SAYFALAR

30 Ocak 2022 Pazar

ŞAMANİZM VE TÜRKLER

Türklerin İslamiyet öncesi dinleri bugün Tengrizm diye bilinen Şamanizm'dir. Şamanizm'den İslamiyete geçişi yüzyıllar öncesine dayansa da, hala daha Türkler de Şamanizm'den kalan birçok adet, inanç ve gelenekler vardır. Bu nedenle gelenek ve göreneklerin temelinde Şaman dininin büyük ölçüde etkisi olduğu görülür.

İşte onlardan birkaçı;

DİLEK DİLEME
Çaput bağlama olarakta bilinir. Kuzey ve Orta Asya uluslaranın eski dinleri olan Şsmsnizme mahsus önemli unsurlardan biridir. Şamanist Türklerin inanışlarına göre her dağın, her kutlu pınarın, göl ve ırmakların, kutlu ağaç ve kayaların "İZİ" dedikleri sahipleri vardır. Çağdaş Altaylı Şamanistlerin inandıkları "İZİ"ler, Göktürklerin bıraktıkları yazıtlarda "YER-SU" ile ifade edilmiştir. İşte onların gönlünü etmek için dilek tutarak kayalara ve ağaçlara çaput bağlanır ve uğur getireceğine inanılır.

DİLEK TUTMA
Eski Türkler doğada bazı gizli kuvvetlerin varlığına inanmışlar ve geleceği hep merak etmişlerdir. Tabiat güçlerine itikad, hemen hemen bütün halk dinlerinde mevcuttur. Çevrede bulunan dağ, deniz, ırmak, ateş, fırtına, gök gürültüsü, ay, güneş, yıldızlar gibi tabiat şekillerine ve olaylarına karşı hayret ve korkuyla karışık bir saygı hissi eskiden beri mevcuttur. Hatta çocuklara bile bu doğa olaylarının isimleri takılmıştır. Onun için iki seçenekten hangisinin olacağını anlamal için mutlaka dilek tutmuşlardır. 

ADAK ADAMA
İnsanların bir çok istekleri vardır fakat hiç birine de ulaşamıyor. İşte isteklerinin olması için dilek adarlar. İşe girebilmek, evlenmek veya her hangi bir emeline kavuşmak için 'Benim bu isteğim olursa üç gün oruç tutacağım veya kurban keseceğim' şeklinde adak adarlar. Bu inanışta Şaman inanışıdır. 

TUZLU KÜLBASTI
İnsanlar kaderlerini ve kısmetlerini, başlarına gelecek olan her şeyi, önceden merak edip öğrenmek isterler. Bekarlar Rumi Takvime göre Yılbaşı, Miladi 13 Ocak gecesi, tuzlu hamuru közde veya sıcak kül içinde pişirerek 'pelit' dedikleri külbastı yaparlar. O tuzlu külbastının yarısını yerler, yarısını da yastıklarının altına koyarlar. O gece rüyasında gelip kendisine su içirenin kısmeti olacağına, onunla evleneceğine inanılır.

TAHTAYA VURMAK
Eski Türkler göçebe oldukları için, daha önce girmedikleri ormanlara girerken, ormandaki kötü ruhları kovmak için ağaçlara vurup bağırarak gürültü çıkarırlarmış. Bu davranış aynı zamanda doğa ruhlarına kötü olayları haber verip, korunma amaçlıdır. Tahtaya vurma adeti, sadece Türk kültüründe değil, bir çok Avrupa kültüründe de vardır. Olumsuz bir olay konuşulurken kötü ruhların duymaması ve başına kötü bir olay gelmemsi için, üç kere sert bir yere veya tahtaya el veya işaret parmağının arkası vurulur. Aslında bu da eski bir Şaman inanışıdır.

KÖPEK ULUMASI
Bazı hayvanların insanların göremediği bazı olayları ve geleceği gördüklerine ve bazı şeyleri önceden haber verdiklerine inanılır. Köpek uluması halk arasında uğursuzluk diye yorumlanır, Ölüm haberi alınacağına inanılır. Şamanizm'den kalma inançtır.

BAYKUŞ SESİ
Gece duyulan erkek baykuş sesi uğursuz sayılır. Yakın zamanda bir ölüm olacağı haberini verdiğine inanılır.

ÖLÜDEN SONRA TOPLANMA
Eski Şaman inanışına göre ölünün ruhu, bedenini, 7 gün ve tamamıyla da 40 gün sonra terk eder. “40'ın çıkması” deyimi buradan gelir. Şamanizm'de ölen kişinin ruhu evi terk etsin, göğe yolculuğuna başlasın ve öteki ruhlar etrafına toplanmasın diye, insanlar ölen kişinin evinde toplanıp ayin yapar, yas tutarlar. Bu inançta Şamanizm'in etkisidir.

YENİ AY
Yeni ayın uğurlu ve yeni başlangıçlara vesile olacağına inanılır. Bu nedenle Anadolu'da yeni ay görüldüğünde gökyüzüne, aya ve toprağa bakarak hayır duaları edilir. Bu da Şamanizm de Göktanrı inancından gelmektedir.

DESENLİ DOKUMALAR
Şamanizm de giydikleri giysilere ve yapılan halı kilim üzerlerine yılan, akrep, karınca gibi yabanî ve zararlı hayvan şekilleri işlenerek onların kaçırılacağına inanılırdı. Bugün hala daha Anadolu’da Türkmen köylerinde dokunan halı, kilim ve örülerek yapılan giysiler üzerinde buna benzer şekiller var ve Şaman giysilerinin izlerini taşımaktadır.

MEZAR TAŞLARI
Türklerin mezar taşları, gök direkleri, obalar, bengü taşlar, kutlu ağaçlar inançlarının izlerini taşımaktadır. Mezarlıklarda dilek dilemenin, dua okumanın temelinde Şamnizm inancı yatmaktadır. Tanrı ile iletişimi sağlamak, doğrultusunda mezar taşlarına bir şeyler yazmış ve eski ata ruhlarından yardım istemişlerdir.

MEZAR AYAKLIĞI
Mezarların ayak ucunda bulunan küçük oyuklar su birikmesini sağlamak içindir. Ruhlar susadıkları zaman oradan su içmeleri inancına dayanır. Ayrıca kuşların, böceklerin o suluklardan su içmesinin, ölmüş kişinin ruhuna gideceğine ve o kişinin sevineceğine inanılır. Şaman kültüründe, insana can veren ruhlar kuş biçiminde tasvir edilmişlerdir. Kuşa benzeyen bu ruhlar Şamanlara, gökyüzüne yapacakları yolculukta yardımcı olacaklarına inanılır.

YOLCUYA SU DÖKME
Giden yolcunun arkasından su dökmek eski Türkler’deki bir adet. Su yerinde hiç durmayıp devamlı dolaştığı için 'sende su gibi dön dolaş yine geri gel' anlamında su dökülür. Bu da Şaman geleneğidir.

KURŞUN DÖKME
Şamanizm, Tengricilik, Gök Tanrı; Kut Dökme, Kurşun Dökme; Eski Türk geleneğinde var olan ve günümüzde hala yapılan bir uygulamadır. Kurşun dökme Şaman geleneğinden kalan bir âdettir. İnsana musallat olan kötü ruhların olumsuz etkisini ortadan kaldırmaya yönelik olarak eski dönemlerde uygulanırdı. Kişinin bağlanmış kısmetinin açılacağına, büyü ve nazara iyi geleceğine inanılır. Kurşun döküldükten sonra kurşunun su içinde aldığı şekillere göre kişinin yaşamı ile ilgili bir bağ oluşturulur.

KIRMIZI RENK
Kırmızı rengin başkalarına etki ettiği ve uğurlu olduğuna inanılır. Lohusa kadınların başına bağlanan kırmızı kurdele Şaman döneminden günümüze kadar ulaşmış bir adet. Bu kurdelenin anneyi ve yeni doğan çocuğu şeytana karşı koruduğuna inanılır. Hala daha günümüzde bile devlet büyükleri tarafından açılışlar kırmızı kurdele kesilerek yapılır.

NAZAR
Anadolu'da halk arasında “nazar” kavramı çok yaygın bir inanç. Bazı insanların bakışlarının rahatsızlık verdiğine, kötülük getirdiğine inanılır. Bunun önüne geçmek için “nazar boncuğu” veya “göz boncuğu” takılır. Nazar olgusu da eski Şamanizm inançlarından olmasına rağmen Kur'ani Kerimde de 'NAZAR'a yer verilmektedir ve korunmak için nazar duaları vardır.

MÜZİK
Şaman ayinlerinde davul ve kopuz kullanılırdı. Müziksiz ayin olmazdı. Oysa İslam dininde Kur’an dışındaki dinî eserlerin müzikle okunması günah sayılır. Şaman geleneğinin devamı olarak Anadolu'da Hz. Muhammed’in ve Hz. Ali'nin hayatları müzikle okunmaktadır. Mevlit ve ilâhiler sadece Anadolu'da Türkler tarafından uygulanan müzikli anlatımlardır.

İÇKİ
Eski Türk kültüründe içki içilmesi yaygın bir gelenek. Özellikle düğünlerde ve mutlu günlerde müzik eşliğinde içki içilmesi geleneği var. Şamanizm den kalma bir uygulamadır. Oysa İslâm'a göre içki içilmesi yasaktır.

SAĞ AYAK
Kapıdan çıkarken sağ ayağın önde olması da Şaman kültüründen kalma bir ritüel. Sol ayakla geçmenin kişiye uğursuzluk getireceğine inanılır.

KUŞ SESİ
Bazı kuşların insanın bulunduğu yere gelerek ısrarlı bir şekilde ötmesi, o insanın uzaklarda bulunan bir yakınından iyi veya kötü haberler alacağına inanılır. Bu da Şaman geleneğidir.

MİSAFİRE SAYGI
Eve kim gelirse gelsin, düşman dahi olsa saygı duyulur ve en güzel yiyecekler ikram edilir, en iyi bir şekilde ağırlanırlar.

EŞİK
Eski Türklerde kapı eşiği çok önemlidir, eşiğine oturulmaz ve üzerinde durulmaz. Uğursuz sayılır. Oturanın yakın zamanda annesi veya bir yakını öleceğine inanılır. Bu da çok eski bir Şaman inancıdır.

TIRNAK
Gece tırnak kesilmez, gündüz tırnak kesildiği zaman tırnaklar toplanır ve bir yere gömerek saklanır. Türklere Şamanizm den kalmıştır.

SAKIZ
Gece sakız çiğnenmez. Gece sakız çiğneyen ölü eti çiğnediğine inanırlar.

UĞUR VE BEREKET
Rumi takvime göre 1 Ocak, Miladi takvime göre13 Ocak YILBAŞI sabahı, eve gelen ilk kişiyi de sınarlar. Eğer o sene bereketli, bolluk veya bereketsiz olursa o kişiden bilirler. Ertesi sene o kişinin evlerine gelmemesi için kapıları kilitlerler, onu içeri almazlar. Yılın bereketli geçmesi için yılbaşı sabahı eve öküz veya at getirilir. Öküz, at ve koç başının uğurlu olduğuna inanılır. Yeni yapılan binalara boynuzlarıyla koç kafası çakılır. 

Bir gelin evlenip te yeni evine ilk getirildiği zaman kucağına erkek çocuk oturtulur ve kapının eşiğinden içeri girerken başına buğday, pirinç ve bozuk para serpilir. Bu adetlerde şamanlardan kalma uğur sayılan adetlerdir ve Anadolunun bir çok yerinde hala daha uygulanmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder