu hissettiğin işte, kimseye sormadan, emir almadan çalış, gereğini yap. Ödül beklemeden hizmet et." denir ve Sonra Kur-an, bayrak, tabanca ve bıçak üzerine el bastırılarak yemin ettirilirdi. "Verilen görevler yerine getirilmezse, cemiyetin sırları ifşa edilirse, en küçük bir ihanette Cemiyetin yüksek makamlarınca ölüme kadar uzanan cezalar verilecektir. Hem de en küçük bir haksızlığa meydan verilmeden. Bunları kabul ediyor musun?" diye sorulur ve üye olurlar, aralarında şefkat ve sorumluluklar başlardı. Kendilerine bir numara, iki de tabanca verilirdi. Numara ismi yerine geçer bir görev verileceği zaman bu numara ile irtibat kurulur. Tabancalardan büyüğü savaşmak için, küçüğü intihar için kullanılırdı. Tekrar gözleri bağlanarak uzaklaştırılır. Teşkilatı Mahsusa nın üyesi olurlardı ve tam bir hücre teşkilatı olarak çalışırlardı.
Mustafa Kemal

 Teşkilatı Mahsusa nın tarihe yön veren üyelerinden bazıları; ( Tam olmamakla birlikte isim listesi ABD li istihbaratçı Philip Stoddart ın Teşkilatı Mahsusa adlı eserinde vardır.) Bu kuruluşun arşivi bulunamamış. İttihat ve Terakki Cemiyeti Üyeleri 1918 de yurt dışına kaçarlarken imha ettikleri söylenir.
1) Enver Paşa, (Vatan için dağa çıkmış. Sonraları Atatürk le ters düşmüş. Rusya da Basmacı İsyanı sırasında Ruslar tarafından öldürüldü.)
2) Mustafa Kemal T. C. yı kurmuştur.
3) Dr Bahattin Şakir Brastikli (Kuruculardan ve siyasi bölüm şefi)
4) Eşref Sencer Kuşçubaşı Bey
5) Yakup Cemil Bey (Vatan için göz kırpmadan adam öldüren fedai. Vatana ihanetten kurşuna dizildi.)
6) Ali Fuat Cebesoy
7) Kazim Karabekir Paşa (Atatürk e destek vermiş, sonraları suikast ten tutuklanmış, beraat etmiş, 84 kişilik muhalifler ile devamlı takip edilmiş.)
8) Atif Kamçıl (Mülazim Atif) ( Müşir Şemsi Paşa yı öldürür)
9) Ali Fethi Okyar
10) Süleyman Askeri Bir yenilgi üzerine intihar etmiştir
11) Rauf Orbay
12) Kol Ağası Trabzonlu Rıza
13) Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı Şairi 
14) Hatıp Ömer Naci Bey
15)Yenibahçeli Şükrü (Atatürk'e suikastten kardeşi Nail idam edilmiş kendi beraat etmiş.)
16) Kara Kemal (İzmir de Atatürk'e başarısız suikastta idam edildi.)
17) Celal Bayar.
18) İpsiz Recep
19) Ahmet Esat Bey (İngiliz Kemal) Bilinen en meşhur Türk casusu. Kara Kemal ve Dramalı Rıza dan gerilla dersleri aldı. Defalarca İngiliz ve Yunanlılara yakalandı. Her seferinde kaçarak kurtuldu. Türkiye de öldü.
20) Resneli Niyazi (Ahmet Niyazi Bey, Vatan için bir gurup mahiyetiyle dağa çıkar. Kendisini yakalamak isteyen iki zabit komutanı öldürmüş. Dağda bulduğu geyik yavrusu kendisini çok sever yanında büyür ve hiç ayrılmaz. Balkanlar düşman eline geçince vatan haini koruması tarafından İstanbula gelirken şehit edilir.29 Nisan 1913

İngilizlerin Basra'yı ele geçirmesi üzerine, Teşkilatı Mahsusa liderlerinden Süleyman Askeri, kendi imkanları ile, Kürt ve Arap aşiretlerinden derlediği bir çeteyle İngilizlere karşı vur kaç saldırıları düzenlemiş, petrol tesislerini yakmış ve çok ağır kayıplar verdirmiştir. Bu teşkilat üyeleri tamamen kendi çapaları ile mücadele vermişlerdir. 

Teşkilata katılmış Kürt ve Ermeniler de vardır. Bazıları Saidi Nursi (Said Okur) un teşkilata katıldığını söyler. Tamamen maksatlı söylenmiş veya katılmışsa maksatlı katılmıştır. Saidi Nursi Kürtçüdür ve bu teşkilatın kapısından bile geçememiştir. 

1918 yılında teşkilat lağvedilmiş fakat yok edilememiş, bütün üyeleri Kuva-yi Milliye ve Müdafaa-i Hukuk e geçmişler. Bütün belgeleri yok edilmiştir. Sayıları 30 bin kişiyi aşkındır. Trabzon da ilk defa 1914 te Trabzonlu Rıza ile Yenibahçeli Nail Teşkilatı Mahsusa yı örgütlemişlerdir. 

Teşkilatı Mahsusa hiç bir zaman istihbarat örgütü, gizli servis veya ajanlar topluluğu değildir. Onlar yıkılmakta olan bir vatanın kurtarılması, hallolması gereken bir davanın halledilmesi için, daha doğrusu son bir ümitle çare bulmak için güç ve yeteneklerini birleştiren idealist kişiler topluluğudur. Osmanlı topraklarının her köşesinde, her tarafta örgütlenmiş ve görev yapmışlardır. 

Çoğu zaman bütün ihtiyaçlarını kendi imkanları ile sağlarlar. Teşkilatın içinde çeşitli etnik kökenlere sahip kişilerin bulunduğu gibi aydın, şeyh ve din adamları da vardır. Mehmet Akif Ersoy, Ziya Gökalp, Ömer Naci, Ömer Seyfettin, Dürzi Prens Emir Şekip Aslan, Mısırlı Şeyh Abdülaziz Çaviş, Tunuslu Şeyh Salih Şerifet Tunusi, Libyalı Şeyh Ahmet es Sunusi, Hintli Muhammed Bereketullah Efendi, Ebul Kelam Azad, Pakistan Devlet Başkanı Muhammed Ali, Kardeşi Şevket Ali, İbnur Reşid, Şeyh Mehdi ve daha birçok kişi teşkilat ile yakın ilişki içindeydiler. 

Kuşçubaşı Eşref Bey Teşkilatı Mahsusa'cıları şöyle anlatır: "Birer eski tüfekti bu adamlar kendilerini vazifeye, vatan hizmetine adamış, ucuz kahramanlıklara, süslü lakırdılara ve sahte tavırlara yüz vermeyen; samimi gerçek vatan severlerdi. Onların vatan severliği derin ve içten yaşanan bir duyguydu. Kaybedecek hiç bir şeyimiz yoktu. Etrafımızda ki dünya yıkılıp gitmeden, hiç olmazsa bir kaç tane daha küçük zafer elde edebiliriz diye düşünüyorduk. Bazılarının şapkalarında 'Vatan fedaisi' yazıyordu."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder